" Duru. Bir şey sorabilir miyim?"" Sor Betül' cüğüm."
Neredeyse bütün gece uyumamıştık. İkimizinde aklımızdaki insanlar kalbimize hükmedince uyku diye bir şey kalmamıştı. Saat neredeyse dörttü ve biz hala sohbet ediyorduk. Odamın manzarası tam villamızın önündeki havuza bakıyordu. Bizde su sakinleştirir diye balkona çıkmış havuzu izliyorduk.
" Abinle yani Emir abiyle Gizen abla nasıl tanıştılar? Bize hiç bahsetmediler bundan."
" Anlatayım canım. Gizem Abla bildiğin gibi konservatuarda dans eğitimi alıyor. En büyük hayali kendi dans okulunu açmak ve orda hocalık yapmak. Abimde konservatuardaki dans eğitmenini tanıyor ve bir gün ziyaretine gitmiş. Abim ablamla birlikte keman çalmayı öğrendi ve çok yetenekliydi. Murat hoca yani dans eğitmeni onı sınıfa davet etti ve keman eşliğinde öğrencilerin dans etmesini istemiş. Abimde kıramamış ve almış eline kemanı. O çalmış Gizem abla dansetmiş. Abimin tabiriyle kuğu gibi adeta süzülmüş. Abim çok ince ruhlu bir erkek ve çok duygusal. Gizem abla onu çok etkilemiş. Böylece görüşmeye başlamışlar. "
" Ne kadar romantik.Çok etkilendim. Peki ablanlar nasıl tanışmış? "
" Onların ki biraz garip. Ablam kitap okumayı çok sever ve hergün deniz kenarında bir kafeye giderdi. Mithat eniştem o kafenin sahibinin oğluymuş. Ve ablama vurulmuş. Onu etkilemenin bir yolunu ararken aklına kitaplar gelmiş. Oturduğu masanın tam karşısına kalp şeklinde bir dolap koydurmuş ve içinede bir sürü kitap koymuş. Ablam ilk gördüğünde neye uğradığını şaşırmış. Hergün aynı masaya oturduğu için bu jestin kendisine yapıldığını anlamıi ama kimin yaptığını merak etmiş. Etrafına bakınırken elinde kalp şeklinde bir fincanda kahve ve küçük bir çikolata paketiyle eniştem gelmiş ablamın yanına oturmuş. Ablam gözlerine inanamazken çikolata paketini ve kahveyi ona uzatmış. Ablam çikolatayı açmış ve içinde bir yüzük bulmuş. Eniştemde daha kendini tanıtmadan ablama evlenme teklifi etmiş. Zaten iki ay falan nişanlı kaldılar sonrada evlendiler. "
" İşte bu daha romantik. Kızım resmen sizin ailenin erkeklerinden incelik akıyo. Babamda bunlardan bir tanesi. Annem çok şanslı doğrusu. Babam sayesinde bir hayalini gerçekleştirdi."
Gerçektende biz dünyanın en şanslı insanlarıydık çünkü ANSAL erkeklerine sahiptik. Birde bu gün Akın çıkmıştı karşıma bana ne olduğunu bilmiyordum ama çoook mutluydum. Bu gün sabretmeliydim. Yarın mesaj atıp onunla buluşacaktım.
" Sare Duru."
" Efendim Betül."
" Kendindeki değişikliğin farkındasın değil mi? "
" Evet canım kendimi ilk defa tamamlanmış hissediyorum. Adı ne bilmiyorum ama iliklerime kadar hissedebiliyorum bu duyguyu."
" Aşk canım aşk, adı aşk. Ve yaşattığı heyecan bambaşka. Her ne kadar öyle olsada bir gün benim gibi duvara toslamanı istemem. Dikkatli ol lütfen. "
Sessiz kalmakla yetindim. Aşktı bu, evet adını daha önce duymuştum ama varlığının böyle kalbime çarpacağını bilmiyordum. Benim aşk anlayışım Cedric ve Chen' e duyduğu aşktı. Annem,babam abim ya da ablam oturup bana aşkı anlatmamışlardı. Belkide yaşayarak en derinimde hissederek öğrenmemi istiyorlardı. Birde on yedi yaşında bir çocuğa aşkla ilgili ne anlatabilirsin ki? Bu aşkın gerçek yüzü müydü bilmiyordum ama gerçekten mutlu olduğum kesindi. Saat sabahın sekiziydi ve herkes kahvaltıdaydı. Abimler tatilden iki gün sonra döneceklerdi. Masada bir abim eksikti ama onun yerinide Betül tamamlıyordu. Kahvaltıdan sonra babam şirkete annemde alışverişe gitti. Bu günün çabuk bitip biran önce yarın olmasını istiyordum. Yapacağım tek şey film izlemekti bugün. Ben animasyon isterken o daha gerçekçi filmler istiyordu. En sonunda bin defa izlediğimiz alacakaranlık serisini izlemeye karar verdik. Zaten akşama bütün seri anca biterdi. Benim ısrarım üzerine yapılan sinema odasına geçtik. Abur cuburları stoklamıştık. Mendiller hazırdı ( nedense o filmi izlerken hep ağlardım). Ve birinci seriden başladık izlemeye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bittim mi?
ChickLitMucizelere inanmayı bu kadar çok ister mi insan? Peki bir rüya değiştirebilir mi hayatı kökünden? Ne dersiniz bu kadar mutluyken bir kibrit çöpü yakar mı tüm sevinçleri? Ben kararsızım... Her şeyin yolunda olduğunu zannederken yolunu şaşırıp çıkmaza...