₩ ...... 25°2

2.4K 243 47
                                    

Sabırsızca beklediği dakikalar sonrasında önüne koyulan sınav kağıdındaki soruları görünce dudakları sağa kıvrıldı.
Günlerdir gece gündüz çalışmasının karşılığını alacak ve Jongin ile yurtdışındaki o sempozyuma katılabilecek gibi görünüyordu.

Soruları verilen süreden önce bitirmesiyle bir kez daha kontrol edip görevli gözetmene sınav kağıdını verdi.
Sınıftan çıkar çıkmaz cebinden telefonu çıkarıp açtı.
Güzel haberi hemen diğerine vermek için sabırsızlanıyordu.
Telefon nihayet açıldığında heyecandan yanlış uygulamalara girip girip çıktı.
Parmakları birbirine dolaşmıştı.
Çığlık atacak gibi oldu.
Rahatlamak için lavaboya gidip elini yüzünü yıkasa iyi gelebilirdi.
Heyecandan terleyen elleri yapış yapış hissi veriyordu.

Koridorun başındaki lavabolara yöneldiğinde onu görmesi ile bir anda bütün vücudu kilitlendi.

Günler sonra..

Bir ay sonra ..

Terkedişi ile kalbinden bir parça, ömründen bir kaç yıl götüren şimdi karşısında öylece durmuş özlem ve umutla gözlerine bakıyordu. .
Terkedişinden daha mı çok koymuştu sanki terkedişine rağmen hiçbir şey olmamış gibi dönüşü.

Hiçbir şey olmamış gibi kendisine doğru adımlıyordu.
Hani bir ay boyunca günden güne acısını dindirmemiş olmasa diğerindeki kayıtsızlık ile, yaşananların sadece önceki gece gördüğü bir kâbusta kaldığını varsayabilirdi.

Bir ay..

Bir ay boyunca onu unutmak, illetli aşkından kurtulmak için çok çaba sarfetmişti.
Jongin olmasa. .
Jongin. .
Kalbine yepyeni hisler veren.
O hisler olmasa diğerini silmek hiç de kolay değildi.
Bir yıldan fazla süren birlikteliklerini üstelik de en çok seven taraf kendisi iken bir elveda ile silmeye bir ay yetmezdi.
Jongin olmasa..
Hayır. .
Jongin'den kalbine akan sıcaklık olmasa..
Hala odasının soğuk parkesinde ağır depresyon geçiriyor olurdu.

Şimdi ise hiçbir şey olmamış gibi ..
Belki de gerçekten hiçbir şey olmamıştı.
Bir yılı aşkın birlikteliklerinin özel bir sınırı yoktu.
Hani insanlar evim dediği mülkiyete duvarlarla sınır çizerdi ve  içeriye açılan bir kapı , kapının da anahtarı.
Anahtar demek oraya öylece herkes giremez demek.
O anahtara sahip olmayan kabul edilmez demek.
O evle ilişiği kesilen anahtarını iade eder.
Öylece giremez yine.
Öylece gelemezsin Kyungin.

Diğeri öylece gelişi gibi öylece de sarıldığında içi titredi.
Kalbini ansızın sancı tuttu.

Özlemiş miydi?

Hayır!

Hâlâ seviyor muydu?

Hayır diyemedi.
Ama cevabı evet de değildi.
Belli ki diğerinin kalbindeki yeri alışkanlık olmuştu.
Yeri silinse de bir zamanlar orada oturduğuna dair alışkanlığının izi kalmıştı.

Ona dur demedi. Diyemedi.
Sarılmadı.
Çünkü sarılacak kadar sahiplenme hissi yoktu ona karşı. .
Bir ay önce onun için hastanelere bile düşmüşken şimdi kendini bir yabancının kollarında gibi hissedişine şaşırmadı.
Kalbindeki adı henüz konmamış kıpırtılar şaşırmasını engelliyordu.
Kalbindeki yeni sıcaklık diğerinin sıcaklığını yabancılaştırıyordu.

Wrong Number Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin