"Yesene sevgilim."
Beni buraya intikam almak için çağırmamış mıydı? Neden yemek için karşısına oturtmuştu? Neden yemek yememi istiyordu?
"Lan manyak mısın nesin?" dedim daha fazla dayanamayarak. "Ne planlıyorsan yap hemen, beni sinir etme!"
Bıçağını ve çatalını ağır ağır tabağına bıraktı. Kaplumbağa hızıyla tabağının yanındaki peçeteyi alıp dudağını sildi. Peçeteyi bir kez katladı ve dudağının diğer tarafını da sildi. Gülümsedi.
"Güce ihtiyacın olacak. Bence yemelisin."
Tüylerim diken diken olmuştu. Bu deli ne planlıyordu bilmiyordum ama kızıma zarar vermemesini umuyordum.
Kızımı sadece beni buraya çekebilmek için kaçırmış olduğunu umuyordum.
"Kızım planlarının neresinde?" diye sordum dimdik gözlerine bakarken.
Gülümsemesini bozmadan tabağındaki çatal bıçağını aynı yavaşlıkla eline aldı. "Önce yemeğini ye. Daha sonra bunları konuşuruz."
Ayağa kalkıp gözüne sıkı bir yumruk patlatmak istesem de suyuna gidersem belki düzelirdi. Hem çok açtım. Hem de bana ne yapacağını bilmiyordum. Yemek yemek her açıdan benim için iyiydi.
Masadaki güzel yemeklerle karnımı doyururken Defne hep aklımdaydı. Yemeğe konsantre olamıyordum.
"Nasıl kaçırabildin onu?" diye sordum bir anda. Bakışlarım hâlâ bitmek üzere olan tabağımdaydı.
Yemeğine ara vermeden cevapladı. "Fazla kolay oldu doğrusu. Senin gibi birinin kızını korumasız bir yere götürmesi beni şaşırttı. Tıpkı tereyağından kıl çekermiş gibi... Ben bile bu kadar kolay olacağını tahmin etmiyordum."
"Beni kaç gün alıkoyacaksın?" diye sordum bu sefer. Çok uzun süreceğini sanmıyordum. Bizimkilere haber uçurmuştum. Beni bulmaları fazla uzun sürmemeliydi. Yani umarım öyle olurdu.
"Ben sıkılana kadar burdasın aşkım."
Sorduğum hiçbir soruya net bir cevap vermemesine sinir olmuştum. "Uyuşturucuların ederi neyse öderim?" dedim sorarcasına.
Kahkaha attı. Hayatımda hiç bu kadar tüyler ürpertici bir kahkaha duymamıştım.
Ayağa kalkıp ağır adımlarla yanıma yaklaştı. Bakışlarını gözlerime dikmişti. Jaguarın avına yaklaşırkenki tavrını hatırlatmıştı bana. Şeytan diyordu ki şimdi göğsümde sakladığım bıçakla onu delik deşik et. Ama salonun etrafına dizilmiş korumalar anında beni delik deşik ederler diye korkuyordum. Üstelik kızımı da henüz görememiştim. Bıçağı Cihan'la baş başa olduğum bir anda kullanmalıydım.
"Para mı? Para kimin umrunda? O işlerle babam ilgileniyor. Ben ise benimle oynamanın hesabını ödemeni istiyorum."
"Ben seninle oynamadım." Çok hızlı söylemiştim. Gergindim.
"Evet oynadın. Nasıl bir ailesiniz siz? Nereden bulaştım ben size ya?"
Asıl biz ona nereden bulaşmıştık?
Ayağa kalktım. "Bak bütün suç babamın tamam mı? Al babamı başına çal. Ne istersen yapabilirsin. Hepsini hakettiğine eminim. Ama benim hiçbir suçum yok. Hele kızımın hiç yok!"
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Zaten hep masumlar yanar, öyle değil mi?"
Defne'ye mi bir şey yapacaktı yoksa? "Peki" dedim ikna edici olmaya çalışarak. "O halde küçük kızı evine gönderelim ve sadece ikimiz kalalım. Savaşacaksak mertçe savaşalım öyle değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM KASIRGASI
AksiyonSevdiği kadını balkonda donmak üzere bulan adam elindeki battaniyeyi kadının narin omuzlarına sardı. "Sessizliğinin nedenini söyle Almila." Kadın bir süre sessiz kaldı. Başını kaldırıp arkasında duran yoldaşına baktı. Bu aşkla bakan adama nasıl olu...