Geun abi içeri girdi ve Eunun kolundan tuttuğu gibi hemen banyoya attı.Biraz komikti, ama Eun bunu hak etmişti. Banyo kapısının önü yavaş yavaş ilerleyerek "Başkanım Eun'un başını ıslatmamaya özen gösterin lütfen" dedim. İçimden her ne kadar Geun abi desemde Başkanın oğluydu sonuçta yüzüne karşı (Geun abi) demek'te biraz ayıp olurdu.
Annem işlerine devam ederken elimdeki destek ile mutfağa gittim.Buz dolabında bir sürü hazır pizza ve hamburger vardı. "Bu çocuk ne biçim besleniyor böyle." şimdi alışveriş lazımdı bu eve. Ayağımın sakatlığını hatırlayınca kim alışveriş yapcak şimdi bu eve diye sızlandım. Aklıma bizim çocuklar geldi (diğer gurup üyeleri) telefonum kaza günü evde olduğu için hasar almamıştı. Hemen Menejer Ma'yı aradım ama biran tanımadığım sesler geldi. Kim olduğunu çıkarmak için biraz daha dinledim fakat olmayınca "kimsiniz" diye seslenmeye başladım.
Biri telefonu açıyor fakat cevap vermiyor. Sesler sanki telefona uzaktan geliyordu. Muhtemelen birkaç erkek vardı. Korkmaya başladım sesimi biraz daha yüksek bir şekilde ayarlayarak "ORDA KİM VAR!" dedim. Duymuş olacaklar ki sesleri biran kesildi. Annem endişeli bir yüzle yanıma geldi " ne oldu kızım iyi misin" dedi. Anneme elimle 1 dakika anlamında işaret gösterdim. Sonunda bana cevap veren biri oldu."Menejer siz misiniz?" dedim kısık bir sesle.
"Reyhan? benim Rocky" diye karşılık verdi. İçimdeki stresi bir kenara atarak derin bir oh çektim. Birden güldüm. Rocky,"neden gülüyorsun?" diye sorunca da durdurdum ve sakin bir ses ile "çünkü adını söylerken ses çok komik çıkıyor ." Bunları söyledikten sonra acaba kırıldı mı diye korktum. Ama tam tersi oldu oda gülerek "evet biraz öyle, laki laki hıhıhı evet komikmiş bunu hiç düşünmemiştim ama şimdi düşündüm de sana da bir lakap bulmalıyım, hemde komik bir lakap." kıkırdayarak, "peki, sen bilirsin" diyebildim. Kısa sohbetin ardından eve erzak alınacağı aklıma geldi ve "rocky sizden birşey isteyeceğim."
" tabi!! ... Ama ben tek başımayım diğerleri de lazımmı?" "Ne!! Nasıl?? Peki az evvel gelen bağırışmalar neydi öyle? Neden yanlızsın? Hem neden menejer Ma'nın telefonuna sen baktın? Yoksa ona birşeymi oldu?" "Tamam! tamam! Sakin ol kimseye birşey olmadı.Onlar daha odada lar ben erken çıktım menejer ma telefonunu arabada bırakmış kulaklığa takılı olduğu için otomatikmen açılmış olmalı şans eseri gördüm. Hem o bağırışma dediğin de müzik'ti müzik. Allah'ım ya ne panik ataksın ama." Rahatlamıştım sonunda dediklerinin hepsi kafama oturmuştu. " iyi iyi anladık " diyebildim. "Sana atacağım alışveriş listesini çocuklarla alırmısınız?" " Nasıl? Siz hastahanede değilmisiniz?"
"Hayır Eun'un evindeyiz" " Ne! Nasıl kız başına Eun un evine gidersin?" "Hayır endişe etme annem de yanımda. Hadi alır mısınız, almazmısınız onu söyle" " Tamam alırız." " Çooook teşekkür ederim." " bay bay" "bay"
Yarım saat sonra
Açlıktan geberiyorum Eun ile Geun abi banyodan daha çıkmadılar bile. Annem mutfağa girdi hamburger ve pizza dışında yiyecek olmayan dolabı açtığı gibi kapattı. Birraz sonra kapı çaldı. Ben oturduğum sandalyeden daha kalkamadan menejer Ma ve çocuklar ellerindeki poşet ve karton paketler ile içeri girdi, annem paketteki yağı alıp üstündeki içerikleri okuyordu. Çiçek yağı olduğundan emin olduktan sonra un ve bir kaç küçük malzeme daha alıp işe koyuldu. Biz o arada salonda oturup sohpet ederken evin deterjan ve parfüm kokularını yavaş yavaş miss gibi pohaça kokuları devr alıyordu. Kokuları aldıkça midemin guruldama sesleri dahada yükseliyordu. En son midemin komik sesiyle bana bakan çocuklarla göz göze gelince yanaklarım kıpkırmızı oldu. Rocky" ayağın nasıl yani en son hastanede durumunuzu tam öğrenememiştik" dedi." ıı... Aslında fazla kötü birşey yok sadece bacak kemiğim çatlamış o kadar"diye cevap verdim, tam o anda Eun ile Geun abi banyodan çıktılar. Onları yanyana gören çocuklar, gözleri fal taşı gibi açılmış onları izliyorlardı. Eun hemen sinirbozucu ifadesi ile "Ne!! Ne bakıyorsunuz ayımı oynuyo" dedi. Sinirbozucu ergen nolcak.
O kadar sinirlendim ki yüzüne bile bakmadım.Odasına çıkmış olcak ki kapı çarpışının sesi ta aşağı kadar geldi. Geun abi " artık ben çıkayım" dedi ıslak haliyle. Hızla ayağa kalkarak ayağa kalkarak" olmaz!!" dediğim gibi yere yapıştım. Hepsi birden bana yardım etmek için ayağa kalktı fakat annem hepsini benden uzak tutmak için aralarına dalıp yüksek sesle " ben yaparım,ben yaparım"diye söylenerek beni kaldırdı. Zavallılar neye uğradıklarını şaşırdılar. "Ne olmazı Reyhan, benim şimdilik çıkmam lazım. Önemli bir işim var sonra birdaha ziyaret ederim sizi söz." " Peki" diyebildim. Geun abiyi yolcu ettikten sonra.Annem ve deyneğimin yardımıyla yemek masasına oturdum. Annemin enfes pohaçaları yerken aklıma Eun geldi. Birkaç pohaça, reçel, zeytin ve biraz meyvesuyu tepsiye koyarak yavaş yavaş merdivenlere ilerledim. Annem de dahil herkez şaşkın gözlerle bana bakıyordu. "Kızım otur. Bacağın daha iyileşmedi" diyen anneme aldırış etmeden yoluma devam ettim. Birden bire elimdeki tepsiyi alan Rocky e sinirli gözlerle baktım. Yüzüme bakarak "Yardım etmeme izin ver"dedi ve bir eliyle tepsiyi taşırken bir eliyle de koluma girerek yürümeme yardımcı oldu. Üst kata çıktıktan sonra Teşekkür ederek tepsiyi aldım ve kapıya yöneldim. Arkama baktığımda hala merdivenlerin başından beni izliyordu. Hafif bir tebessüm ile önüme döndüm ve kapıyı birkaç kez tıklayarak yavaşça açtım. Odaya girdiğimde Eunu göremeyince şaşırdım. Rüzgarla havalanan perdeyi görünce balkon kapısının açık olduğunu anladım. Elimdeki tepsiyi çalışma masasına bırakarak balkona doğru yürüdüm bacağım her adımda sızlıyordu. Balkon kapısına yaklaştıkça mırıldanma seseri giderek artıyordu. Perdenin önüne gelince ses kesildi merakla perdeyi açtım ve karşımdaki hödükle. Karşılaşınca kendimi bir adım geriye attım şansa bakki sorunlu ayağımı basmışım ve olduğum gibi yere kapaklandım. Ne? siz ne sandınız Eun'un ben tam düşerken beni belimden tutacağınımı ? Pehhh. Hödük nolcak. Üffff ne diyom ben yaa. Bacağımın ağrısından oturduğum yerden bacağımı tutarak inliyordum resmen bana doğru eğilerek " iyi misin , offf ne çeşit bir piskopatsın. Neden odama sessiz ,sessiz girersin ki."
"Ne!!! Piskopatmı? Aptal!!! Senin için kahvaltı getirmiştim. Piskopat he görürsün sen aptal herif." " heyşş senden kahvaltı isteyen oldumu haa"
"Doğru, senin iyiliğini isteyen de kabahat." Ayağa kalkmaya çalıştım ve bir daha düştüm gerçekten sinirlerim bozuldu biran önce bu odadan çıkmak istiyordum." dur,dur ben yardım edeyim" dedi ve beni kucağına aldı. Birden bire yanaklarımın yandığını hissettim.
Beni hemen yanda olan odama götürdü. Yatağıma uzandım. "teşekkür ederim" deyiverdim. " hıım... Rica ederim" dedi hödük. Acıdığımdan olsa gerek"Özür dilerim"
Dedim."ne için haa bana aptal dediğin için.Afettim gitti fazla kafana takma yoksa..." sözünü keserek" Onun için değil!!! affetmene gerek yok! Aptalsın işte aptal aptal." şaşkın bir yüz ifadesi ile bana bakıyordu. " sabah abini sana haber vermeden çağırdığım için" yüz ifadesi dalga geçer tipten öfkeli hale geçiş yaptı.Yine herzamanki gibi özür geç yayınladığım için napim hem ilham gelmidi bir yandan özel meselelerim vardı anlicanız zor hallettim. 😘Neyse hepinizi öpirem😘 ins ilham melegim bidaha gitmez 👋bay bay👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Tatili Kore (düzenleniyor)
Hayran KurguBu hikaye benim hayallerimve ilk hikayem olduğundan sizinle paylaşmak istedim iyi okumalar.