3.bölüm sizlerle :) Umarım hoşunuza gidiyordur :) Ben buralarda biraz acemiyim :/ 100 kişi okusa her bölümü yeterli olur sanırım. Zaten 4.bölümde hazır 100 kişi de gelir :) Ya da ben dayanamam erkenden atarım... Keyifli okumalar Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Öpüldünüz :* Multimediada Eymen ve yakışıklı baba Tunç var :)
3.BÖLÜM
Tunç ve Meriç saat geç olmasına rağmen hala minik bebekleri Eymenle uğraşıyorlardı. Küçük yaramaz uyumamak için hala diretiyordu. Saat üç'e geliyordu, ancak uyuyabilmişti Eymen. Tunç ve Meriç sonunda yatağa girebilmişti. Tunç konuşmaya başladı.
"Meriç bu çocuk sana benzedi bir susmak bilmiyor. Eskiden böyle değildi. Ne oldu bizim oğlana böyle?"
"Bak bak bu durumdan şikayetçisiniz bakıyorum. Hih. Bilmiyorum belki çocuk hissetti. Annesi babası onu bırakıp tatile çıkıyor ben olsam bizimkilerin burnundan getirmiştim, bebeğim de aynen öyle yapıyor galiba."
"Bizim paşayı bırakıyoruz ama bence bu çok iyi olacak içimden bir ses öyle diyor." dedi Tunç, Meriç'te onaylarcasına,"Bence de kocacığım, bence de. Hem bir haftacık sadece idare edicekler artık." diyip kocasına sokuldu.Plan belliydi. İkisi de sinsice sırıtıyorlardı. Tunç Meriç'i kollarıyla sardı ve güzel huzurlu bir uykuya daldılar.
Eymen'in bir yaşına girmesi üzerinden birkaç hafta geçmişti sadece. Bizim çılgın çiftimiz de kendileri için güzel planlar kurmuşlardı. Bu planları paylaşmak için bugün herkes Meriçler de toplanıyorlardı. Evlerine ilk gelen istanbul olmuştu. Daha hiç bir şeyden haberi yoktu ama duyunca ne tepki verecekti bilmiyordu. Meriç ve istanbul rahat konuşmak için mutfağa geçmişlerdi. İstanbul kucağında Eymenle uğraşıyor, Meriç'te çorbayı karıştırıyordu. Birden söylenmeye başladı şakayla karışık,
"Ah oğlum bu teyzen seni nasıl doyurucak merak ediyorum."
"Aman ya yemek yapamıyoruz diye dediklerine bak. Hem ben yakışıklımı doyururum bir kere hazır mamalar denen şeyler var. Eh bir de çorba yaparım paşama. Ohh miss." dedi istanbul. Meriç bu sırada aklından 'Allah'tan ağabeyim yemek yapabiliyor' diye geçiriyordu. İstanbul Dolunay'ın buraya geleceğini az çok tahmin ediyordu. Utana sıkıla sordu.
"Dolunay gelecek mi Meriç?"
Meriç arkadaşına sıcak bir tebessümle baktı.
"Evet bebeğim gelecek."
"Uzun zaman oldu. Nasıl davranıcam o başka bir kadını severken onu mutlu görmek daha da yıkıyor beni."
"Tunç ayrıldı gibisinden bir şeyler dedi ama ben bugün açacağım konusunu."
Tunç aylar önce gelip ağabeynin İstanbul'dan hoşlandıgını hissettiğini söylediğin de ne de çok sevinmişti. Ama daha sonra başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu duyunca yaptığı tüm hınzır planlar suya düşmüştü. Şimdi ise ne olursa olsun İstanbul ve Dolunay bir araya gelecekti. Dolunay'ın İstanbul'a olan ilgisini fark etmişti o da. Artık bunu Dolunay'da fark etmeliydi. İşte bu yüzden çok güzel bir plan yapmışlardı. Zilin çalmasıyla herkes salona yönelmişti. Tunç kapıyı açmıştı Dolunay'a.
"Hoş geldin abi nerde kaldın ya!"
"Geldim oğlum anca işte. Nerede benim paşa hazretlerim?" diye atıldı içeri Dolunay. Kızlar salonda ayaklanmışlardı. Dolunay istanbul'u kucağında Eymenle görmüştü. Küçük hayta İstanbul'un kucağında halinden memnun bir şekilde sırıtıyordu. 'Buldu tabi güzel kızı. Dayısına çekmiş sıpa. Anlıyor neyin ne olduğunu.' İstanbul'da Dolunay'ın beğendiği kızlar kadar güzel tabii.' İstanbul'a doğru adım attı Dolunay, kollarını açtı ve Eymen'i kucakladı. İstanbul onun bu halini görünce hemen hayallere daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Çöpçatan
RomanceMeriç üniversiteyi bitirir bitirmez deli gibi aşık olduğu adamla nikahı bası vermiş. Aradan uzun bir zaman geçmiş çocuk yapmanın zamanı gelmiş. Tunç ve Meriç çiftine bir de minik Eymen eklenmiş. Söylemeden geçemeyeceğim bu çılgın çiftimiz tam bir eğ...