ONUNCU BÖLÜM

35 2 0
                                    


Yine geçmişte boğulup gitmiştim. Ama bir detay hatırlamıştım. Bu dünyada tek nefret edebildiğim kişi Kumru idi. Kız kendini okulun sahibi zannederdi hep. Yanlışlıkla yoluna çıkması yeterdi bir kişinin ondan azar yemesi için. Benim ona olan nefretim sadece güçsüz insanlara baskı uygulamasından ve ezmesinden kaynaklanıyordu. Evet zengin olabilirdi ama bu ona herkesi ezme hakkı vermezdi. Ben buna dayanamzdım işte bu yüzden bitmeyen tek öfkem ve nefretim Kumru' ya.

Saat neredeyse dokuz olmuş. Kalktım ve abimin yanına gittim. Odasında nara atarak yürüyordu. Suratı asıktı ve benimde öyle. Kapıyı tıklatıp içeri girdim.

" Abi gelebilir miyim? "

Sesim biraz titremişti. Bunu pda farketti sanırım. Çünkü dönüp şaşkınşıkla bana baktı.

" Gel Duru Sare. "

Ürkekçe yanına geldim. Yüzüne bakamıyordum. Nasıl bakabilirdim ki? Hayatta en çok güvendiğim ikinci kişiyi ( birincisi biricik sevgilim Akın)
suçlamıştım ve kalbini kırmıştım. Kendimi aptal gibi hissediyordum. Beni şaşırttı ve sımsıkı sarıldı. Kolay kolay ağlayan biri değildim ama bu sefer bir gözyaşı zincirlerini kırıp gelmişti. Daha fazla değil sadece bir tane...

" Abi arkadaşının başına gelenler için çok üzgünüm. Ve seni suçladığım için beni affet. Gerçekten çok korktum senin için. Amacım seni üzmek değildi. Ben çok pişmanım inan."

" Şşşşş abisinin dünyası sus bakayım. Ağlama tamam, biliyorum ne hissettiğinizi, unuttum gitti. Kırgın değilim ikinize de. Daha büyük sorunlarım var ve desteğinize ihtiyacım var birtanem. "

"Barış abiden bir haber yok mu hala? "

"Yok güzelim. Arıyorum telefon kapalıydı, açıldı ama bu seferde bakmıyo. Ne tür bir işe bulaştı bilmiyorum. "

" Biraz daha bekleyelim abicim. Belki açar da bir haber alabiliriz. Gerekirse sabaha kadar bekleriz. Sen yeter ki üzülme."

" Dünyam benim. Teşekkür ederim. Senin beklemene gerek yok. Sen uyu dinlen. Ben beklerim. Ayrıca annem nasıl bir bakar mısın? Kırgın olmadığımı söyle üzülmesin daha fazla. Şimdi yanına inemicem. Yarın sabah konuşacağımı söyle."

"Tamam abicim ama gelicem sonra, beraber bekleyeceğiz. Bu gece yalnız bırakmam seni. Barış abinin senin için ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Yalnız bırakamam seni."

Çaresizce kabul etti. Aşağı kata inip anneme baktım. Sakin görünüyordu. Ama biraz yıkılmıştı. Evde başka kimse olmadığı için yardımcımız Aysen hanımla birlikte oturuyorlardı.

"Annem. Abimle konuştum. Merak etme bizi anladığını ve bize kırılmadığını söyledi. Sadece Barış abiye olanlar için endişeli. Ona ulaşamıyor ve iyice panik olmuş durumda. Seninle yarın sabah konuşacak. Üstüne gitmeyelim şimdi. Arada kalmış durumda. Barış abinin ailesiyle konuşmalı mı yoksa ona mı bırakmalı kararsız kaldı."

" Tamam canım beklerim ben. Birazda olsa rahatladım canım. Yapabileceğim bir şey var mı?"

" Yok annecim teşekkürler. Ben abimin yanına çıkıyorum. Bir şey olursa haber veririz. "

Annemin cevabını beklemeden yukarı çıktım. Abim tek başına resmen bir savaş veriyordu. Hala telefonun başında bekliyordu. Çöküşünü gördüm. Ve bu iki kat yaktı canımı. Bize çaktırmamaya çalışmıştı ama olmadı. Son zamanlarda çok yalnız bırakmıştık onu. Barış abiyi kardeşi gibi severdi. Üzerine titrerdi resmen. Görebiliyordum ağlamak üzereydi. Bana göre bir erkeğin ağlaması ölüm gibi bir şeydi. Çünkü bir erkeğin gözyaşı kalbini, ciğerini, boğazını parçalayarak gelirdi. Bence bizim gözyaşı torbalarımız göz kapaklarımızda, erkeklerin ise kalbinin içindeydi. Canının ne kadar yandığını burdan bile anlayabiliyordum. Gidip ona bir kez daha sarıldım. Çünkü sarılmak dünyanın en iyi ilacıydı biliyordum. Oda aynı şeyi yaptı ve sımsıkı sarıldı. Sanki korumak ister gibiydi. Sanki elinden alacaklarmış gibiydi. Ah abim benim bütün sevdiklerini tek başına koruyamazsın ki. Tam yarım dakika sarıldık. Ayrıldığımızda birden abimin telefonu çaldı. Arayanın Barış abi olduğunu düşünürken annesinin sesini duyduk. Sanırım her şeyi öğrenmişlerdi. Ve haber vermediği için abime kızacaklardı.

Bittim mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin