₩ ...... 8°1

3.2K 287 22
                                    

Masasındaki makaleleri isteksizce karıştırırken telefonuna gelen bildirimle kağıt yığınının arasında harcadığı beş dakikadan sonra ancak bulduğu telefonu ile masasının ne kadar dağılmış olduğunu farketti.
Günlerdir aklından çıkmayan diğerinden ötekine dair yeni bir mesaj gelmişti.
Artık o kızı ne kadar çok sevdiğini, onu ne kadar çok özlediğine dair mesajlarını okumak istemiyordu.
Onu göremeden geçirdiği günlerde nasıl olup da sevdiği kız diye kendi line hesabına mesaj attığına dair epey kafa yorsa da tek başına alabildiği yol kullanıcı adı benzerliği olmuştu.
Oysaki bu kullanıcı isminde epey düşünmese de orjinal bir isim bulduğunu düşünüyordu.
Kendisinden başka kim

omma_s_nini

kullanıcı adı kullanırdı ki?
Ona sadece annesi Nini derdi.
Bu yüzden kullanıcı adını
Annesinin Nini'si
olarak seçmişti.
Belki de bir arkadaşı onunla oyun oynuyordu.

Eli bildirim üzerinde gitti geldi, gitti geldi gitti ve gelemedi derken ve derken kendisine ses dosyası göndermiş olduğunu gördü.

Olamazdı değil mi?
Yazamadıklarını ve ayrılıkları ile ne kadar zor durumda olduğunu göstermek için ses kaydı yapacak kadar umutsuz vaka olmuş olamazdı.

Kendisi daha önce kimseyi ardından bu denli sürüklenecek kadar sevmemişti.
Lisede iken çıktığı kızlar olmuştu.
Ama üniversite yıllarında kalbini, gelip geçici aşklarla oyalamak yerine gerçekten sevip ömür geçirebileceği birine vermek istediğinde kimse ile ilgilenmemiş , gelen teklifleri dahi geri çevirmişti.
Nihayetinde Jongin, KyungSoo'nun bir kızın ardından bu denli savrulup dağılmasını anlamıyordu.
Belki kız gerçekten ardından bu kadar heder olunacak kadar harika biriydi.
Belki de KyungSoo sevgisinde çok bağlıydı ya da obsesifti.
Sabahın ilk ışıkları ile başlayan
'Seni çok özledim '
mesajları gün yükseldikçe seyrekleşse de gece kararıp dünyanın sesini kısınca onun kalp sızısını yükselttiğinden olsa gerek akşam sonrası mesajları daha ısrarcı ve isyan dolu oluyordu.
Jongin bir an için KyungSoo tarafından sevilmiş olmayı hayal etti.
Aşkına bu kadar bağlı biri tarafından sevilmek. .
Gece olsun gündüz olsun onun düşüncelerinde, kalbinde yer edinmek.
Gün doğmadan onun kalbinde özlemle doğmak.
Jongin bir anda göğsünde yükselen ince ama tatlı bir sancıyla titredi.
Parmakları sesli mesaja uzandı.
Bir an duraksadı.
O derin sesi sadece kendisine mahsus kılmak için masasında dağılmış kağıtları arasından kulaklığını bulup alelacele telefonuna taktı.
Derin nefes alıp sesli mesaja odaklandı ve medyayı oynattı.
Jongin kulaklarına dolan sesle bileklerinden omuzlarına tırmanan bir sarsıntı ile sarsıldı.
Şuan odasında oturmuş makalelerin arasında boğulmuş sıradan bir asistan olduğundan emin olmasa bulutların üzerinde parlayan ışıltı olduğuna inanabilirdi.
Ya da kuzey ışıklarının parıltısındaki bir neon yeşili kendisi olabilirdi.
Ya da metrelerce yüksekten dökülen şelalenin bir damla suyu olabilirdi.
Gelgitlerle kumsalda sürgün gezen bir kum tanesi..
Sonbaharda yere düşen yaprağın üzerine basıldığında kulaklara kadar doluşan anlık çıtırtı ...
Kışın göğünde süzülen ilk kar kristali..
Baharda gök yüzünde uçuşan kiraz taçlarından savrulan bir tane ..
Yazın kavurduğu toprağın çatlağına dolan bir damla yağmur. .
KyungSoo'nun sesinde dolanan bunca duygunun bir kaç söze sığdırılmış şarkıdan kendisine ulaşması ile kalbinden yükselen sıcaklık gözlerinden yanaklarına yuvarlanıverince gözlerini daha fazlasına engel olmak için kapadı.
Bu kadar duygu bir sese nasıl sığabilirdi.
Sesiyle ağlıyor, isyan ediyor, seviyor, kızıyor, öfkeleniyor yine de affedip yalvarıyordu.
Sözler bambaşka şeyler fısıldasa da
anlattıkları tek şey
'Seni çok sevdim ve çok özledim'
oluyordu.

Ve Jongin yine yaptı.
Bu şarkının bir anlığına da olsa kendisi için söylenmiş olduğunu hayal etti.
Kalbinden yükselen yaşlar yanaklarını ıslatıp nefesini kesinceye kadar bu hayal ile telefonu göğsüne yaslı dakikalarca öylece kaldı.
Yarım saat.. Ya da bir saat. . Belki de günün yarısını tekrara aldığı sesli mesajdaki şarkı ile geçirmişti ta ki odasındaki telefon çalana kadar.
Israrla çalan telefonun ahizesini kaldırdı.

" Buyrun Bay Yang.
Sizin sınavınız mı? Şimdi mi?
Tabiki gözetmen olabilirim.
Bir işim yok. Pekâlâ.
Beş dakikaya kadar A sınıflarında olurum."

Jongin ahizeyi indirip ellerini yüzüne kapadı. Gözlerini ve yanaklarını ovup göz yaşlarının yüzünde oluşturduğu sızıyı gidermeye çalıştı.

Dakikalar sonra A sınıflarına ulaştığında final sınavlarının başlamasına az bir zaman kalmıştı.
Şubelerde sınavın başlamasını bekleyen diğer asistan ve tedirgin öğrencilerin arasında dersin sahibi Bay Yang'ı ararken gözleri önündeki boş masaya kilitlenmiş küçüldükçe kaybolacak gibi olan solgun yüzü gördüğünde duraksadı.
Yüreği, kafesindeki genişlik kendisine yetmiyormuşçasına sıkılırken hala zihninde yankılanan şarkısı ile gözleri yeniden kirpik uçlarından sızlamıştı.

Omuzunda hissettiği el ile gözlerini ondan güçlükle de olsa ayırdı.

" Doğru yere gelmişsin evlat. Sen bu sınıfta gözetmen olacaksın.
Asistanım YoungJae her şeyi biliyor zaten.
O sana gerekli bilgiyi verir.
Farklı bir durum olursa ban A9 şubesindeyim."

" Peki efendim."

Jongin, gülerken yanaklarında gamzeler oluşan genç asistanın heyecanla anlattıklarına kendisini vermekte oldukça zorlanıyor, gözlerini  önüne sabitlemiş gençten ayırmak için büyük bir irade savaşı veriyordu.

Nihayet sınav başladığında Jongin yarı amfi sınıfta iki blok halindeki sıraların arasında dolaşırken öğrencilerin neler yapabildiğine de göz ucuyla bakıyordu.
Yüzü kadar soluk ellerin sorulardan başka yazısı bulunmayan sınav kağıdı üzerinde öylece durduğunu farkedince endişelenmeden edemedi.
Sınavdan saatler önce  şarkısına hüznünü dokuduğu sesi ile kendisini uzun süre ağlatan kişinin çok daha kötü durumda olduğunu tahayyül edebiliyordu.
Üstelik o, günlerdir bu haldeydi.

Sınavın ilk yarısı geçmesine rağmen KyungSoo kalem oynatmamış, kâğıda boş boş bakıyordu.
Sanki baktığı şey sorular değil, o kızdan aldığı ayrılık mesajıydı.
Bu şekilde devam ederse bu dersten kalabilirdi.
Yine bu şekilde devam ederse diğer derslerden de kalabilir, belki dönem belki yıl uzatabilirdi.


~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yessı minnadesu 😊

Sağ köşenin orta yerinden kucak dolusu Jagiya'lar efenim 😊

Bu bölüm 1400 karakteri geçmişti 😲
Tabiki böldüm 😆
Çünkü diğer bölüm 😍

Raytırınıza güvenin bir kere de 😡
Kızmayın KyungSoo'ya 😟
Azcık sabır da ,  azcık bekleyin 😏
Raytırın demek istediği bir süre daha böyle gidecek Soo 😅

Yaaaa ridırs.ım😍
Janolar💕
Ceviz saklayan Sincaplarım🐹
Neyse vazgeçtim 😏
Demiyecem😆
Sürpriz olsun 😈
Ama dayanamiyuieiududuhm😖

Yeni bölümlerde görüşmek üzere 😉 
Jane minna 😊
Jagiya kalınız efem 😈

Wrong Number Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin