***4***

284 35 7
                                    


4 saatlik bir çalışmanın ardından gelen yarım saatlik dinlenme süresi o kadar az geliyordu ki...

Kendini Tae Hyung olarak tanıtan çocukla görüşmemizin üzerinden 2 gün geçmişti ve hala onun söylediklerini düşünüyordum.

Haberi Soo Joo'nun yaymış olma ihtimali vardı, bana artık bırakmak istediğini ve herkesin öğreneceğini söylemişti sonuçta.

Başımı iki yana sallayarak beynimdeki düşüncelerden kurtulmaya çalıştım ama olmuyordu, içimdeki endişeler, korkularım ve üstüne bu haber olayı... Artık çok fazla geliyordu.

Menajer Kim'in haberi yalanlaması ortalığı tamamen dizginlememişti açıkcası. Halkın bir kısmı endişelerini sürdürürken, diğer kısmı bana inanmayı tercih ediyordu ki bu canımı çok fazla acıtıyordu.

"Joo Hyun-ah! Haydi, başlıyoruz."

Menajer Kim'in sesi düşüncelerimi bir süre beynimden atmama yardım etmişti.

Pratik odasına giderken, Soo Joo'nun da yardımcılarıyla berber vokal odasına girdiğini gördüm. Birbirimizden o denli uzklaşmıştık ki... Ben dans çalışırken, o vokal dersleri alıyordu, artık çok yoğun olduğumdan yurtta dahi görüşemiyorduk.


Menajer Kim kolumdan çekiştirerek odaya sürüklenmemi sağlarken, bir yandan söylenmeye devam ediyordu.

Ardından süren 2 saatlik çalışmadan hiçbir verim alamamıştım. Beynimde dönüp duran düşünceler ve asık suratım dans konusunda hiç de yardımcı olmuyorlardı.

Sonunda kendimi yere attığımda diğer dansçılar teker teker odayı boşaltmış, 2 saat boyunca kenarda dikilip bizi izleyen menajer Kim ise karşıma oturup boydan boya aynayla kaplı olan duvara yaslanmayı tercih etmişti.

Bir süre ikimiz de konuşmadık. Sanki bir şeyler söylemek istiyor, ama söylemek ve söylememek arasında kalmış gibi ağzını hafifçe aralayıp tekrar başını sallayarak kapatıyordu.

Sonunda sessizliği bozan yine o olmuştu. "Başkanla konuştum." dediğinde, hiç de dikkatimi çekmeyecek bir konunun gelmekte olduğunu anlamıştım. "Basın toplantısı düzenlenecek." Sözlerini bitirdiğinde bir süre suratıma baktı. Ciddi anlamda söyleyip söylememekte ikilemde kaldığı bir şey vardı.

"Ve?" dedim bakışlarımı yerden kaldırıp onun suratına dikerken.

"Bunu aslında söylemeli miyim bilmiyorum ama..."

Kalkıp kapıyı kapattıktan sonra odada birinin olup olmadığını kontrol etti. Tekrar aynı yerine otururken, söyleyeceği şeyin doğruluğunu sorguluyormuş gibi gözlerini kapattı.

"Haberi yayanın o çocuk olduğunu pek sanmıyorum."

"Ne?"

Söylediği şeyin etkisiyle bir an tüm tüylerimin havaya kalktığını hissettim. Tae Hyung da kendisinin yapmadığını söylemiş ve Soo Joo'yu suçlamıştı.

Soo Joo...

"Haber başkanın bilgisayarından sızdırılmış."

Bir süre şaşkınlıkla ona baktım. Tae Hyung kesinlikle olamazdı, başkanın odasına ben dahi zor girerken onun girmesi olanaksız kelimesinin sınırlarını dahi zorluyordu.

Bu sırrı artık 5 kişi biliyordu ve bu 5 kişiden sadece biri mantıklı geliyordu.

Artık emindim, onun yapamayacağını neden düşünmüştüm ki? Bunu bana önceden 'herkes öğrenecek' diyerek zaten belirtmemiş miydi...

Be My StarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin