1) Başlangıç 18 Yıl Önce

832 73 2
                                    



18 YIL ÖNCE

Küçük kız paldır küldür merdivenlerden iniyordu. Sonra duraksadı. Merdivenleri tekrardan çıktı ve bu sefer bir hanımefendi gibi yavaşça, başı dik bir şekilde indi merdivenlerden. Babası koştuğunu görseydi belki de onu içki mahzenine kapatırdı.

Etrafına bakındı. Koskocaman malikanelerinde tek bir kişi bile göremiyordu. İki gündür herkes bir tuhaftı.

Kız henüz yedi yaşındaydı. Ama o, Demir Aydoğan'ın kızıydı. Bu malikanenin hanımefendisiysi. Peki neden kimse ona neler olduğu hakkında bilgi vermiyordu?

Küçük kız malikanenin giriş katındaki tüm odalara baktıktan sonra duyduğu çığlıkla tüyleri diken diken oldu. Sessizliği yarıp kulaklarını rahatsız eden çığlık neredeyse onu bayıltacak kadar içler acısıydı. Bir çocuğun çığlığına benzetse de buna ihtimal vermedi.

Anında arkasına dönüp çığlığın geldiği yeri kestirmeye çalıştı. Hizmetçilerin kaldığı bölümden geliyordu ses.

Biliyordu. Merak etmemeliydi.

Ama küçük kız bu gün içinde kimseyi görmemişti. Merak ediyordu işte.

Koşarak odasına çıktı. Hatıra kutusuna sakladığı küçük tabancayı yerinden çıkarttı. Dolu bir şarjörü de tabancaya takıp beline koydu. Tabancanın kendi üstünde güzelce gizlendiğinden emin oldu.

Kendi odasının olduğu ikinci kattan sessiz ve atikçe süzülerek giriş kattaki hizmetçi bölümüne geldi. Sesler kesilmişti. Belki de çığlık atan kişiyi öldürmüşlerdi. Alt dudağını ısırdı. Babasının başı belada mıydı acaba? Belki de o yüzden malikane bu kadar boştu.

Tabancasını eliyle yoklayıp kendini sakinleştirmeye çalıştı. Belki de odasına dönmesi onun için daha güvenliydi ama kim bilir, belki de odasına giderse ve babasına bir şey olursa ömür boyu pişmanlık çekecekti.

Daha fazla düşünmeye gerek yoktu. Çığlık sesinin geldiğini düşündüğü odaya girdi.

Kendi adamlarından sadece bir kişi vardı. Siması tanıdıktı. Ama küçük kızı şaşırtan bu değildi. Asıl hayret verici olan sandalyeye bağlanmış kişinin kendi yaşlarında bir çocuk oluşuydu.

Kız ne yapacağını bilemedi. Elini tabancaya koyup güvende olduğunu hissetmek istese de bunu yapmadı. Babasının adamı bu hareketiyle silahın varlığını anlayacak kadar zeki olmalıydı. Kız da bunu yapmayacak kadar akıllıydı zaten.

"Dışarı çıkın efendim" dedi adam yedi yaşındaki minik kıza.

Kız zarif çenesini havaya kaldırdı. Bu adamı dışarı çıkartacak bir yalan uydurmalıydı. Çünkü bu çocukla yalnız konuşmak istiyordu. Burada ne işi vardı?

"Demir Bey sizi çağırıyor. Acil olduğunu söyledi." diye bir yalan uydurdu küçük kız. Babasına başkalarının yanında bey diye hitap ediyordu. Çünkü babası böyle istiyordu.

Adam tabii ki inanmadı. "Bence odanıza geri dönmelisiniz küçük hanım."

Kız sinirlenmiş gibi ince kaşlarını çattı. "Ne sanıyorsun, sana yalan söyleyeceğimi mi? Eğer öyleyse ve beni dinlemeyip onun yanına gitmezsen Demir Bey seni yalnızca işten kovmakla kalmaz. Bilmiyorum yeterince ikna edici olmuş muyumdur."

Adam kararsızca kapıya ve sandalyeye bağlı çocuğa bir bakış attı. Küçük kız bunu farkedip "ah, merak etmeyin. Etrafta kimse olmadığı için Demir Bey yokluğunuzda çocuğa sahip çıkmam için beni görevlendirdi. Ona sahip çıkarım. Şimdi siz gitmelisiniz."

İNTİKAM KASIRGASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin