Ve yeni hikayeeem..
Umarım beğenirsiniz.
Şarkıyı açarak okumanızı tavsiye ederim.
-9 Ekim 2003-
Araba sesi duyunca her akşam yaptığım gibi hızla masamdan kalkıp koşarak pencereye gittim. Elimi pencerenin koluna doğru salladım ama dokunamadım bile.
Kolumu indirip başımı önüme eğdim ve umutsuzca ‘’Katy..’’ diye sızlandım.
Arkamdan kıkırdadı ve ayak seslerini duydum.
Yanıma gelince uzanıp kolayca pencereyi açtı. Ayaklarımın ucunda yükselip kollarımı pencere pervasının kenarlarına dayadım. Evin önünde tanıdık bir siyah araba duruyordu.
Onları arabanın ön camı sayesinde görebiliyordum. Kocaman gülümseyip el salladım.
Annem arabanın kapısını açtığında ‘’Anne!’’ diye bağırıp daha çok gülümsedim. Ama hala sürücü koltuğunda oturan babam anneme bir şeyler söyledi ve annem babama baktı.
Ve araba patladı.
Patlama sesi kulaklarıma dolarken çığlık atarak ellerimi kulaklarıma bastırdım. Ama gözlerimi arabadan ayıramıyordum. Arabayı yakan ateş göz bebeklerimde parlıyordu.
Annemin açık bıraktığı kapı koparak caddenin diğer ucuna uçtu. Arabadan yükselen dumanlar havayı nefes alınamayacak şekilde boyuyordu.
Patlama evimizin bahçesini alt üst etti. Çitler parçalanarak etrafa uçuştu. Çimenler yanıyordu. Ağaçlar gövdelerinden ayrılıp caddeye uçmuştu. Her gün özenle baktığım, çok sevdiğim rengârenk çiçekler yanıp kül olmuştu.
Ellerimi kulaklarımdan çekip gözlerimi umutla dışarıda gezdirdim. Annemin ve babamın arabadan inmiş olduklarını umarak etrafa baktım ama yoklardı.
Arabanın içindeydiler.
Katy çığlık atmayı bırakıp yanıma diz çöktü. Derin nefesler alıyordu, adımı sesleniyordu. Duyabiliyordum. Ama gözlerimi kırpmadan arabaya bakıyordum.
‘’Chloe, bebeğim.. Chloe?’’ dedi çatlak sesi.
Ama gözlerimi acımasız kıvılcımlardan ayıramıyordum.
Sonra ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Vücudum Katy’nin yumuşak kazağına dayılıydı. Başımı göğsüne bastırıp saçlarımı okşuyordu. Sesini duyuyordum. Ama ne dediğini anlayamıyordum.
Katy merdivenleri inerken dışarıdan siren sesleri duydum. Bu Katy’nin ardı arkası kesilmeyen sesini bölmüştü. Niye gelmişlerdi ki? Ne yapabilirlerdi?
Ailem yanıyordu.
Saçlarımı geriye savuran rüzgârın olduğu açık havaya çıktığımızda gözlerim yandı. Ateş daha da yakınımızdaydı.
Katy dikkatlice arabanın yanından geçerken gözlerim irileşti. Arabanın içini görmeye çalıştım ama göremedim.
Ayaklarım yere değdi. Bir an kendimi boşlukta gibi hissettim. Bir yere tutunma ihtiyacı hissettim ama tutunmadım. Gözlerim kararıyordu ama ateş sayesinde tekrar yandığı için açık tutmaya çalışıyordum.
Arabanın başında duran büyük arabadan itfaiyeciler babamın arabasına su fışkırtıyorlardı. Arka tarafta sağlık görevlileri bekliyordu. Ve polisler önümüzde dikiliyordu.
Başımı kaldırıp Katy’ye baktım. Kazağına akan gözyaşlarını eliyle silmeye çalışıyordu.
Polislere baktım. Çok soğukkanlıydılar. Niye böyleydiler? Onlarda mı benim gibi şoka girmişlerdi?
Elindeki not kâğıtlarına bir şeyler yazan adam sürekli soru soruyordu.
‘’Adınız?’’
Bakışlarımı polisten ayırmadan ben cevapladım.
‘’Katy.’’
Katy bir anlığına bana bakıp düzeltti.
‘’Katherine.’’
‘’Tam adınız-‘’
‘’Katherine Grace.’’
Gözlerim ikisi arasında gidip gelirken onlar beni fark etmiyorlardı bile.
‘’İfadenizi almam lazım. Görgü tanığısınız.’’
‘’Ben Chloe’nin bakıcısıyım. Doğduğundan beri ona ben bakıyorum. Ve-‘’
Bana bakıp yutkundu.
‘’Ve patlama olduğunda arabada annesiyle babası vardı.’’
‘’İsimleri?’’
‘’Adam ve Lauren Johnson.’’
Polis, annemin ve babamın isimlerini not alıp aynı soğukkanlılığıyla konuşmaya devam etti.
‘’İfadenize devam edin.’’
‘’Biz sadece pencereden ailesine bakıyorduk ve araba patladı. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.’’
Polis, notunu aldıktan sonra kalemini eliyle kavrayıp önümde diz çöktü. Ama hala benden uzundu.
‘’Söyle bakalım, sen neler biliyorsun?’’
Gözlerimi kırpıştırıp adamın yüzüne boş boş baktım.
‘’Küçük hanııım..’’
Başımı yana yatırıp adamın yüzünü incelemeye devam ettim. Kaskatıydı. Heykel gibi kaskatıydı.
‘’Efendim, size cevap verebileceğini sanmıyorum. Şoka girmiş. Zorlamamalısınız.’’
Ne ara geldiğini bilmediğim sağlık görevlilerinden biri polise laf anlatmaya çalışıyordu. Ne dedikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu.
‘’Az önce konuştu ama. Bu benim işim. Siz karışmayın.’’ Dedi ve tekrar bana bakıp çenesini açtı.
‘’Evet, seni dinliyor-‘’
‘’Durumunu kötüleştireceksiniz! O daha 6 yaşında bir çocuk!’’ diye bağırdı kadın.
Polis ayağa kalkıp sağlık görevlisine doğru birkaç adım attı.
‘’Size karışmayın dedim!’’
Kadın başını umutsuzca iki yana sallayıp kollarını göğsünde birleştirdi ve başımızda beklemeye devam etti.
Polis derin bir nefes alıp tekrar Katy’ye döndü.
‘’Küçük kızın tam adı, lütfen?’’
Katy bir kez daha bana bir bakış atıp huzursuzca nefesini dışarıya verdi ve tekrar polise baktı.
O sırada gözlerim karardı ve ayaklarım yerden kesildi. Bedenim yere yığıldı ve başım betona sertçe çarptı. Başımı çarptığım yerde hissettiğim sıcaklıkla beraber sağlık görevlisi bana doğru koşmaya başladı.
Son gördüğüm arabadan yükselen siyah dumanlar ve hala devam eden kıvılcımlardı.
Son duyduğumsa Katy’nin sesiydi.
‘’Amber Chloe Johnson.’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Side (Askıya Alındı)
Fanfic''Seninle olmak, ateşle oynamak gibi.'' Dedim. ''İyi kızlar, ateşle oynamaz.'' Dedi ve güldü. ''İyi kız olduğumu da kim söyledi?'' diye takıldım. ''Ben oyun kurucuyum, Harry.''