Gecenin ilerleyen saatinde kasıklarındaki sancı ile uyandı.
Bu kadar çok serum yemenin ve yatmanın bedeli sürekli rahatsız eden lavabo ihtiyacıydı.
Sağ tarafına baktığında koltuğa kıvrılıp uyumuş olan Sehun'a burukça gülümsedi.
Kendisinin yüzünden o da hastane köşelerinde sefil olmuştu.
Uyuyan genci uyandırmamaya özen göstererek sessizce yatağından kalktı.
Serumu eline alıp kendisinden başka iki hasta ve refakatçilerin olduğu odadan aynı sessizlikte çıktı. Lavaboya gittikten sonra odasına dönerken koridorları kaplayan boydan pencerelerden ışıldayan ayı görünce geceye ve ayazına rağmen dışarı çıkma isteğine direnmeyip bahçeye yöneldi.Ayaz, tişörtünün açıkta bıraktığı yerlerde tenini ürpertilerle okşuyordu.
Kollarını etrafına sarıp serinlikten etkilenmemeye çalışırken tekrar odasına dönüp dönmemekte kararsız kaldığında, karanlık göğü lavicerte boyayan dolunay ile kararsızlığı silinmiş, ayı izleyebileceği bir banka oturmuştu. Gözlerini dolunaydan alamazken ayın etrafındaki haleler âdeta gökten süzülerek kalbini sarıyordu.
Bu huzurla gözlerini kapattığında sanki göz kapaklarına çizilmiş gibi yine onun gülen yüzünü görünce kalbini yakan görüntüyü silmek istercesine başını iki yana salladı, çabası boşa çıkınca gözlerini açtı.Terkedilişi ile geceden daha da karanlık olan kalbini aydınlatmaya yetmiyordu, saniyeler öncesinde huzuru hissettiren ay. Gözünü her kapattığında gördüğü güzel yüz ile bu kalp acısı kolayca atlatabilecek gibi değildi onun için.
Arkadaşlarını da bununla üzmek istemiyordu.
O yüzden aktör Soo yine 'ben iyiyim' rolünü üstlenecekti.Ne kadar süre ışıltılı gökyüzünü izlediğini bilmediği o bankta aklına Sehun gelince oturduğu yerden kalkarak binaya yöneldiğinde girişte telefonu ile uğraşan genç adamı görmesiyle duraksadı. Selam verip vermemek arasında kalmışken diğerinin kendisini farketmeyişine sığınarak görmezden gelip sessizce yanından geçecek iken birden diğerinin de hareketlenmesi ile aynı anda sensörlü kapıdan geçerken göz göze geldiler.
"Geçmiş olsun. Umarım ciddi bir durum yoktur."
" Teşekkür ederim Bay Kim.
Ciddi bir durum yok. Yarın taburcu olacağım."" Kaçıncı sınıftın?"
" İkinci sınıf efendim."
" Bana Jongin diyebilirsin.
Kasıntı konuşmalardan rahatsız oluyorum."" Peki efendim."
" Jongin, efendim değil kibar çocuk. "
" Peki Jongin. Siz de bana KyungSoo diyebilirsiniz."
" Güzel isim."
" Teşekkür ederim efen..Jongin."
" Kafeterya ne tarafta biliyor musun?"
" Sizi götürebilirim. "
"Hayır demem."
Birlikte kafeteryaya ulaştıklarında KyungSoo görevini tamamlamış olmanın gerekçesiyle selam verip ayrılacağı sırada Jongin onu durdu.
"Bana eşlik eder misin?"
" Nasıl? !"
" Kahve içeceğim.
Ama yalnız içemiyorum.
Bana eşlik eder misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrong Number
FanfictionKyungSoo kendisini terkeden sevgilisi ile ayrılıklarını kabullenemez ve ona ulaşmak için her yolu dener. Sevgilisine ait olduğunu zannettiği ama aslında üniversitede okuduğu bölümden asistan Kim Jongin'e ait line hesabına özlemi kadar mesaj bırakır...