Herkese merhabalarr..
Medyada: SoSoley- Anladın mı? ( Bir tanede fotoğrafçık var.)
Keyifli okumalar...
--------
Gözlerimiz hiç ayrılmayacakmışçasına birleşirken kulaklarımda iyi ki doğdun sesleri yankılanıyordu. Ayaklarım yanlarına gitmek için harekete geçeceği sırada aramıza giren kahverengi saçlarla durdu.
Zeynep sımsıkı sarıldığı Murat'a gülümserken Ceylan yanımıza gelmişti. Ben bakışlarımı onlardan alamıyordum. Leyla ile sarılması biten Ceylan' a sarılırken bile bakışlarımı onlardan alamıyordum. Murat kendini ne kadar geri çekse de Zeynep bırakmıyordu. İçimde büyüyen öfke ve kıskançlık her saniye artarken Ceylan sürprizi hiç beklemediğinden bahsediyordu.
Bakışlarım odağından şaşmadan aynı noktaya bakmaya devam ederken Leyla başkasıyla konuşmak için yanımdan ayrılmıştı.
Ellerim yumruk olurken yanımdaki masanın üzerinden kendime hakim olmak adına portakal suyunu aldım. Davranışlarımı ben bile anlamlandıramazken yanıma gelen Ceylan'la kendimi toparladım. Leyla da arkadaşının yanından geri gelmişti bu sırada. İkisi birlikte konuşmaya başladıklarında onları dinliyordum. Ceylan hararetle bir şeyler anlatırken gözüm geniş cama takıldı. Yağan kar o kadar güzel bir manzara oluşturuyordu ki. Adımlarım benden habersiz o tarafa yöneldi. Elimdeki portakal suyundan bir yudum alırken bakışlarım karların arasında dolaşıyordu.
Ne zaman bitirdiğimi bilmediğim bardağı mutfağa bıraktım ve lavaboya gitmek için boş koridora çıktım. Bakışlarım boş duvarlarda gezinirken karşıdan gelen siluet gözüme çarptı.
Zeynep elinde bir bardakla gülümseyerek yanıma geldiğinde bende gülümsüyordum fakat bu gülümseme gerçek değildi ve eminim gerçek olmadığı anlaşılıyordu.
" Nasıl eğleniyor musun Aslı?" dedi.
Gülümsememi bozmadan kafamı onaylar anlamda salladım ve "Neyse ben lavaboya gideceğim sonra konuşuruz." dedim. Onunla konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki itiraz etmedi diye düşünürken bir anda kazağımda bir ıslaklık hissettim. Korkuyla irkildiğimde ıslaklığın nedenini anlamış oldum. Sinirden kulaklarım uğuldamaya başladığında Zeynep'in özür dileyen sesi boğuk geliyordu.
" Ay canım özür dilerim dur sen lavaboya geç ben sana bir yerden tişört bulayım. Tüh ya görüyor musun sakarlığım tuttu." dedi ve ben lavabonun olduğu kapıya ittirdi. Kaşlarımı çatıp lavabonun kapısını araladım. Normalde eve dönerdim fakat montlarımızı başka bir odaya koymuşlardı. Arkamı döndüğümde Zeynep'in eteğini yukarı çekiştirerek salona girdiğini gördüm. Lavabonun kapısını kapattığım gibi hızla musluğu açtım ve kazağı yıkamaya çalıştım. Her su darbesinde kazak daha fazla ıslanıyordu. Sinirle gözlerimi kapatıp ellerimi musluğun yanına koydum. Aynadan kendime bakarken derin bir nefes çektim içime.
Lavabonun kullanılması ihtimaline karşı koridorun boş olup olmadığına baktım ve kendimi başka bir odaya attım hızlıca. Ne kadar yaptığım ayıp olsa da şu anlık durumum istisnalıydı.
Odaya girdiğimde ıslak olduğu için tutuğum kazağı bırakmadan telefonumu elime aldım. Rehberden Leyla'yı aradım ama açmıyordu. Aklıma gelenle ofladım, Leyla'nın telefonu hep sessizde olurdu. Ceylan'ı aramak istesem de telefonunu almamıştım.
Gözlerimi sinirle telefondan kaldırdığımda bakışlarım girdiğim odada dolaştı. Oda canlı renklere sahip değildi. Kahverengi dolap, kitaplık, yatak ve bir çalışma masası vardı. Çalışma masasının sandalyesini çekip oturdum kazağım tuttuğum su yüzünden sadece ıslaktı leke pek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASI
General FictionAslı, düğün için gittiği şehirde, başına geleceklerden habersizdi. Aşk o farkına varmadan kalbini ele geçirmişti. Murat ile Aslı.. --- Sen benim alın yazımsın.. Sen ise benim ömrüm... --- Bir aşk düşünün. Sadece düşünün ve sonunu siz yazın.