"SY" "Küçük Aptallar"

257 15 2
                                    

Siyah Yakamoz

14.bölüm

Yediğim yemek misali tükürüğüm boğazımda takıldı. O her kimse beni izliyordu. Ve attığım her adımı biliyordu. Ben kim olduğunu bilmesemde o soyadıma kaşar her şeyi biliyordu. Belki daha fazlası da vardı. Geçmişimi bile araştırmış olabilirdi. Lanet olsun! Kendine lakaplı bulmak yerine adını yazsaydın daha çok sevaba girerdin.

Önümden geçen her insana o kişi gözüyle bakmaktan sıkılsamda şu an tehlikede olduğumu hissettiğim etkenle bakışlarımı kaçıramıyordum. Beni korayabilecek olan,geçte olsa bunları antamam gereken kişi Ali idi. Ne diyeceği,ne yapacağı, kızacağı bile umrumda değil. Bu kişi bile insan Ali 'ydi.

Telefon ekranının ismini bularak arama tuşuna bastım ve kulağıma götürdüm. Büyük bir stresle gelecek sesi bekliyordum.

"Ne oldu koca göz?"

" Ali!.." Sesi umut filizleri misali içimde yeserdi. " Buraya gelebilir misin? Lütfen..."

Karşı taraftan sesli bir oflama geldi. Yorgunsun biliyorum. Ama sana çok ihtiyacım var. Burda olmalısın. "Nerdesin?"

"Okulun ordaki sahildeyim. Çabuk ol lütfen."

"Tamam oraya yakınım zaten hemen geliyorum."

Telefonu kapayıp cebime sıkıştırdım. Ali acele et lütfen. Etrafda bir sürü insan var ama yine de yalnızım. Kimse fark etmeden biri bir şey yapabilir.

Dur bir dakika! Sen Selin Yılmazsın! Nelere karşı dik duruşunu eydirmedin. Neydigü belirsiz biri yüzünden korkuların esiri olamazsın!

"Selin!.. ne oldu?"

Ali nin sesiyle ayağa fırladım. Korkmamaktan bahsettiğin bu muydu senin. Ödeleğin tekiymişsin de haberim yokmuş.

"İyi misin sen?"

Telaşlı mavilerin korkutmamak adına "İdare eder durumdayım." İnanmayan yüz ifadesi canımı sıksada şimdi sıkılacak zaman değildi. Cebimde buruş buruş olmuş kağıdı çıkardım. "Önce bunu oku. Sonra sana her şeyi anlatacağım."

Gözlerimizin temasını kesmeden tomar haline gelmiş kağıdı aldı. Hızlı ve çevik hareketlerle eski boyutuna getirdiği kağıdı okurken kaşları çatıldı. Yakomazlar yeniden siyah gözlerimi esir aldı. Bu şeker endişe duygusu içinde yok olmuştu. Onlar yerine kızgınlık,öfke yerini almıştı.

"Bu ne!"

Dedi ali sorudan çok sinir belirterek bir ses tonuyla. Kafasını yavaşça kaldırıp kaşlarını çatabileceğinden fazla çatıp elleriyle kağıdı buruşturdu.

"Bak ben -"

"Evet sen arkamdan iş çevirdin. Evet sen yalan söyledin. Ve evet yine sen korkmasam bunları bana anlatmaya tenezzüh etmezdin"

"Öyle değil. Yani evet biraz öyle olabilir ama kötü niyetim yoktu."

Yapmacık bir gülümseme belirtip kafasını alayla sağ tarafa çevirdi ve derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı sanki. Sonra tekrar bana dönüp tek kaşıno kaldırıp devam etti.

"Bunu nerden ve nasıl aldın?"

"Sabah telefonuma mesaj geldi cafe ye gelmem gerektigini gibi bişey yazıyordu."

"Ne yazıyordu adam gibi söyle. Yarım anlatma"

Bağırışı kulağımı tırmaladığı gibi yerimdende sıçrattı. Cebimden çıkardım telefonda mesajı bularak eline verdim.

"İşte burda. Mesaj geldiğinde ne yapacağımı şaşırdım. Sen hiç bir şey söylemeden evden ayrılmıştın. Sana ulaşamayacağımı düşünerek Savaş dan yardım isteyecektim."

Siyah YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin