23.Bölüm/Beklenmeyen

144 15 0
                                    





VOTE&YORUM LÜTFEN...

Multimedia: Miray



IYI OKUMALAR♤

Falsback..

Miray'dan..




Onu uyurken saatlerce izleyebilirdim. O müptelası oldugum kokusundan ayrilmak istemesem de gergin geçen akşam adına güzel bi kahvaltı hazırlamak iyi gelebilirdi. Saat daha oldukça erkendi. Aras kalkmadan rahatca en guzelinden bir kahvaltı hazırlayabilirdim. Mengene gibi vücudumu saran kollarından o uyanmadan zorla kurtulabilmistim. Yatağın kenarında duran Arasın gömleğini elime alıp üzerime geçirdim. Altımdaki ultra mini şortum Arasın iki beden büyük gömleğinden görünmüyordu ama evde bizden başka kimse olmadığına göre rahat olabilirdim. Saçlarımı da dağınık bir topuz yapıp sessizce aşağıya indim. Mutfakla pek alakam yoktu genelde yetimhanede hizmetliler hazirlarlardı ama annemi kaybetmeden önce o harika yemeklerini yaparken bende hep onu izlerdim.



"Ne kadar zor olabilir ki alt tarafı bir kahvaltı"



"Sen neleri başarmışsin kızım kahvaltı da neymiş"



Kendi kendime verdiğim telkinler sonucu güzel bir Menemen yapmak için kolları sıvadım. Daha ne sever onu bile bilmiyorum umarım beğenir.



"Acaba en sevdiği yemek ne?"



Aklımın kenarına not ettiğim bu soruyu musait bi anda sorabilirdim belki. Dolaptan domates ve biberleri cikartip küçük küçük doğramaya başladım. Fena sayılmazdım. Pismeleri için onları ocağa koyup masayı hazırlamaya gittim. Tabak catallari masaya yerlestirdigimde kapının önündeki kırmızı güller dikkatimi çekti. Eminim harika koyuyorlardır. Güllerin kokusu eşliğinde güzel bir kahvaltı.
Imm.. fena fikir değil. Bir kaç gül koparmama bi şey demezdi heralde.
Sürgülü kapıyı yana kaydirip dışarıya bir adım attığım da Güllerin o muhteşem kokusu her tarafimi sarmıştı. Bu adamın güllerle derdi neydi bilmiyorum ama bahçenin dört bir yanı kırmızı güllerle doluydu.



"Ahhh.."




Elime batan diken parmağımi kanatmisti. Lanet olasıca sakarlıklarimdan nefret ediyordum.
Her yerde başıma is acıyorlardı. Dikkatlice bir kaç gül daha kopardiktan sonra içeriye geçecektim ki arkamda ensemi okşayan nefes ile irkildim. Aniden dudaklarımin üzerinde hissettiğim elle güller ellerimden düşüverdi. Güçlü ellerin sahibini görebilmek için çırpınırken burnuma koklatılan pamuk parcasiyla her şey aniden kararivermisti. Zihnim git gide bulaniklasirken dudaklarimdan dökülen son kelimeyle dünyam tamamen kararmisti.


"Aras..."

* * *





Gözlerimi açalı neredeyse yarım saat olmuştu ama lanet olsun ki hala gelen giden hiç kimse yoktu. Daha ogrendigim korkunç gerceklerin izlerini üzerimden atamamisken bir de üzerine kaçırilmistim. Ve üstelik daha ne sebepten dolayı kaçırıldigimi bile bilmiyordum. Kimseyle bir sorunum yoktu ki beni niye kacirsinlar. Acaba yine Arasın düşmanlarından biri mi miydi bunu yapan? Tanrımm o kadar korumanın içinde nasıl elini kolunu sallayarak bahçeye girebilmislerdi bu adamlar..
Ya Aras? Yokluğumu farkettiğin de deliye dönmüştür eminim. Tek istediğim bir an önce beni buradan kurtarmasiydi. Ama ya kurtaramazsa naparım ben o zaman?




Zaten karma karışık olmuş beynime ardı ardına gönderdiğim sorularla iyice beynim sulanmiştı. Kafamın içinde başlattığım açık oturum böyle devam ederse tüm hücrelerim en kisa zamanda errör verecekti.




İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin