Beklenmeyen Tehlike

14 3 0
                                    

"Buse yetmedi mi bu kadar küskünlük? " diye sordum bezmiş bir şekilde.
Ben Üzgünce Dalaya bakarken, buse kalkmak için hazırlandı. Zaten zorla gelmişti buraya.

O giderken ben dalaya baktım
"Ne zaman barışacağız ya. " diye sordum.

Dalay alttan alttan gülüyordu. Ve bu beni daha da sinirlendiriyordu. Hayır zaten buse bana gereksiz yere küsmüştü bir de Dalay' ın sinir bozucu şekilde gülümsemesi eklenince gerçekten sinirlerim bozuluyordu.

"Asma suratını. Birkaç güne kalmaz gelir kendi " diyen Dalaya
"Inşallah " diyerek cevap verdim 

Kahvemden bir yudum daha alırken birden masamıza siyah takım elbiseli insanlar geldi.

Ben daha ne olduğunu anlamadan Dalay bağırmaya başladı.

"Aylan masanın altına gir! "

Der demez kafamı masanın altına soktu. Birden patlayan silah sesleri ile çığlığım ortalığı kaplamıştı.

Dalay Nerede diye kafamı kaldıracaktım ki bir ses kulağıma ilişti

"Aylan sakın çıkma oradan sakın! " Dalaya ait olan bu ses beni daha da telaşlandırdı.

"Dalay! "

Sesim silah seslerinin arasında kaybolurken cevap alamamıştım.
İnsanların çığlıklarını yeni farkediyordum. Masanın altına oturdum.

Ellerimi kulaklarıma kapattım. Gözlerim de sımsıkı kapalıydı Bacaklarımı karnıma doğru çekip dua etmeye başladım.

'Allahım lütfen ona bir şey olmasın. Lütfen sağ salim çıkalım şu yerden. Lütfen allahım lütfen "

Suan bencillik yaptığımın farkındaydım. Burada bir çok insan vardı suçsuz yere bu olaya tanık olan fakat elimde olmadan onu düşünüyordum.

Dizlerime damlayan yaşlarla ağladığımı farkettim.

Sesler azaldığında gözlerimi açtım.

Ardından karşımda gördüğüm şeyle kanım dondu ve olduğum yerden çıkıp bağırmaya başladım. Hem bağırıyor hem de ağlıyordum.

Birden beni tutan kolla irkilsem de kendimde değildim.

Ağlamam şiddetini düşürmek yerine daha da hızlanmıştı.

"Aylan kendine gel! " sesleri duyuyor fakat kavrayamıyordum.
Bedenim sarsılıyor, gözyaşlarım sel oluyordu.

"O-o öl-öldü mü " kekeleyerek söylerken gözlerim yerde yatan cesetteydi.

Yerde en fazla 4 yaşında bir çocuk yatıyordu. Kanlar içinde.
Küçücük masum bir çocuk.

"Aylan kendine gel " diye bağırdı. Sesler anlaşılıyordu. Dalay karşımda durdu.

"Öldü mü "
Ağzımdan sadece bu cümle çıkmıştı.

"Bilmiyorum. Ba- "

"Aras! Oğlum! " yerde yatan çocuğun yanına koşarak gelen kadın Dalay ın cümlesini yarım bırakmıştı.

Büyük ihtimal annesi olan kadın, hem ağlıyor hem de oğluna sarılıyordu. Üzerine kan bulaşan kadın hırsla bize döndü.

Döner dönmez göz göze geldiğim kadın bir kaç saniye sonra yanımdaydı.

Beni es geçip az önce yanıma geçen Dalaya bağırmaya başladı.

"Sen yaptın. Oğlumu sen öldürdün. "

Duyduklarım olduğum yerde kalmama sebep oldu.
Beynim işlevini kaybetmişti.

Dalay sessizdi.

Yakamoz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin