Soru İşaretleri

911 91 30
                                    

Kağıtta yazanları daha önce bir yerde gördüğüne emindi Jongdae. Anılarıyla saklambaç oynadı bir süre. Zihninin her köşesine baktı, ama kağıtta yazanlar çok iyi saklanmışlardı.
Elindeki kağıdı tekrar gözlerinin önüne getirdi. Kağıtta yazanlar onun kaleminden çıkmamıştı, başka biri tarafından yazılmış olmalıydı. Heize ve Chen isimleri ona uzak olduğu kadar yakındı da. Tıpkı bulutlara benziyordu, elini uzatsa tutacak gibiydi ama onları eline alamayacağının da bilincindeydi.

Poker kartı ve gitar, bu birliktelik hangi masala aitti ve bu masalda Jongdae'nın rolü neydi?

O anda acımasız bir netlikle farkına vardı, o gün Seohyun'la girdikleri kumarhanede yazıyordu bunlar. Bir kumar masasının tahta bacağında. Kalbi vücudundan çıkmak istercesine atmaya başlarken Jongdae, olduğu yere oturdu.
Gözlerinin önü siyaha bürünmüş, çatı katının ışığı bir anda yok olmuştu.
Sonra bir kız belirdi zihninde. Arkası dönüktü, kahverengi saçları vardı.

Jongdae Seohyun diye düşündü ama onun saçları böylesine kahverengi değildi. Onun saçları daha koyu daha masum bir kahverengiydi.
Etrafına bakındı, cılız bir ışık ortamı aydınlatıyordu. Duvarların hangi renkte olduğunu çözemedi Jongdae, masaları gördüğünde buranın bir kumarhane olduğunu anladı.
Kahverengi şaçlı kıza seslendi. Yüzünü görmek, kim olduğunu bilmek istiyordu.
Kız arkasını dönmedi fakat önünde tuttuğu elleri iki yanına düştü, iki elinde de poker kartları vardı.

Gözlerini açtığında nefes nefeseydi. Sanki gözleri kapalıyken hiç nefes alamamış gibiydi, bir öksürükle kendine gelmeye çalıştı.
Gördükleri, kafasındaki soru işaretlerinin sayısını binle çarpmıştı.

Elindeki kağıtla beraber Seohyun'un odasında buldu kendini.
Komodinin üzerindeki küçük gece lambasını açtığında mor ışık Seohyun'un yüzünü aydınlattı.

Seohyun'un üzerinde olması gereken örtü yerdeydi, Jongdae onu yerden alıp düzgün bir şekilde sevdiği kadının üzerine örttü.
O Seohyun'un yüzüne düşen bir tutam saçı kenara çekerken Seohyun, uykusunda gülümsüyordu.
Bu Jongdae'yı da gülümsetmiş, bir anlığına da olsa elindeki kağıdın varlığını unutturmuştu.
Evet, o kız kesinlikle Seohyun değildi.

Buraya neden gelmişti, kafasındaki soru işaretlerinin cevabı Seohyun'da mıydı?
O kumar masasının bacağında yazanlar ve bu kağıttakiler, aynı kişinin kalemine aitti.
Peki bu kalemin sahibi kimdi?
Sorular cevap için Jongdae'nın beynini kemirirken o, Seohyun'u izledi.

Kolundaki saat sabahın dördünü gösterirken Jongdae oturduğu yerden ayağa kalktı. Gece lambasını kapatmak için elini komodine uzattığında gözüne kenarda duran takvim takıldı.
Seohyun geçen günlerin üzerine çarpı işareti atmış, bazı günlere değişik işaretler koymuştu.
Takvim yarını ayın yirmisi olarak gösteriyordu, bu Jongdae'ya bir şey hatırlattı.
O gün, kumarhanede adam ayın yirmisine mekanın hazır olmasını söylemişti.
Sorularının cevabı belki de Seohyun'da değil o kumarhanedeydi.
Bunu bir şekilde öğrenebilirdi, yarın oraya gidecekti.
Bu masaldaki rolünü öğrenmeliydi.

*.:。✿*゚'゚・✿.。.:*

"Günaydın."
Gözünü açtığında annesi odasındaydı, perdeyi çekiyordu.
"Günaydın." diye karşılık verdi annesi.
"Bu akşam işin var mı?"
Masanın üzerindeki gitar setinden en büyüğünü eline alırken sordu.

Jongdae yatakta doğrulduktan sonra annesine baktı, zümrüt yeşili bir takım giymiş takımını krem rengi bir mantar topuk ayakkabıyla kombinlemişti. Bay Kim'in geçen sene evlilik yıl dönümleri için aldığı inci kolye de boynundaydı.

"Var. Bu akşam için arkadaşlarıma söz vermiştim." dedi Jongdae.
"Neden sordun?"

Bayan Kim elindeki gitarı yerine bıraktıktan sonra oğluna döndü.

Cook | Kim JongdaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin