Uykumun en tatlı yerinde telefon zır zır çalmaya başladı. Saat kaç ya. Bu saatte kim arar beni diyecektim ki telefona bakınca vazgeçtim. Tabi ki de okyanus inal. Ondan başka kimse beni bu saatte rahatsız etmez. Çünkü herkes bilir Amar Raj gece aranmasından hiç hoşlanmaz. Neyse bu satte aradığına göre önemli bir şey olsa gerek değilse benden çekeceğin var bayan inal. Tam telefonu açtım konuşacaktım ki her zamanki gibi konuşmama müsade etmeden konuştu. Evinde 2 adam olduğunu söylediğinde telaşlanmıştım biraz. Ama telaşımı belli etmemeye çalıştım onu daha çok korkutmamak için. Telefonu kapattıktan sonra hemen polisi aradım. Bende üstümü giyindim telaştan telefonu bi yerde arabanın anahtarını bi yerde unutmuştum. Ben telefonla anahtarı bulup alana kadar sanırım fazla ses çıkarmış olacağım ki bütün ev halkı uyanmıştı. Onlar bana bi şey sormadan evden çıktım. Niye bu kadar telaşlı ve endişeliyim bilmiyorum. Amar raj noluyor sana böyle niye o kız için bu kadar endişeleniyorsun? Diye beynimin içinde yankılanıp duruyordu bir ses. Bir yandan beynimin içinde yankılanan bu sesle uğraşırken diğer yandan okyanusun başına bir şey gelmeden yetişmek için gaza basıp duruyordum. Oh en sonunda eve gelmiştim. Ama adamlar hala içerdeyse elimi kolumu sallaya sallaya giremezdim. Torpidoda bulunan silahımı çıkardım. Korkmayın ruhsatlı silah. Yavaş adımlarla içeri girdim her tarafa bakıp adamların gittiklerinden emin olduktan sonra okyanusun odasına doğru koştum. Dolabın kapağını açtım. Korkudan tir tir titriyordu. O sırada ona ne diyeceğimi bilemedim. Aklıma gelen ilk şeyi söyleyi verdim. İyi misin? Sorduğum sorudan mı mutlu olup boynuma atladı. Yoksa beni gördüğü için mi inanın bende bilmiyorum. Bu dünyada tek uzmanı olmadığım konu kadınlar çünkü. Baktım beni bırakacağı yok yalnız biraz daha beni sıkarsan boğulabilirim dedim. Bu sözümden sonra hemen ellerini çekti. Sanırım birazda utanmış olacak ki hemen yanakları kızarmıştı.Konuyu değiştirmek için sen iyisin dimi. Sana bi şey yapmadılar dedim. Sonra kimin niye girdiğini anlamak için sorular sorsamda onun gördüklerinden pekte bir şey anlamam mümkün değildi. Onu bu satte tek bırakacak değildim heralde o yüzden topla eşyalarını bize gidiyoruz dedim.
O da tabiki hemen "Gerek yok. Ben kalacak bir yer bulurum" dedi.
Bu kızın hayal dünyasına hayranım adeta. Hem onu bu saatte yalnız bırakabileceğimi düşünüyor bu da yetmezmiş gibi başına gelen onca şeyden sonra gecenin bu saatinde kalacak bi yer bulabileceğini sanıyor. Ama o sürekli böyle bazen içinden küçük hayalperest bir kız çocuğu çıkıyor. Bazende bir bakıyorum sanki karşımda ananem duruyor öyle bir olgunluğa bürünüyor. Bu dengesiz halleri ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen tavırları beni sinir ediyor. Ben insanların gözünün içine baktım mı ne düşündüğünü nasıl davranacağını vs. bir sürü şeyi kestirebilirim ama ona baktığımda hiç bir şey göremiyorum. Sadece kendimi görüyorum. Bu da beni deli ediyor. Ben deli oldukça onuda deli ediyorum ve sanırım bunda oldukça başarılıyım. Bi nebzede olsa onu delitmek rahatlatıyor. Neyse o bana itiraz etsede tavrımı ortaya koydum ve aşağı indim. Polislerde gelmişti. Gidip onlarla konuşup okyanusun bana anlattığı her şeyi anlattım. Bu adamların tehlikeli olabileceğini ve eve hırsızlık için değilde daha çok bir şey almak için girdiklerini söylediler.
Sanırım okyusta ona ait olmayan bi şey vardı ve bu adamlar onun peşindeydi. İyide okyanusta ne olabilirdi ki bu kadar önemli. Okyanusun merdivenlerden indiğini görünce polisler bana söylediklerini onada söylemesinler diye gönderdim hemen polisleri. Sonra okyanus geldi işte her zamanki gibi okyanus inal tavırlarıyla yok niye ben konuşmuşum da falanmış filanmış. Bi kerede memnun ol yaptıklarımdan. Sanırım çoğu zaman onun yaptıkları nasıl bana batıyorsa benim yaptıklarım da ona batıyor heralde. Neyse zamanla alışacağız birbirimize.
Okyanusun bavulunu aldım arabaya doğru ilerlerken arkamdan gelmediğini farkettim. Bu kız benden komut almadan hareket edemiyor heralde. Ona arabaya gelmesini söyledim. Buraya kadar doğru yaptı ama arabanın yalnış yerine binmeye kalkınca yine müdahale etmek zorunda kaldım. Of ben bu kızla napıcam bilmiyorum. Neyse bu seferlik mazur görüyorum onu sonuçta türkiyede farklı yönden akıyor trafik. Sonunda arabaya binmiş ve yola çıkmıştık. Bütün yol tabikide konuşmadık. Ben öyle gereksiz konuşmaktan hoşlanmam ama okyanusun konuşmaması beni şaşırttı. O yerli yersiz her yerde konuşur çünkü. Eve vardığımızda okyanus haliyle tedirgindi. Bizim ailenin ona nasıl tepki vereceğini bilmediğinden korkuyordu da. Aslında korkacak bi şey yoktu. Bi dakka sanırım vardı. Herkesi geçtim ama teyzemin bu olaya nasıl tepki vereceğini birazda olsa kestirebiliyordum. Kesin her zamanki o delici bakışlarını okyanusa kitleyecekti. Şuan düşününce ben bile acıdım kıza. Evden çıkarken biraz daha sessiz olsaydım sessiz sedasız sokacaktım eve. Neyse yapacak bi şey yok başa gelen çekilir. Bavulu bagajdan aldım ve eve doğru ilerledik. Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara beni pek şaşırtmamıştı. Herkes kapının orda toplanmıştı. Hepsi sırayla okyanusa sonra bavula ve en sonunda da bana ne oluyor bu kız kim der gibi bakıyordu. Olamaz halam yine delici bakışını okyanusa odaklamıştı. Bi dakka ya ben nasıl olduda buralara geldim. Şuan inanın bende bilmiyorum. Bir kaç ay öncesine kadar gayet normal bir insandım ben. Bu dengesiz kız hayatıma girince ayarlarımla oynadı sanki benim. Gecenin bu saattinde eve elinde bavulla bi kız getirecek adam değildim. Aslında onu bir otele de bırakabilirdim. Ama vicdanım razı gelmedi. Ve şimdi bu haldeyim. Ben normalde bir kızı önemseyecek onun için vicdan yapacak biri değildim. İyi de ne olduda bu kadar değişti hayatım bir anda. Biri bana anlatabilir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ HİNDİSTAN
RomanceHer şey çok güzeldi. Büyük bir şirketin küçükte olsa hissedarlarından biriydim. Hayatımda her şey yolunda gidiyordu ta ki ortağı olduğum şirketle hindistanda bir şirket anlaşana kadar.