Siyah Yakamoz..
17. Bölüm
"Lavaboda senin eski kız arkadaşlarından birine rastladım. Bize sürekli mesaj atan,rahatsız eden kız o olabilir..."
"Benim kız arkadaşım olduğunu nasıl anlıyabildin!"
"Senden bahsediyordu Ali falan dedi"
"Doğru tabi her Ali diyen benim eskim.. Detayları geç!"
Suratımı büzüştürüp gözlerine baktım. Bu bana bildiğin gerizekalısın sen anlamazsın mi demeye çalışıyordu acaba! Soruyorum birde.! Her gördüğü her de beni ezikleyen birinden ne beklersin ki.
"İşte benn son noktayı koymadan bu oyun bitmez. Acımın bedelini ondan alacağım gibisinden şeyler söyledi. Mesaj ı atan kişinin konuşmalarına benziyordu "
"Ve buna bana şimdi söylüyorsun.! Seni cidden anlamıyorum! Madem şüpheleniyorsun ne diye orda söylemezsin be kızım!"
"Bağırma bana!"
"Doğru selin şuan tek konumuz sana bağırmam! ALLAHIM YA!"
"Haber versem kabahat. Vermesem kabahat. Farkında mısın... ne yapsam,ne söylesem bağırıyorsun! Şu anda başıma ne gelcekler benim değil senin yüzünden. Buna rağmen bana bağırman... akıl alır şey değil!"
Kapıdan çıkarken tıslarcasına çıkan sesinden adım duyuldu. "Selin!"
" Bence konuşmaya devam edersek daha çok bir birinizi kırcaz. Seni bilmem ama hislerime göre benim kırılcağım kesin." Bir an durup bir şey söyleyecek mi diye bekledim. Haklı olduğuma kanaat getirmişti sanırım. Belki de söyleyecek söz bulamıyordu.
Tamam onunda haklı tarafları vardı. Ama her şeyle yüz göz olan bendim. O mesajların kimden geldiğini düşünüyorum. Yetmedi kendimi gecindirmek,bir nebzede olsa gururumu yerlerde gezindirmemek için insanların ağız kokusunu çekiyorum. Düşüncek o kadar çok şey vardı ki... beynime doluşan sorular bile bir birinden kaçıp,kurtulmak istiyordu. Bunları yaşarken nasıl o an yorulan zihnimi kullanmamı bekliyordu.
"Hey... Selincik..."
"Nazlı"
Odaya girmeden nazlı'nın sesini duymamla gülerek arkamı döndüm. Şu aralar eksik bişeyler hissediyordum ve bunun ne olduğunu Nazlı yı gördügüm de fark ettim. Yanlızdım. Ailesizdim.
Etrafımda kim olursa olsun yanlız hissediyordum istediğim kişiler olmadığı sürece.
Ailesizdim çünkü dertlerimi anlatacak bir annem yoktu omzunda saatlerce başıma gelenleri anlatıp beni sorgulamadan dinleyen bir annem hiç olmamıştı."Nazlım"
Kollarını kuzenimin beline dolarken burnuna gelen buram buram aile hissiyle gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Böyle değildim ki ben , olur olmaz yerde ağlamazdım. Böyle hissetmezdim. Bu ev bana iyi gelmiyordu. Yaşadıklarım bünyemi aşmış vaziyetteydi.
"Ne oldu sana birtanem?"
Cevap bile veremedim. Ben bu evde mutlu olmayabilirdim ama onlar mutluydu. Benim yüzümden yeniden bişeylerden vazgeçmemeliydiler. Sessiz bağlayan hıçkırılarım hızlanırken nazlı sırtımı sıvazlayarak odanın kapısını açtı ve içeri soktu beni.
"Naz-lı be-n hi-ç iyi de-gil-m"
"Gel odama geçelim. Orda anlatırsın."
Nazlı dan biraz uzaklaşarak burnumu çektim. Ağlamanın en kötü yanı göz yaşların akarken burnunundan bir taraftan akması. Eğer benim gibi salya sümük ağlıyorsanız yanınızda kimsenin olmamasına ve aynaya bakmamaya dikkat edin. Kimse bu iğrenç görüntüyle karşı karşıya gelmek istemez sanırım.
![](https://img.wattpad.com/cover/54379407-288-k924376.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah YAKAMOZ
Fanfiction⚫️ Siyah YAKAMOZ Sekiz yaşında anneden ayrılan, on sekiz yaşına gelene kadar kendi ayakları üstünde durmaya çabalayan, hayatın silesini yiyen bir kız Selin. zeytin karası gözleri , minik burnu, kırmızı eşit dolgunta dudaklarıyla bütün erkeklerin göz...