Keyifli okumalar...
----------
Araba sallanarak yolda ilerlerken, ben camı sonuna kadar açmış suratıma çarpan buz gibi havayla nefes almaya ve gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum.
Ön koltukta oturan Cavidan teyze ve Ahmet düğün hakkında konuşuyorlardı. Leyla telefona gömülmüş bir şeyler yapıyordu. Bense dediğim gibi nefes almaya çalışıyordum. Yüzüme vuran soğuk hava uykumu açıyordu, bu iyiydi.
Araba keskin bir U dönüşü yaptıktan sonra durdu. Arabanın yanında ve arkasında diğer arabalar park edilirken camı kapattım. Kapıyı açıp dışarı çıkınca gözlerim tekrar uyku moduna geçmişti. Acilen uyumam gerekiyordu.
Bagajdan bavulları indiren Ahmet'in yanına gitmeye niyetlendiğimde, Ahmet ona yöneldiğimi hissetmiş gibi kaşlarını çatıp bana baktı ve,
'' Siz eve geçin kızlar bavulları biz taşırız.'' dedi.
Leyla kolumdan tutup beni yeşil bir evin bahçesine sürükledi. Evin bahçesinde salıncak ve büyük bir çardak bulunuyordu. Kenarda renk renk çiçekler insanın gözüne görsel bir şölen sunuyordu. Çardakta bulunan 3 kadın bizi görünce hızla yerlerinden kalktılar.
Leyla kolumdan sürükleyerek bizi çardağa doğru yöneltti. Kadınların yanına gidince Leyla hemen bir tanesine sarıldı. Sarıldığı kadının gözlerinin dolup, ''Leyla'm... '' diye söylenişinden annesi olduğunu anlamıştım. Leyla annesinden ayrılıp yanaklarını öptüğünde en kısa zamanda annemi aramayı aklıma not ettim.
Diğer kadınlara da sarılan Leyla bana döndü ve annesini işaret ederek "Aslı, annem Emel."dedi. Daha sonra annesine dönüp "Anne, bu da sana sürekli bahsettiğim Aslı." dedi. Emel teyze ile sarıldıktan sonra Leyla bu sefer yanıma yaklaşarak koluma girdi ve yaşça diğerlerine göre genç olanı işaret ederek "Aslı, bu Esra."dedi ve gülerek ekledi. "Müstakbel gelinimiz."
Esra'ya elimi uzatıp onunla tokalaşırken "Bende Aslı." dedim Esra içten bir gülümsemeyle bana bakıp memnun oldum derken ben de küçük bir tebessümle karşılık verdim.
Tam o sırada arkamızdan ayak sesleri gelmeye başladı. Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde
Ahmet ve Cavidan teyze önde olmak üzere küçük bir kalabalık bize doğru ilerliyordu. Ahmet'in elinde Leyla'nın bavulu vardı.Peki benim bavulum neredeydi?
Ben kendime bu soruyu sorarken küçük kalabalığın en arkasından gelen Murat'ı ve elindeki bavulumu gördüm.
Lacivert renkli dar gömleğinin kolları kıvrılmıştı ve altındaki siyah pantalonuyla çok havalı ve bir o kadar da can yakıcı görünüyordu. Deri ceketini çıkarmıştı. Hemde bu havada ...
Bu düşünceler beynimi ele geçirmeye başladığında kendime içsel bir tokat atıp ilgimi kadınlara yönelttim. Özlem kokan bir muhabbet ortalığı sardığında kapanmamak için direnen göz kapaklarımın bu direnişe daha fazla dayanamayacağını anladım. O an Emel teyzenin sesi kurtarıcım olmuştu.
" Hadi yol yorgunları siz yataklara geçin."
-------
Leyla'nın odasında benim için hazırlanmış olan yer yatağında geçen, yaklaşık iki saatlik uykunun ardından Emel teyze tarafından yemek yemek için uyandırılmıştık.
Yemek salonuna inmek için hazırlanırken Leyla bahçede sarıldığı kadınlar hakkında bana bilgi veriyordu.Kapıdan içeri girdiğimizde her şey hazırlanmış, yemeğe başlamak için bizi bekliyorlardı. Leyla, annesinin yanındaki boş sandalyeye doğru ilerleyip kurulurken; kendim için boş sandalye arayan gözlerim hedefini buldu.
Tam Murat'ın karşısında konumlandırılmış sandalye bana göz kırparken oturmak için hareketlendim.
Sandalyeye yerleşip yemeklere bakındığımda önümdeki yeşil tabakta mercimek çorbası olduğunu gördüm. Elim kaşığa giderken Murat'ın bakışlarının ağırlığıyla eziliyordum. Ne kadar kafamı kaldırıp bakışlarına sert bir şekilde cevap vermek istesemde bunun için fazlasıyla acıkmıştım.
Ben çorbamı ağır ağır yudumlarken Leyla'nın teyzesi olduğunu öğrendiğim kadın elindeki su bardağını masaya devirdi. Kafamı kaldırmış sesin geldiği yöne bakmaya hazırlanırken Murat'ın hala bana baktığını fark ettim.
İstemsizce kaşlarım çatılırken bu bakışlardan rahatsız olmaya başlamıştım. Sanırım 5 dakikadır aralıksız bana bakıyordu.
Ben bu düşünceler içerisinde yüzerken Emel teyzenin sesi bugün ikinci kez kurtarıcım oldu.
''Murat oğlum yesene yemeğini. '' dediği anda üzerimdeki bakışlar çekilmişti.
--------
Yemek bittikten sonra Leyla ile laflarken biraz yürümenin fena olmayacağına karar verdik. Hem bu sayede bana etrafı gezdirebilirdi.
Üstümüze rahat giysiler geçirip kendimizi dışarı attık. Emel teyzelerin evi, hemen caddenin üzerinde uzanan evlerden bir tanesiydi. Ve evlerin hepsinin bahçesinin olması, onları daha şirin gösteriyordu.
Birkaç dakikalık yürüyüşün ardından karşıdan bizim yaşlarımızda bir kızın gülümseyerek bize doğru geldiğini fark ettim. Leyla kızla selamlaşırken bende karar verdiğimiz üzere yolun karşısındaki parka gitmek için hareketlendim. Gözlerim 2 saatlik uykunun bana yetmediğini kanıtlamak istercesine kapanmaya başlarken korna sesini duymam ve birinin kolumdan beni çekmesi aynı anda oldu. Önümden geçen aracın oluşturduğu rüzgarı yüzümde hissederken kolumdaki baskı hafifledi ve beni kendine çevirdi.
Karşımda gördüğüm kişi Murat'tı.
Ben korkudan ve adrenalinden kasılmış titrerken Murat'ın sert sesi kulaklarıma ilişti.
" Bir dahakine daha dikkatli olmalısın küçük hanım.''
----------
Beklenen konuşma sonunda geldi. (Kalp çarpıntısı)
Bir dahaki bölüme görüşmek üzere.
Bu bölümün geç gelmesinin nedeni sınav haftamda olmamdı. Kusura bakmayın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASI
BeletrieAslı, düğün için gittiği şehirde, başına geleceklerden habersizdi. Aşk o farkına varmadan kalbini ele geçirmişti. Murat ile Aslı.. --- Sen benim alın yazımsın.. Sen ise benim ömrüm... --- Bir aşk düşünün. Sadece düşünün ve sonunu siz yazın.