Heyoo! Yeni bölüm geldi :) Bence bu bölüm çok hoşunuza gidecek. ve 9.Bölüm bomba gibi olacak haberinize 9.bölüme daha var ama bu iki bölümde en güzel yorumu yapana ithaf edeceğim o bölümü haberinize :D Lütfen yorum yapın ve oylayın şimdiden teşekkürler... Önceki bölümlere olan ilgi için yine teşekkürler. Keyifli okumalar. Öpüldünüz! Multimediada Dolunay ve İstanbul'un oturuş şekilleri var ;)
7.BÖLÜM
Eski arkadaşlar ayağa kalkarak, özlemle birbirlerine sarılmışlardı. Dolunay çok sevdiği arkadaşını görünce sevinmişti. Eski anılar gözünde canlanmıştı ne güzel zamanlar geçirmişlerdi. Her yaz buraya gelirlerdi, kalabalık bir grupları vardı. Çokta eğlenirlerdi birlikte. Yapmadıkları haylazlık kalmamıştı. Ama bu sitedeki herkes onları çok severdi ve gece geç saatlere kadar sokakta olup, ses çıkaran bu çocuklara rahatsız oldukları halde kıyamayıp, kızamazlardı. Gerçekten güzel bir gençlik geçirmişti burada.
Şuan ise tanıdıkların çoğu yazlıklarına uğramıyordu ve bir çoğu da başka insanlara satılmıştı. Tanıdığı insanların sayısı azdı burada. Ama Efe'yi görmek gerçekten onu sevindirmişti. Eski dostların sarılmaları bittiğinde Efe gözlerini şaşkınca İstanbul ve Eymen'de gezdirmeye başlamıştı.
"Abicim şuan cidden çok kırıldım sana. Evleniyorsun bir de üstüne üstlük çocuk yapıyorsun ve benim bunlardan haberim yok. Yengecim merhaba ben Efe. Tanıştığıma çok memnun oldum ama Allah sana kolaylık versin sen bu adamı nasıl aldın ya?" diyordu Efe Dolunay'a takılarak, aynı zamanda gülüyordu da.
"Bende İstanbul. Memnun oldum ama Dolunayla-" diyordu ki İstanbul, Dolunay araya girdi. Bu sırada Efe ve İstanbul ise tokalaşmışlardı."Oğlum biz sadece arkadaşız bebek Meriç'in oğlu."
"Öyle mi? Güzel de bir aile tablosu çiziyordunuz. Bende sandım ki.. Oğlum sen hayatta evlenmezsin zaten şaşırdım bende. Seninle evlenecek kıza acıyorum. Yalnız siz niye çocuğa bakıyorsunuz? Hem de ikiniz anlamadım bak ben şimdi."dedi şaşkınca Efe.
"Benimle evlenen kız yaşadı bir kere lan. Bu evlilik konusuna dönememek üzere kapatıyorum. İkimizin çocuk bakmasına gelirsek, uzun hikaye anlatırız şimdi." deyip anlatmaya başlamıştı Dolunay. Efe hem şaşkınlıkla hem de gülerek onları izliyordu. Meriç işi biliyordu. Deli kızı da özlemişti Efe. Onu görebilse güzel olurdu. Bu saf adam hiç bir şeyin farkında değildi. Dolunay ile çok küçüklükten beri arkadaşlardı. Efe iyi tanıyordu onu. Arkadaşının bakışları kendisine tanıdık geliyordu, o da böyleydi hep. Bu sırada güzel bir kız onlara doğru gelmeye başladı. Efe ayaklanmıştı.
"İşte benim hayatımın anlamı." dedi Efe iç çekerek, kızın yanlarına gelmesini beklediler.Kız yanlarına gelince; bir yandan şaşkınca Dolunay'a ve yanındaki kadın ve çocuğa bakıyordu bir yandan da eline aldığı havluyla kurulanmaya çalışıyordu.
"Dolunay bu sen misin? Aman Allah'ım evlendiğine inanamıyorum." dedi kız. Bu kız da kimdi şimdi? Çokta güzeldi. İstanbul ister istemez kıskançlık hissetmeye başlamıştı. 'Ondan güzel mi bulurdu acaba Dolunay kızı? Puff!' Ama Dolunay'ın dedikleriyle rahatlamıştı.
"Pardon tanıyamadım sizi. Efe beni nerden tanıyor ki sevgilin?" diye sordu Dolunay. Efe güldü."O, Berfin." dedi Efe ve sarıldı kıza yanağına bir öpücük kondurarak. Kız utanmıştı ve suratını eğmişti.
"Hadi canım! O kız bu kız mı şimdi?" O eski çirkin kız nerede şimdi ne kadarda güzelleşmiş. Yanlış anlamayın o gözle bakmıyordu ama şaşırmıştı. O eski tanıdığı kıza hiç benzemiyordu ve arkadaşının sevgilisine yan gözle bakacakta değildi. Hem Efe bu kızdan hiç haz etmezdi ki nasıl olmuşta bu hale gelmişlerdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Çöpçatan
RomansaMeriç üniversiteyi bitirir bitirmez deli gibi aşık olduğu adamla nikahı bası vermiş. Aradan uzun bir zaman geçmiş çocuk yapmanın zamanı gelmiş. Tunç ve Meriç çiftine bir de minik Eymen eklenmiş. Söylemeden geçemeyeceğim bu çılgın çiftimiz tam bir eğ...