Okulda sıraya geçince uzun zamandır ilk defa okula geldiğimi farkettim. Ama özledigim söylenemezdi. Hatta hiç özlememiştim.
Bana vurmaya kalkışan hoca artık bu okulda değildi. Daha doğrusu hiçbir okulda değildi. Mesleğinden men edilmişti ve içimden bir ses bunun altında Dalayın olduğunu söylüyordu.
Dalay demişken, dün hiç görmemiştim. Hastaneden çıkalı bir haftayı geçiyordu. Yanımdan bir saniye bile ayrılmayan Dalay ve buse kardeşlerden Dalay herne olduysa iki gündür yoktu."Aylan " iyi insan lafın üstüne gelir atasözünü gerçekleştiren buse şuanda Yanımdaydı.
"Selam " diye mırıldandım.
Oda aynı şekilde 'selam ' dediğinde merakıma ve özlemime yenik düşüp "Dalaydan haberin var mı dün bize gelmedi. Bugün de okulda yok " dediğimde buse biraz şaşırmış gibiydi.
"Bilmem abim dün senin yanına gidecegini söyleyip çıktı. Gece gelmedi sizde kaldı sandım " dediğinde içime bir kurt düştü.
Müdür konuşmasını bitirip içeri geçmemizi bildirdi. Sırayla giderken durmadan arkama dönüp geliyor mu diye bakıyordum.
Sınıfa geçtiğimde sıram ya da sıramız dikkatimi çekti. Diğer sıraların aksine çift kişilikti. Bunun altından da Dalayın çıkacağını bildiğim için sadece tebessüm ettim.
Tam çift kişilik sıraya oturacakken Ela *ilk bölümlerde aylana gıcık olan kız* kolumu tuttu.
"Ölmemişsin " dedi o neresinden çıktığı belli olmayan sesiyle.
"Maalesef canım ölmedim " dedim meydan okur gibi. Belki Dalay sayesinde belki de yerine gelen güvenim bilmiyorum ama önceki gibi Susan biri olmayacaktım.
"Üzüldüm keşke annen gibi sende ölseydin. Ah ama anneni baban öldürmüştü seni kim öldürecek. Onun için ölüp bittiğinde Dalay mı" cümleleri mızrak gibi ruhuma saplandı.
Ama artık ben eski Aylan değildim.
"Ela! Sana birdaha ondan uzak durman hakkında uyarmayacağım. Ya ayağını denk al ya da " dedi ve sustu müptelası olduğum ses.
Hepimizin gözleri onun tarafina dönerken o gözlerle karşılaşınca olduğum yerde dondum ardından kaşlarım çatıldı. Hızla yanına adımlarken yüzünün hali içimi acitti.
"Ne oldu Dalay Çetin kendine başka bir sürtük mü buldun? "
Elim Dalayın yüzündeki yaranın üzerinde Donakaldı.
"Sen kime sürtük diyorsun lan!? " bu ses evet benden çıkmıştı. Aynı anda ince bir seste bu cümleyi kurunca birden arkama döndüm.
Buseyi görmeyi beklemiyordum. Hele de Elanın üzerine atlayan bir buse asla.
Buse hırsla Elanın saçını çekerken bende ona yardım ediyordum."Sen kimsin de bana sürtük diyorsun. Şimdi o saçlarını eline vermem mi " diye bağırmalarıma Busenin " Asıl sürtük sensin. Önüne gelen erkekle kırıştıran kim " diye bağırmaları eşlik ediyordu.
Birden çekildiğimi hissettim. Dalay belimden yakalamıştı.
Ona da sinirlenmiştim. Savunmadı beni. Sürtük olarak mı görüyordu beniBu düşünce içimi acıttı. Ben onun neyiydim?
"Bırak beni Dalay. Bırak ! "
Dalay birden beni omzunun üstüne attı ve buse dahil herkesin şaşkın bakışları eşliğinde ordan çıktık.
Hala sessizdi ve bu sessizlik beni çıldırtıyordu.
"Indir beni! " diye bağırıyor fakat cevap alamıyordum.
Sonunda "Sesini kes. Yoksa mudur dahil bütün herkesi başımıza toplayacaksın " dediğinde canım acıdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Teen FictionBirisi denizdi diğeri Ay İmkânsızdı bir olmaları Adam çok kirliydi ama kadını güzel seviyordu, özel seviyordu. "Seni seviyorum " dedi kadın bütün gururunu ayaklar altına alarak. Adam soğuk ve sahte bir gülümseme gönderdi "Ben sevgiyi hak edecek bi...