ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

50 9 0
                                    

" Şimdi sen kiloda alırsın. Duba gibi olursun. Arkadaşların tanıyamazda seni..."

"Duruuuu."

" Efendim şişman ve hamile bayan."

" Bebeğin altını sana temizleticem"

" Ablacım sana daha önce ne kadar güzel olduğunu söylemiş miydim?"

" Oblocom sono doho onco no kodor gozol oldoğono soylomoş moydom? Hayır canım söylememiştin. İşte böyle üç buçuk attırırlar insana."

Herzaman ki gibi... Laf atış, dalga geçiş,moral bozuş,tehdit yiyiş,istiklal marşı ve kapanış...

"Enişte yaa sen boşa bu kadını. Valla bak hamileliğinin ilk ayında böyle huysuz olursa bu diğer sekiz ayda seni tek tek atomlarına ayırır hepsine ayrı ayrı huysuzlanır."

" Ben karımı boşamam."

"Bin kirimi bişimim. İki gün sonra görürüz. AMAN BALDIZ CAN BALDIZ, BALDAN TATLI KIZ BALDIZ. KURTAR BENİ BU CADALOZ ABLANDAN DERSİN."

" Ben şu çocuğu hayırlısıyla bir doğurayım Duru Hanım o zaman göreceksin sen cadalozu."

Biri şuanda bilinçaltıma benzin döküp yakabilir mi? Ablamın neler yapabileceği geldide aklıma.

" Sevgili ablacım seni ne kadar çok sevdiğimi bilirsin. Canıma can katanımsın. Parçamsın. Dünyanın en güzel annesi olacağına eminim..."

O gözyaşı ordan akmak zorunda mı? Neden birden bu kadar ciddileşmiştim? Ablamın dudaklarındaki gülümseme içimi ısıtırken, birden duygusallaşıp ağlamaya başlamıştım. Ağlaması gereken ben değildim ki. Ablamdı. Yaklaşık on yıldır Mithat abiyle ( eniştemle) evliydi. Evlenince bir bebeği olmasını o kadar çok istemişti ki. Beklediği mucize otuz yaşındada olsa gerçekleşmişti. Aslında onun için yaşının bir önemi yoktu. O sadece bu kadar beklemiş olmaktan üzgündü...

O sabah telefonda ablamın hastaneye kaldırıldığını öğrenince hepimiz panik olmuştuk. Başta midesini bozduğunu , zehirlendiğini falan düşünmüştük. Doktor hamile olduğunu söyleyince eniştem kuyumcu dükkanı satın alıp gelmişti resmen. Garibim sevinçten ne tepki vereceğini şaşırmıştı. Tabiki benim bebekle ilgili planlarım on yıl önceden hazırdı. Kız olursa saçlarını pembeye boyayıp makyaj yapıp mini elbiseler giydirip ben bu şaheserin teyzesiyim diye alnına yazı yazıp yanıma dolaştıracaktım. Ellerine ayaklarına oje sürüp bundan sonra sen benimsin ve busun diyecektim. Oğlan olursada ... Kız olsun.

"Oğlum sen götür bu yürüyen çeşmeyi burdan.Yoksa birazdan hepimiz duygusala bağlayıp ağıt yakmaya başlayacağız."

" Gel bakalım abisinin sümüklüsü sana bir sürprizim var. "

" Neymiş acaba beni bu odadn çıkartacak güçte ki sürpriz?"

" Benim dünya mızmızı kardeşime Kazakistandan mektup var."

İşte bu beni bırakın bu odadan çıkartacak, uzaya çıkartacak güçte bir sürprizdi. Benim yakışıklı sevgilimden aşk kokulu bir mektup gelmişti...

Bittim mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin