22) Kardeş Miyiz?

168 28 2
                                    


"Selam"

Şaşkınlıkla açılan ağzımı kapatıp burnumu çektim.

"Ne işin var senin burada?"

Odanın ortasına doğru kararsız bir adım attı. "Sadece peşinden gelmek istedim."
Bir adım daha attı.

Bir şey söylemeyip hala alık alık bakmamdan cesaret alarak yanıma kadar olmasa da fotoğrafların dizildiği komodine kadar geldi. Pembelerle donatılmış odayı inceledi ilk önce. Gülümsedi. Sonra fotoğrafları inceledi.

"Çok güzelmişsiniz" dedi hala fotoğrafları incelerken.

"Canımı daha çok acıtmaya mı geldin Tunç? Benden nefret ettiğini biliyorum."

Fotoğraf çerçevesini komodine bırakıp yanıma geldi ve yere oturdu. "Aslında tam tersi. Kaybın için üzgünüm." İnanamıyormuşum gibi baktım suratına. Ciddi miydi? Benden nefret eden Tunç...

Neler düşündüğümü anlıyormuş gibi yarım ağız bir gülümsemeyle "Emin ol aileden birini kaybetmek ne demek iyi bilirim." dedi. Tunç da kimsesizdi biliyordum. Babam onu kurtarmadan önce kimsesi yoktu.

Başımı kucağıma eğdim. Göz yaşlarım birer birer kucağıma düşüyordu. Aileden biri...
Defne'nin gerçek ailesinden kimi vardı ki? Anası yok babası yok. Bir onu evlat edinen ben vardım onun için bir de arada bir de benim ailemin bireyleri. Ailemdendi Defne, ailemdi. Kızımdı. Gün içinde ne yaşarsam yaşayayım akşam olup da bebek suratını görünce tüm yorgunluğumu attığım minik prensesimdi.

Yokluğunun ıssız soğukluğu sanki odasına sinmiş gibiydi. Renkler eskisi kadar canlı değildi bir de. Üşütüyordu bu oda insanın içini. Yalnızlığı fısıldıyordu.

Yerimde biraz daha büzüştüm. Tunç'un yanında yapmayacağım bir şey yapıp en savunmasız halimde titreye titreye ağlıyordum.

Ve o da hiç yapmayacağı bir şey yapıp büzüşmüş bedenime sarıldı.

Hiç beklemeyeceğim kişiden, tabiri caizse düşmanımdan gördüğüm bu acımayla karışık merhamet beni daha kötü etkilemişti. Hıçkırıklarımın sesi daha da güçlenirken sırılsıklam yüzümü Tunç'un omzuna koyup ben de ona sarıldım.

"Şşş" diye beni sakinleştirmeye çalışıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Şşş" diye beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Günahları yazılmaya başlamadan ölen şanslı biri o, emin ol. Ağlama. Sevin. Ailesinin yanında mutludur, inan bana."

Hırkasını avucumun içine hapsettim. Konuşma ihtiyacı hissediyordum.

"Evlenmek istemememe rağmen babam beni zorla Cihan diye biriyle evlendirmek istedi." Fısıldayarak konuşuyordum. Boğazım yanıyordu. Sırtımda dolaşan eli durmuştu. Babama çamur atmam hoşuna gitmiyordu biliyordum. Yine babam hakkında yalan söylediğimi düşünüyordu belki de.

"Çok itiraz ettim. Alıkondum. Dövüldüm. Bir yere kapatılıp eziyet gördüm. Zayıf noktalarımı bile kullandılar. Defne... Benim süt kokan bebeğim"
Hıçkırıklarım yine bedenimi esir aldığında ona daha çok sokuldum.

İNTİKAM KASIRGASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin