Wrong Number

₩ ...... 12

" Burası harika. Daha önce nasıl keşfetmedim burayı?"

" Senin evine ters bir yerde."

" Annemin kimbapları kadar harika."

" Aç ağzını kimbap geliyor. "

Jongin işaret ve baş  parmağının arasına sıkıştırdığı kimbabı KyungSoo'ya uzatırken KyungSoo elini uzatıp ondan almaya çalıştı.
" Kendim yiyebilirim."

Jongin boştaki eliyle KyungSoo'nun eline vurdu.

" Ben yedireceğim."

" Saçmalama Jongin. Çocuk değilim ben. "

" Ama ben yedirmek istiyorum."

" Hayır bu çok tuhaf duruyor."

" Nesi tuhaf? Arkadaşıma yedirmek istiyorum. "

" Çiftler gibi o ne öyle! "

" Sen hiç Kyungin ile yaptın mı böyle şeyler?"

" Onun için yemek pişirdim ama ona hiç yedirmedim. "

"O sana yedirdi mi?"

"Hayır. O da bana yedirmedi."

" Ev arkadaşların sana yedirdi mi?"

" Hımm. Baek annem gibidir. Onun elinden çok kez yedim."

" Bak gördün mü!? Eski sevgilinle hiç yapmamışsın ama ev arkadaşınla yapmışsın. Bu tuhaf değil. "

" O artık eski sevgilim değil mi?"

Jongin KyungSoo yine eskiye dönmeden elinde beklettiği kimbabı ağzına sokuşturdu.

" Çok bilmiş konuşmak istemiyorum. O yüzden sen de yine terkedilmişlik sendromlarına girme."

KyungSoo ağzındaki lokmayı güçlükle yutup yanıtladı.

" Bu çok zor Jongin.
Aşmak için çok uğraşıyorum.
Ama çok, çok zorlanıyorum."

" Sana yardım edebilirim. "

"Nasıl? "

"Onu unutman için ve neler kaybettiğini ona göstermek için. "

" Hayır. Bunu ona yapamam. Her ne kadar kızgın ve kırgın olsam da içimde ona karşı garez yok."

" Ama benim var. Seni gülerken gördüğüm anlar rakamlarla ifade edilecek kadar az.
Bendeki zamanı durduracak kadar güzel olan gülümsemeni  solduran o kişiye öfkeliyim.
Harika bir kalbin var.
Güzel kalbinin sana acı çektiren biri yüzünden incindiğini görmek beni rahatsız ediyor. Senin ona kinin olmayabilir ama bende onun için seni üzgün gördükçe büyüyen bir kin var.
Seni böyle darmadağın görmeye tahammül edemiyorum KyungSoo.
Tanışalı çok olmadı.
Arkadaşlığımız bile çok yeniyken bu söylediklerim sana tuhaf gelebilir.
Ama .."

"Jongin eve gitmek istiyorum. "

" Yine haddi aşan sözler sarf ettim değil mi?"