₩ ...... 9

3.1K 277 31
                                    


" Bu kalp seni ondan daha çok sevebilir.
Sana kaderin bile bozamayacağı sözler verebilir. Onu değil beni sev.
Onun için ağladığın yeter.
Onun için uykusuzluğun yeter.
Beni sev.
Ondan daha çok sev.
Benimle gül, kollarımda dinsin uykusuzluğun.
Sabahın ben olayım.
Gecem sen ol KyungSoo."

Jongin diğerinin gözlerinde büyüyen hayret ve çoğalan yaşlar ile parmağını dudaklarının sıcaklığından çekti.
Başını omzuna yasladı.
Eli KyungSoo'nun göğsünde ritmi bozulan atışlarını dinlerken, dakikalar önce ölçüsüzce söylediği sözleri nasıl toparlayacağını düşünüyordu.
Düşünmeden söylemişti ama hissetmeden değil.
Her birini hissetmiş, KyungSoo onaylarsa her birini yerine getirmek için hazırdı.
KyungSoo erkek bile olsa hem cinsinin kalbindeki o aşka dokunmak, ona sahip olmak istiyordu.

"Jongin. ."

Jongin KyungSoo'nun hırıltılı çıkan sesi ile başını yaslandığı omuzdan kaldırıp gözlerine baktı.
KyungSoo gözlerini uzaklarda bir yere dikmişti.

" Beni eve götür. "

" Hayır. "

" Beni eve götür Jongin."

" Önce hastaneye gidip o raporu almalıyız."

" Hiçbir şey umurumda değil.
Eve gitmek istiyorum.
Bir daha uyanmamak üzere uyumak istiyorum."

" Saçmalıyorsun."

" Evet saçmalıyorum.
Kendisini sevmemi söyleyen senden daha fazla saçmalıyorum değil mi?!"

KyungSoo'nun öfke ve kararsızlık dolu gözleri kendisininkini bulduğunda, pişmanlığı kalbinin her bir köşesinde hissetti.

" Ben.."

" Beni eve götür Jongin. "

Jongin direksiyonun başında hareketlenip arabayı sürdü.
KyungSoo cama dayadığı koluna başını yaslayıp ağlamaktan sızlayan gözlerini kapattı.

Tutulan boynunu ovarak gözlerini açtığında gün yarısını geçmiş şehri saran aydınlık solmaya yüz tutmuştu.
Uyuşan kolunu sıvazlayarak etrafına bakındı.
Arabada tek başınaydı.
Jongin yoktu.
Karşısında uzanan nehir zihnindeki kargaşanın aksine sakince akıyordu.
Kapıyı açıp arabadan çıktığında Jongin'in bir kaç adım mesafe ileride sırt üstü uzanmış ceketini başına yastık yapmış bir kolunu alnına yaslamış buldu.
Sessizce ona doğru adımladı.
Uyuyan adamın yanına oturdu.
Yüzüne kapatılmış kolun izin verdiği ölçüde onu izledi.

Jongin'e haksızlık etmişti.
Kendisini bu denli dağılmış gören ve yardım etmek isteyen adamı fena terslemişti.
Ama bir yandan söylediği o sözler. .
O sözleri zihninde belirdikçe midesinde ansızın beliren kasıntılar göğsüne doğru bir sancı yükseltiyordu.
Jongin o sözlerde ciddi miydi?
Yoksa kendisini değerli göstermeye çalışıp acısını mı dindirmeye çalışıyordu emin olamamıştı.
Çünkü ev arkadaşları şu son bir kaç gündür benzer sözleri söyleyip durmuşları.
Baekhyun KyungSoo'nun aslında ne kadar havalı, olduğundan , Jongdae erkeksi oluşundan , Sehun kız olsaydı kendisini kesinlikle boş bırakmayacağından falan bahsedip durmuşlardı.
Belki de Jongin de onlar gibi kendisini terkeden Kyungin'den daha iyilerine layık olduğunu söylemenin başka bir şekliydi.
Zira Jongin'in kendisine, kendisi gibi bir erkeğe, aynı cinse, en azından bir kız tarafından terkedilmiş kendisine teklifte bulunması ne mantıklı ne de makuldü.
Aslında Jongin iyi biriydi.
Yakışıklıydı.
İşi gücü hatta harika bir mavi spor arabası bile vardı.
Kesinlikle o sözler kendisi için o mânâda söylenmiş olamazdı.

Wrong Number Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin