Aslı, düğün için gittiği şehirde, başına geleceklerden habersizdi. Aşk o farkına varmadan kalbini ele geçirmişti.
Murat ile Aslı..
---
Sen benim alın yazımsın..
Sen ise benim ömrüm...
---
Bir aşk düşünün. Sadece düşünün ve sonunu siz yazın.
Taşlı yolda ikide bir sallanan araba midemi bulandırmaya başladığında ön koltukta oturan Leyla'ya seslendim;
''Eve ne zaman varırız?''
Kafasını çevirmeden ''10 dakikaya varırız,canım.''dedi. Sessiz bir şekilde oflayıp koltuğa daha da yerleştim ve bakışlarımı yol boyunca devam eden ağaçlara odakladım. Havalimanından çıktıktan sonra Leyla ve ben, abisinin yani Ahmet'in arabasına binmiştik. Bizimle birlikte gelecekler, diğer arabalarla peşimize takılmıştı. Arkamızdan neredeyse üç araba geliyordu, ben bu kadarını görebilmiştim. Ve hepimiz Leylaların anneannesini almaya gidiyordu.
Yolda ilerlerken ağaçları sayarak can sıkıntımı gidermeye çalışıyordum. Tam bu sırada yanımdan hızla bir motosikletli geçti. Arkasından hayran gözlerle bakındım. Gerçekten çok havalıydı.
Nihayet beyaz bir evin önünde durduğumuzda arabadan hızla indim. Ciğerlerimi temiz havayla doldururken mide bulantımın hafiflemeye başladığını fark ettim. Bu sırada karşımda bir motosiklet gördüm. Bu yolda hayran kaldığım motosikletti. Demek bazı araçları gözden kaçırmıştım.
''Kuzularım, hoş geldiniz!'' nidasıyla bakışlarımı motosikletten ayırıp sesin geldiği yöne çevirdim. 55-60 yaşlarında, kısa boylu, tontiş bir kadın Leyla ile sarılıyordu. Yavaşça yanlarına ilerledim. O sırada Leyla kocaman gülümsemesiyle bana dönüp,
''Aslı, anneannem Cavidan.''dedi.
Sonra Cavidan Hanım'a dönüp,'' Anneanne bu sana bahsettiğim en iyi arkadaşım, Aslı.'' dedi.
Cavidan Hanım yavaşça aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapattı ve bana sıkıca sarıldı.Bende ona sıkıca sarılırken hiç bırakmak istemiyordu insan, çok yumuşak ve içtendi.
Nihayet kendime engel olup Cavidan Hanım'dan ayrıldığımda Leyla yanımızda gülümseyerek bizi izliyordu, Cavidan Hanım;
''Sen de hoş geldin yavrum.'' dedi.
Gülümseyip, '' Hoş buldum Cavidan Hanım.'' dedim. Tatlı bir şekilde kaşları çatılırken ''Kızım Hanım deme, teyze desen yeter.'' dedi. Kafamı sallarken birlikte gülüştük.
Gözlerim Cavidan teyzenin arkasındaki gruba kaydığında Murat'la göz göze geldim. Üstünde siyah bir deri ceket ve siyah kot vardı. Gözlerimi ondan ayırıp Leylalara döndüm. Tam bu sırada Cavidan Teyze bizi içeri davet ediyordu.
-----------------------
Kahverengi çiçek desenli koltuklar salonun havasını ağırlaştıracağı yerde canlandırıyordu. Duvarda çeşit çeşit çerçeve ortamı sıcak bir ev havasına sokuyordu. Duvarın önüne konulmuş komodinin üstündeki televizyon ve yanlarında yer alan dantel işlemeleri salonun şirinliğine şirinlik katıyordu ve ben geldiğimizden beri salonda tek başıma oturuyordum.
Leyla üstünü değiştirmek için başka bir odaya geçmişti beni de salonda bırakmıştı. Sıkıntıdan patlayacak dereceye geldiğimde, telefonumdan bir oyun açtım.
Duyduğum bir öksürük sesiyle daldığım oyundan kafamı kaldırıp oturuşumu düzelttim. Karşımda bana gülümseyerek bakan Leyla'nın abisi, Ahmet diğer koltuğa oturdu. Telefonumu yanıma koyarken hafifçe gülümsedim.
''Ee nasılsın Aslı?'' dedi Ahmet.
''İyidir senden?'' diye cevap verdiğimde gülümseyip elini havada salladı.
''İdare ediyoruz işte.''
Aklıma Leyla geldiğinde hem kısa konuşmanın bitmiş olmasıyla hem de Leyla'nın yarım saattir gelmemiş olması nedeniyle ayağa kalktım. Ahmet'e dönüp ''Şey ben Leyla'ya bakmaya gideyim.'' dedim. Ahmet kafasını sallarken ben salonun kapısına yönelmiştim. Tam çıkacakken aynı anda karşıdan bir adam belirdi. Muhtemelen hava alanında bekleyenlerden biriydi. Kenara kayıp yol açtığında oluşan boşluktan geçtim. Adam kafasını hiç kaldırmamıştı.
Leyla'nın girdiği odaya ilerlerken mutfak olduğunu düşündüğüm yerden elindeki bardaktan su içerek Murat çıktı. Göz göze gelmeden ben odaya girmiştim. Benim girmemle perdeyi tutan Leyla korkuyla yerinde zıpladı aynı anda tuttuğu perde kayarak eski halini aldı. Şaşkınca ona bakarken Leyla hızla yanıma gelmeye çalıştı ama ayağı yerdeki mindere takıldı. Düşecek gibi olunca hızla kolundan yakaladım. Bu gereksiz sakarlığı sadece heyecanlanınca ortaya çıkardı. Diklenmesine yardımcı olurken şüpheyle gözlerimi kıstım.
Bakışlarımı fark etmiş olacak ki coşkulu bir sesle ''Ne var?'' dedi. Tek kaşımı havaya kaldırıp '' Dökül.'' dedim. Leyla kolumdan çekip beni perdenin önüne sürükledi. Perdeyi hafifçe aralayıp görmem için kenara çekildi. Aralıktan bakmak için eğilirken '' Bak şurada kırmızı tişörtlü bir adam var. Gördün mü? '' dedi. Kafamı sallarken adamı incelemeye başladım. Yapılı bir vücudu ve uzun bir boyu vardı, kumraldı. '' Adı Cemal. Abimin arkadaşlarından. Zaten hava alanında da görmüş olman lazım.'' Kafamı onaylarcasına sallarken devam etti. ''O benim çocukluk aşkım.'' Şaşkınlıkla diklenirken Leyla tepkimi yakalamak için dikkatle bana bakıyordu. Merakla ''Eee?'' dedim.
Leyla dudağını dişleyip kafasını eğerken kıkırdadım ve tekrar cama eğildim. Bakışlarım bahçede gezinirken kenarda telefonuyla konuşan Murat dikkatimi çekti. Deri ceketi yine üstündeydi. Duvara yaslanmış bir eli cebindeydi. Onu incelemeyi bırakıp perdeyi kapattım. Leyla yatağa oturmuş çantasını karıştırırken yanına gidip oturdum.
Aklıma ne zamandır sormak istediğim ama bir türlü soramadığım soru gelince, Leyla'nın dikkatini çekmek için öksürdüm. Bakışları beni bulurken, ''Şey sakıncası yoksa bir şey soracaktım.'' dedim. Leyla başını sor manasında oynatınca ''Biraz patavatsızlık etmiş olabilirim ama, düğün neden bu kadar erken?'' dedim. Leyla birkaç saniye bekledi ve sonunda ''Bende merak ettim sordum abime, o da dedi ki kızın yani Esra'nın babası hemen yapmak istemiş yani bana biraz saçma geldi. Normalde babalar vermek istemez, bu adam resmen oldu bittiye getirmiş işi. Ama abim karlı çıktı, yani sonuçta kızı erkenden alacak.'' dedi.
Yaptığı tespite kahkahalarla gülerken odanın kapısı açıldı. Bakışlarımız kapıya dönerken görüş açıma Ahmet girdi. Kapıdan başını uzatan Ahmet '' Hadi kızlar hazırlanın, anneannemi de alıp şehre ineceğiz. Hem Esra ile de tanışmış olursunuz.'' dedi ve kapıyı kapattı.
Leyla ile birlikte yatağı düzeltip odadan çıktık. Leyla'yı bahçeye gönderip mutfağa girdim. Tezgahın üstündeki dolaptan bardak aldıktan sonra musluğu açtım. Su dolarken ayağımla yerde ritim tutmaya başladım. Nihayet dolunca suyu içip bardağı duruladım. Dalgınca arkamı döndüğümde kapıda dikilmiş Murat'la göz göze geldik. Beni görünce hemen doğruldu ve arkasını dönüp gitti. Ne ilginç adamdı böyle.
Bahçeye çıktığımda neredeyse herkes arabalara yerleşmişti. Cavidan teyze yere eğilmiş çiçekleriyle vedalaşıyordu. Yanında da Leyla vardı. Benim geldiğimi görünce Cavidan teyze çiçeklerine son bir şey söyleyip ayaklandı. Leyla ile beraber arabaya ilerleyip oturduklarında bahçede gürültülü bir motor sesi duyuldu . Bakışlarım sesin geldiği tarafa dönerken, gözüme motosiklet çarptı. Bakışlarım kaskın altındaki bedeni taradığında bu kişinin Murat olduğunu fark ettim ve gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Hayran olduğum motorun sahibi Murat'tı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.