Multimedyada yağmur
Burak'tan
Yağmurun anlattıklarını dinledikçe gözümden bir damla yaş akmıştı içimdeki öfke ise öyle bir hale gelmişti ki yağmur devam ettikçe cinnet geçirecek hale gelmiştim yağmur ise hem ağlıyor hemde olanları anlatıyordu
Ben yağmura dokunmaya kıyamazken o pislik benim olana dokunmuştu artık kaçarı yoktu ulaşı cehennemin dibine gönderecektim
Daha fazla dayanamayacağını anlayıp ayağa kalktığımda gözüm dönmüş haldeydim o anda yağmurda ayağa kalktı ve kolumu ince elleri ile kavradı
"Burak bunları sana anlatmadan önce bir söz almıştım senden hatırlıyor musun"cevap vermedim sadece gözlerinin içine baktım ordaki acıyı gördükçe öfkem ikiye katlanıyordu
"Sana ne anlatırsam anlatayım sinirle bişeyler yapmayacaksın demiştim" bunu ağlamaları hıçkırığa döndüğü için zar zor anlayabilmiştim
Banka bir anda oturdum ve resmen ağlamaya başlamıştım
"Peki napayım yağmur o herif benimsin dediğim kadına dokunmuş "dedim ağlamalarım arasından çocukluğumdan bu yana hiç böyle ağlamamıştım
Erkek adam ağlamaz diyordum ama yanılıyordum kalbi acıyorsa ağlarmış o anda ağlamalarımı kesen şey yağmurun bana sarılarak ağlamasıydı kollarım biran havada kalsada hemen ona sımsıkı bir şekilde sarıldım
"Bilmiyorum burak gerçekten bilmiyorum tek bildiğim o gün sana yalan söylediğim seni herkesten herşeyden çok seviyorum " ayrıldığımız birbirimize baktık o anda yumruk yaptığı elini bana doğru uzattı ve elini açtığında ona evlenme teklifi yaptığım yüzük vardı
"Ulaş bunu aşağı atmıştı karakoldan çıkar çıkmaz onu aradım ben sadece sözümüze sahip çıktım burak sana asla ihanet etmedim"dediğinde yüzüne baktığımda hissettiğim tek şey içime sığmayan bir aşktı
Bir anda ayağa kalktım ve yağmurun kolundan tutup sürüklemeye başladığım sırada beni durdurdu
"Napıyorsun burak "
"Gidiyoruz"
"Nereye"
"Benden başka kimsenin seni sevemeyeceği bir yere " dedim sürüklemeye devam ettim
Arabaya ulaştığımda onu yan koltuğa oturtup kendim şöfor koltuğuna oturdum aklımda tek şey vardı ve o da yağmurla mutlu olmaktı
****
Yaklaşık 4 saattir araba kullanıyordum ve hiç uyumamıştım gözlerimi yan koltuğa çevirdiğimde yağmurun aynı bir bebek sesizliğinde uyuduğunu gördüm
Onu götürecektim tüm bu insanlardan kötülüklerden onu benden başka kimsenin sevemeyeceği bir yere götürecektim artık sevdiklerimi kimse yüzünden kaybetmeyecektim
Düşüncelere dalmışken telefonum çalmıştı arayan kişinin kaan olduğunu görünce beklemeden açtım
"Alo kaan noldu hallettin mi "
"Evet abi artık başınıza bela olamaz öbür dünyada günahlarının bedelini vermekle meşgul olacak"
"Saol kaan kapatmam gerek yağmur uyanabilir sonra konuşuruz "
Deyip telefonu kulağımdan çektiğimde yağmurun bana taraf baktığını gördüm ve o uyanıktı herşeyi anlamış olmamasını umarak yağmura baktım
"Halolan şey ne burak umarım aklımdaki şey değildir"
"Hayır aklındaki şey değil pasaport filan "
"Yalan söyleme burak bana ne yaptığını söyle "
"Yağmur lütfen.."
"Burak söz vermiştin "
"Yağmur anlamıyorsun"
"Hayır burak biz katil değiliz o hain olabilir ama biz değiliz" dediğinde bakışlarımı tamamen yoldan çekmiştim nerdeyse hiç yola bakmıyordum
"Nasıl bu kadar vicdanlı olabiliyorsun bize neler yaptı yağmur bu yaptıklarının bir bedeli olmalıydı" dediğimde yağmurun gözlerini belertmiş bir şekilde yola baktığını gördüm
Bende bakışlarımı yola çevirdiğimde bir kamyonun bize doğru geldiğini görmüştüm ters şerite girmiştik direksiyonla kurtarmaya çalıştım ve ancak yolun dışına çıkmayı başardım ama arabanın taklalar atmasına engel olamamıştım hatırladığım tek şey yağmurun kulaklarıma dolan bağırışıydı
Okuduğunuz için teşekkürler oylamayı unutmayın ve ne düşündüğünüzü merak ediyorum.. saçmaldım mı sizce bana hikaye ile ilgili yorumlar yaparsanız daha iyi fikirle bulabilirim ayrıca mesajlarınıza her zaman açığım ne düşünüyorsanız yazabilirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKOPAT
Ficção AdolescenteBirbirine zıt gibi görünen iki karakterin bir elmanın iki yarısı olmasının hikayesi... Yağmur ve Burak bu iki karakter birbirlerine aşık olabilirler mi