Bölüm parçası Doruk’un söylediği şarkı. Geç yazdım çünkü çok değer verdiğim bir arkadaşımda kaldım ve yetiştiremedim bölümü bugün olabildiğince çok bölüm yazmaya çalışacağım. Okullar açılmadan final vermek istiyorum. Geciktiğim için tekrar özür dilerim. İyi okumalar :**
Alışveriş yaptıktan sonra oturduğum cafe’de donup kalmıştım. Rüzgar gitmişti. Hiçbir şey söylemeden beni bırakıp gitmişti.
Ayrılmıştı benden. Hem de hiçbir neden yokken.
Her şey güzel giderken neden bırakmıştı ki? Dorukla mı kavga etmişti? Doruk’a sormam lazımdı.
Kalbim yerinden fırlayıp karşı duvara yapışacak gibi atıyordu.
Ayaklarım titriyor parmaklarımı hareket etmekte zorlanıyordum.
Paketleri alıp hesabı ödedikten sonra alışveriş merkezinden çıkıp yolun karşısındaki durağa geçtim.
Otobüs geldiğinde en arkadaki boş yere oturup kafamı cama yasladım.
Hani dizilerde olur ya kafasını cama yaslayıp olanları düşünen masum insanlar, onlar gibiyim. Düşünüyorum. Ama bir açıklama bulamıyorum.
Aklımı kaybetmekten korkuyorum. Çok sevdiğim birini kaybetmekten…
Zaten annemi kaybetmemiş miydim ben? Tekrar birini kaybetmeme gerek var mıydı?
Bunları düşündüğüm yarım saatten sonra Doruk’ların evinin olduğu sokakta otobüsü durdurdum. Hızla evlerine doğru yürümeye başladım.
Ayaklarım titriyordu. Kendimi o kadar çaresiz hissediyordum ki.
Yapayalnız…
Kapıyı dört kere uzun uzun çalmama rağmen açan olmamıştı.
Telefonumu çıkartıp Doruk’u aradım.
‘’Ne var?’’ soğuk sesiyle telefonu açtığında yalnızlığımı bir kere daha hissettim. Doruk da benimle konuşmuyordu.
Göz yaşlarıma hakim olamadığımda titrek sesimle ‘’Neredesin?’’ diye sordum.
‘’Elifle birlikteyim. Bir şey mi oldu Yağmur ağlıyor musun sen?’’ sesi biraz daha önemser gibi çıkmıştı. Yada endişeli. Her ne kadar nedenini bilmediğim bir şekilde benimle konuşmasa da ağladığım zaman her şey değişiyordu onun için. Üzülmemi istemiyordu ama ben her seferinde ağlamaktan vazgeçemiyordum.
Ne kadar güçsüz olduğumu düşünüp kendime küfrettikten sonra dudaklarımı birbirine bastırıp ağlamamaya çalışırken ağzımdan kaçan hıçkırık sesleriyle Doruk’un sesini duydum.
‘’Yağmur nerdesin söyle geliyorum hemen!’’
‘’Kapıda’’ zorla ağzımdan bir kelime çıkmıştı. Konuşmaya gücüm yoktu. Hiçbir şeye gücüm yoktu.
Kapının önündeki merdivenin basamağına oturup dizlerimi karnıma çekip tek elimde bacaklarıma sarıldım.
‘’Hangi kapı Yağmur?’’
Hıçkırıklarımın arasından cevap vermek o kadar zordu ki. Neyse ki zor da olsa onların evinin önünde olduğumu anlatabilmiştim.
‘’Bekle bak sakin ol geliyorum hemen tamam mı ağlama.’’ Telefonu kapatırken hala ağlamamamla ilgili bir şeyler söylüyordu.
Bir saat boyunca olan şaşkınlığım şimdi üzüntüye dönüşmüştü ve beni içine çekiyordu.
Birine bu kadar değer verirken neden gitmesi gerekiyordu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♔ÇAKMA PRENS ♔
Fiksi RemajaÇocukluk aşkına yıllarca 'prenses' diyen Doruk, Yağmur'un da ona 'prens' demesini bekledi. Doruk kuzeni Rüzgar gelene kadar umudunu hiç yitirmemişti. Yıllarca saklanan gerçekler ortaya çıkacak. Yağmur kimi seçecek ? 'Prens' demesini bekleyen Doruk'u...