Multimedya BurakDemir parmaklıklar ardında bana psikopat gibi bakan bir kadınla aynı nezaretanedeydim bayılmamın ardından ayılmamı beklemişlerdi ve ifademi aldıktan sonra kelepçeleri takmışlardı
Burak beni bu halde görmüştü ve ben ona onu çok sevdiğimi söylemiştim ve hiç değilse onun o kahverengi gözlerinin belki de son defa parıldamasını görmüştüm
Az ileride oturan en fazla 35 yaşında gibi görünen bakımlı bir kadının bakışları üzerimdeydi ve bu beni korkutuyordu
Yıpranmış duvarları izlemeye çalışıp kadınla göz göze gelmemeye çalışıyordum
"Senin bir derdin var belliki kötü şeyler yaşamışsın anlat"
Kadının bakışları hiç dost canlısı gibi değildi
"Başımdan geçenleri anlatıp o anları tekrar yaşamak istemiyorum "dediğimde kadının bakışları sertleşmişti
O anda babamının sesini duyduğumda heyacanla sesin geldiği tarafa doğru baktım
Babamı onu tanıdığımdan beri en endişeli halini görüyordum
"Kızım nasıl oldu bunlar sen nasıl.."diye devam edecekken onu engelledim aslında verecek bir cevabım olmadığından belki de yaptım bunu
Babam bana şaşkın gözlerle bakarken bakışları biran arkamdaki kadına kaydı gözlerini bir tedirginlik ve şaşkınlık karışımı bir duygu kapladı
Ben durumu anlamama rağmen babam durmuş arkamdaki kadına bakıyordu gözlerini bana çevirdiğinde garip davrandığını hissetmiştim eminim o kadın ve babam tanışıyordu ama şu anda bunu düşünecek halim yoktu
"Baba sadece çok özür dilerim senden ben nasıl yaptım bilmiyorum "dediğimde gözlerimi babamdan kaçırmıştım diyecek bişey bulamıyordum o anda polis gelip görüşme süremizin bittiğini söylemişti ve babam beni burdan mutlaka çıkaracağını söyleyip gitmişti
Arkamı dönüp duvarın dibine sinmiştim o kadının bakışları hala üzerimdeydi
"O adam senin baban mıydı "
Birşey söylemeyip başımı sallamakla yetindim
Burak'tan
Söylediğim şeyin ardından
Ulaşın gözünde en ufak bir korku bile görememiştim sanırım yaşamak onun için pek bişey ifade etmiyordu artık ama ben onun aksine
çok ciddiydimBir anda histerik bir kahkaha attığında tek kaşım havaya kalkmıştı benimle dalga mı geçiyordu
"Eğer fişimi çekersen yağmur ömür boyu hapiste çürür ee sizde anca ikinci baharınızda kavuşursunuz" dedi haklıydı onu şu anda öldürürsem yağmur ordan çıkamazdı bu pisliğin yaşaması gerekiyordu
Sinirle elimdeki fişi yere attım ve odanın içinde volte atmaya başladım neler olduğunu öğrenmem gerekiyordu o anda içeri polis olduğunu anladığım bir adam girdi
"Ulaş bey ifadenizi almam gerekiyor doktorunuzdan onay aldık "
Öfkeli bakışlarımı gönderdiğimde ulaş polise gelmelereini söylemişti bile
Polis benim çıkmam gerektiğimi söylediğinde ulaşın kulağına eğilip
"Eğer yağmur bugün ordan çıkmazsa seni öldürmemem için hiçbir sebep kalmaz" dedim ve hızlı adımlarla odadan çıktım
Hastaneden çıktığımda saçlarımı çekiştirip sesli bir şekilde sinirle bağırdım yağmura sinirliydim hatta o gün olanlardan sonra ondan nefret bile ediyordum ama artık emindim benim bilmediğim şeyler vardı ve ben onları öğrenmeden başka bir yere gitmiyordum banklardan birine oturduğumda sinirden gözlerim dolmuştu
Bir sigara yakıp dudaklarımın arasına koyduğumda dumanını içine çektim o anda gözüme yağmurla ilk tanıştığımız zamanlar gelmişti
Bizim çete yağmuru sıkıştırmıştı ve ben oraya yetişmeseydim bizim çetenin sınırı yoktu
Ona yaklaşıp sigaramın dumanını üzerine üflediğimde öksürüklere boğulmuştu o kadar tatlı görünüyordu ki ilk defa o zaman içimde sıcak bişeyler olmuştu
Gözüme gelen bu anıyla elimdeki sigarayı yere atıp ayağığımın ucuyla söndürdüm ve ayağa kalktım neler olduğunu öğrenecektim
Hemen arabaya binip yağmurun tutulduğu karakola gidiyordum yağmuru görmeliydim
Karakola ulaştığımda hızla arabadan inip binaya koştum polislerden birini yağmuru sorduğumda yarım saat önce serbest bırakıldığını söylemiştiler
Serbest kalmıştı ulaş dediğimi anlamış olacakki ifadesinde kaza olduğunu söylemişti ama olsun onu nolursa olsun hesabını görmekte kararlıydım
"Peki babasıyla mı çıktı "
"Hayır efendim haber vermemizi istemedi"
Hemen cebimdeki telefonu çıkarıp yağmuru aradığımda telefonu kulağıma götürdüm
.......... açmıyordu telefonu sinirle kulağımdan çektiğimde çoktan arabayla yola koyulmuştum
Telefonum titrediğinde arayanın koray amca olduğunu görüp hemen açmıştım
"Alo koray amca.."
"Burak yağmur yanında mı"
"Hayır eve gelmedi mi"
"Hayır bende yeni öğrendim nerde o zaman bu kız " dediğinde telefonu kulağımdan çekmiştim ve hemen arabamı ters istikamete ani bir şekilde çevirmiştim sanırım yağmurun nereye gittiğini tahmin ediyordum
Ayağımı gaza daha yükleyip dakikalar içinde varmıştım arabadan inip sahildeki ben ve yağmurun canımızın sıkkın olduğu zamanlarda geldiğimiz banka doğru yürüdüm
Evet orada biri vardı biraz daha yakınlaştığımda onun yağmur olduğuna emin oldum ve tam bankın önüne geldiğimde durdum
Yağmur gözü yaşlı bir şekilde kafasını bana çevirdi ve gözleri eş zamanlı olarak parladı
Hemen ayağa kalktı ikimizde birbirmize sarılmak istiyorduk ama nedense bişey bize engel oluyordu
İçimdeki ona sarılıp dakikalarca kokusunu içime çekme isteğimi bastırıp banka oturduk
Yağmura baktığımda hala gözlerinden yaşlar akıyordu ve olabildiğince bana bakmamaya çalışıp bakışlarını yere sabitlemişti
"Yağmur bana azıcık değer veriyorsan... ya da verdiysen soracağım soruya dürüstçe cevap ver " dediğinde ilk defa bakışlarını yerden kaldırıp bana baktı ve yüzüme biraz baktıktan sonra
"Tamam ne sorarsan dürüst olucam" dedi
"Yağmur Ulaşla aranda ne geçti "
Okuduğunuz için teşekkürler oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın : -)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKOPAT
Fiksi RemajaBirbirine zıt gibi görünen iki karakterin bir elmanın iki yarısı olmasının hikayesi... Yağmur ve Burak bu iki karakter birbirlerine aşık olabilirler mi