"Hayır diyorum, hayır. Sen gelemezsin. Yengemin yüreğine iner. Üstelik babam kafamı kırar."
Sabahtan beri kuzenim Savaş'ı benimle kumar oynamaya gelemeyeceğine ikna etmeye çalışıyordum. Ama sadece çalışıyordum işte!
"Ya Almila lütfen bu sefer beni de götür. Annemin haberi olmayacak. Hem başımıza da bir şey gelmez ki. Sizin evin altında işte. Yer altı kumarhanesi... Çok havalı değil mi? Neden beni bundan mahrum bırakıyorsun? Ne olur ben de geleyim."
Makyaj masama oturdum. Morluklarımı kapatmalıydım.
"Olmaz dedim Savaş. Kumarhaneye sadece davetliler inebilir."
Ellerini omuzlarıma koyup masaj yapmaya başladı. "Eğer oraya davetiyeyle iniliyorsa kendininkini bana verebilirsin." dedi. Savaş'ın parlak fikrine gülümsedim. En sevdiğim fondötenimi yüzüme eşit miktarda sürdüm. "Tabii ki davetiye diye bir şey yok. Alt katlara inersen ilk dakikada göze batmaya başlarsın. Babamın hiddetini üstüme çekmek istemiyorum. Malikanenin alt katlarının varlığından bile haberdar olmamalıydın. Beni anlıyor musun? Başımı belaya sokma Savaş. Sana Derin'den hiç bahsetmemeliydim."
Kaşlarını kaldırarak yüzüme aval aval baktı. "Derin de kim?"
Güldüm. Keyifsiz bir gülüştü. "Malikanenin alt katlarına arkadaşlarımla bir avuç ergenken bu ismi takmıştık. Derin... Biraz klasik ama daha kısa ve anlamlı bir isim bulamamıştık işte."
İlk önce düşünürmüş gibi kıvırcık saçlarını kaşıdı. Sonra ise çilli yüzünü buruşturdu. "Şu gotik arkadaşların mı?" dedi. Onaylar bir mırıltı çıkardım.
Yatağımın üstüne zıplarcasına oturdu. "Neyse ki o ağır ergenlerden kurtuldun. Demir eniştemin de etkisi göz ardı edilemez tabii ki."
İkimiz de gülmemizi bastıramadık. Babam ilk önce medeni bir şekilde, onlarla arkadaşlık etmemem için beni uyarmıştı. Uyarısını dinlemediğimde beni dövmüştü. (Ah tabii yine medeni şekilde dövmüştü demek istedim) Arkadaşlığa devam ettiğimde beni Derin'deki mahzene iki gün kapatmıştı. Yine arkadaşlarımdan vazgeçemediğimde ise onlarla oturduğumuz bir kafeye camları filmli olan bir araç tarafından birkaç şarjör mermi boşalttırmıştı. Ben de onların canı için onlardan vazgeçmiştim. Daha sonra bana göre olmadıklarını anlasam da lise zamanlarımda onlar olmasaydı yalnız bir ergen olacaktım.
Neyse ki ben 17 yaşındayken babam korumam olarak Fatih'i işe almıştı. Hayatımda arkadaş olduğum en kafa dengi adamdı. Hüzünlü bir şekilde iç geçirdim. Onu bir kez daha görebilmek için neler vermezdim?
Savaş'ın özellikle kadınsı olması için uğraştığı çığlığı düşüncelerimi dağıttı. Yatağın üstündeki deri ceketimi eline alıp beğeniyle mırıldandı. "Ceket çok havalıymış ha bebişim? Ama tulum olsa daha hoş olurdu."
Hüzünlendiğimi anladığı zaman saçma bir şekilde kadın taklidi yapardı. Onaylar bir şekilde mırıldanarak elimi kırmızı ruja uzattım. Biraz canlansam iyi olurdu. Cihan hayatımdan çıkmıştı ve mutlu olmalıydım.
Gülümsememden cesaret almış olacak ki yanıma gelip kalçasını makyaj masasına yasladı. "Ee, akşam beni Derin'e indiriyorsun öyle değil mi?" dedi Savaş.
Bıkınca tüm nefesimi Savaş'ın yüzüne üfledim. "İçeri girmene yardımcı olamam Savaş. Ama kendin girebiliyorsan kapı arka bahçede bir yerlere gizlenmiş halde paşa paşa bekliyor. Diğer kapı ise evin içinde. Adamsan alt katlara inebilirsin. Hadi eyvallah!"
Siyah pantolon ve büstiyeri alarak koşar adımla banyoma girip kapıyı kilitledim. Kıyafetlerimi giydikten sonra alt katlarda üşümemek için siyah deri ceketimi giymiştim. Savaş odamda durmadan yalvarsa da kulak asmadım. Neyse ki kapı, o gıcık sesinin bana bir nebze de olsa kısık gelmesini sağlıyordu. Bir gece eğlenecekti diye başıma bela alamazdım. Hem de belaların en büyüğünü, Demir Aydoğan'ı!
![](https://img.wattpad.com/cover/73415372-288-k463854.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM KASIRGASI
ActionSevdiği kadını balkonda donmak üzere bulan adam elindeki battaniyeyi kadının narin omuzlarına sardı. "Sessizliğinin nedenini söyle Almila." Kadın bir süre sessiz kaldı. Başını kaldırıp arkasında duran yoldaşına baktı. Bu aşkla bakan adama nasıl olu...