Senden nefret ediyorum BABA

81 4 0
                                    

Sabahın erken saatlerinde içeriden gelen seslerle araladım gözlerimi.
Yine mi diye düşündüm, yine mi aynı sesler....
Odamdan çıktım, sessizce içeri göz attım ama boştu.
Odalarında didişiyorlardır diye düşündüm, daha doğrusu annemin ömrünü yiyordur o adam diye.

Odama dönüp hazırlandıktan sonra aynı sessizlikle dışarı çıkıyordum ki, yine duydum o iğrenç sesi.

"Nereye böyle küçük hanım " bu iğrenç ses babama aitti,evet iğrenç dediğim ses öz babama aitti.

"Okula" dedim umursamaz bir sesle.
Soluğu yanımda aldı ve elini kaldırdı, tam tokadı getiriyordu ki geri çekildim

"Sakın baba,sakın " dedim uyarıcı ses tonuyla.
Ardından hızlı bir şekilde durağa ilerledim. Saate baktığımda otobüsün kaçtığını farkettim.

Diğer otobüs 20 dakika sonra geleceği için yürümeye Karar verdim.
Düşündüm. Kendimi, annemi, babam olacak herifi, hayatımı !!!!

17 yaşındaydım, lise son sınıf öğrencisi.
Babam, ki bence sadece biyolojik bir katkı olan adam, hergün anneme şiddet uygularken tek başına odamda yastığa sarılarak ağlayan biriyim. Hiç bir şey yapamayan, işe yaramaz biri.

Tek çocuğum, o kadar acıya göğüs geren tek çocuk.
Her gün annemin sesini sesini duyan fakat sarılacak bir ablaya ya da biyolojik katkıya mani olacak bir abiye sahip olmayan , tek çocuk vasfındaki insan.

Derslerime gelirsek, annemi o cehennemden kurtarmanın tek yolu desek daha dogru olur.
Bunun için dersler benim tek çıkar yolum , ve ben o çıkar yolunu en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum.

Sınıfın önüne geldiğimde 17 dakika gecikmiştim.
Yavaşça kapıyı çalıp içeri girdim.
Özür dileyip yerime geçerken yerimde başka birinin oturduğunu gördüm.
"Kalkar mısın? " dedim sakince.
Fakat çocuk ilk geldiğimde ki gibi pencereden dışarı bakıyordu.
"Kalkar mısın? " diye yineledim. Fakat dinlemedi. Etrafa baktığımda hocanın kızgın gözlerle bize baktığını gördüm.

"Kalk " dedim uyarıcı bir ses tonuyla. Bu kez de dinlemeyince sinirlerim tavan yaptı ve iki elimi hızla masaya vurdum.

"Sana. Yerimden. Kalk. Dedim "

Artık ses tonu uyarıdan çok emrediciydi. Çocuk bana dönüp ifadesizce baktı. Ben ise, ben o an şok oldum.

Çocuğun esmer teni ve yerine uyan simsiyah saçları gözleriyle bütünleşince mükemmel bir portre ortaya çıktı.
Çocuğu incelemesi Bozan ses hocadandı.

"Aylan ve Dalay ikinizde hemen dışarı !!!!"

Dalay ? Ahh çocuğun adı Dalay mı ?
Ne garip isim
Hah, bunu ben mi söylüyorum, sanki benimki çok normal: aylan

Hocadan gelen emir sinirimi tavan yaptı ve o sinirlendim kapıya ilerleyip çıktım.

Arkamdan kapanan kapı sesi ile kapıdan tarafa döndüm. Çıkan kişi Dalay idi.
Ona bakmamaya dikkat ederek kantine indim.

Sabah biyolojik katkının bana tokat atma girişimi, otobüsün kaçması, derste olan olaylar benim sinirimi iyice germişti ve beni rahatlatan tek şeye koştum. KAHVE

Kahve , kokusuyla insanı cezbederken, tadında başka diyarlara götürüyordu.
Karşımdaki masaya oturan kişiye kaydı gözlerim.
Dalay , karşımdaki masaya oturmuş telefonu ile uğraşıyordu.

İstemsizce incelemeye başladım onu :

Üzerine giydiği V yaka beyaz t-shirt esmer vücudunu ortaya çıkarıyordu. Pantolonu buz mavisine yakındı.
Ayakkabısı ise beyaz spor ayakkabıydı.
Forma zorunlu olan bir okulda nasıl böyle giyinebiliyordu anlamadım. Özellikle de bizim okulda

Yakamoz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin