₩ ...... 6

3.8K 300 62
                                    

Kütüphanenin raflarına sinmiş tozun kitaplarda oluşturduğu puslu koku basık burnunda kaşıntı oluşturmasına rağmen alnını yasladığı kalın kitap dizisinde gözleri kapalı, günlerdir yanıtsız bırakılan mesajlarını düşünüyordu.
Terkedilişi kadar acıtsa da canını, okuduğunu bilmesi yeni umutlar ekiyordu silemediği aşkına.
Belki bir gün cevap yazacak, belki gidişi gibi ansızın çıkıp gelecekti ve yeniden deneyelim diyecekti. Başka türlüsünü kabul etmeyen kalbi umut vaad eden belkileri birbirine ekliyor Kyungin'e dair hayal kırıklıklarını sarıyordu. Onun sevdiği Kyungin böyle biri değildi.
Kesinlikle değildi.

" Başın mı ağrıyor? "

KyungSoo duyduğu soru ile irkilerek gözlerini araladığında elinde raflardan birinden aldığı belli olan bir kitapla sol yanında dikilen endişeli bakışların sahibine gülümsemek için kendini zorladı.

" Hayır Bay Kim. Sadece.." fısıltıyla söylediğinde sesi boğuk çıkmıştı.

" Jongin. . Jongin demeni söylediğimi net hatırlıyorum."

" Ahh. Üzgünüm. Jongin. . Yani o zaman hastanedeydik. Ve şimdi üniversitedeyiz.
Yani ben o yüzden. ."

" Arkadaş hastanede de arkadaştır, üniversitede de arkadaştır..
Hatta kütüphane de bile arkadaştır."

" Gerçekten  mi? Yani arkadaş mıyız? "

" Evet. Bölümde asistan olmam senin için sıkıntı mı? "

" Sıkıntı değil de.. Nasıl desem? Sanırım diğerleri sizin gibi olmadığı için. "

" Şu resmiyetin çizdiği sınırlar değil mi?"

" Evet tam olarak onlar."

"Onu mu düşünüyorsun?"

KyungSoo Jongin'in 'onu mu' derken kastettiğinden emin gibi olsa da net değildi.

" Aslında. . Sizinle konuşmaya çok ihtiyacım var. O gece sizinle konuştuktan sonra bazı şeyler daha da somutlaşmıştı zihnimde ve önümü görebiliyordum.
Ama ondan  sonraki günler her şey daha kötü oldu.
Size ulaşmayı o kadar çok istedim ki."

" Bölümdeki odama gelseydin."

" İşte o resmi sınırlara takıldım. "

Jongin gülümseyerek başını iki yana salladı.
Kolundaki metalik saatin gösterdiği zamanı kontrol edip KyungSoo'ya döndü.

" İşin var mı? "

" Ders çalışmak için gelmiştim.
Malum sınavlar kapıya dayandı.
Ama kafamı toparlayamıyorum."

" Güzel. Benim mesai saatim çoktan dolmuş.
Şu  kitabı kaydettireyim ve birlikte bir şeyler yemeye gidelim.
Hem sen de daha da kötü olanları anlatırsın."

" Sizi kendi bunalımlarımla sıkmak istemem."

" Biliyor musun, arkadaşlar birbirini çözümü olmasa bile dinler!
Bunalımlarını dinlediğim için sıkılmam ama bunalımda olduğun için sıkılırım."

" Peki o zaman."

Kitabı  kütüphane  kaydettirmek üzere vezneye yöneldiler.

Wrong Number Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin