OKUL

360 57 4
                                    

  Multimedia: Duru

    Alarmın çalmasına henüz bir saat varken gözlerim yeni bir güne daha aralandı. Bugünün heyecanı kanımdaki enerjiyi gittikçe üst düzeye çıkarırken iki gün önceden ütüleyip hazırladığım kuyafetlerime baktım. Kalbimde bir yer yumuşadı, en çok onun adının yazılı olduğu bir yer.
  
        Serin bir duş aldıktan sonra hemen üzerimi hızlıca değiştirdim ve saçlarıma düz fön çekip onları omuzlarımdan aşağı özgürlüğe bıraktım.

      Egemen 11. sınıftaydı ve bir keresinde arkadaşına şöyle dediğini duymuştum, daha doğrusu pek duymak denemez çünkü zaten dinliyordum.
   
       'Kız dediğin uzun saçlı olacak.' demişti. Çocuk aklıyla söylemişti belki ama bendekide çocukluk ya o günden beri hiç kesmedim saçlarımı.

   
       Son bi kez aynanın karşısına geçip yansımama baktım. Gözlerim eksik olabilicek her yeri taradı fakat her şey tam, artık çıkma zamanı, hazırım.
    
   
*

          Yazın kavurucu sıcağında saçlarımı toplama dürtüme karşı gelerek Eda'nın evine doğru yürümeye başladım. Aklımda kırk senaryo vardı. Ya bu okul işi beklediğim gibi olmazsa? Yakınlaşıyım derken ya benden nefret ederse? Eder miydi ki?

      Beynimin içindeki sis bulutlarını dağıtmaya çalışarak kafamı iki yana sallayıp dikkatimi farklı şeylere yönlerdirdim.
   
       Ağaçlar bu sıcakta pişmiyor mu? Sen tut tüm gün güneşin altında olduğun yerde kal. Acaba ağaçların tepesine şemsiye mi açsalar? Yani neden... 
    
      "Ah, dikkat etsene be!" Kütük toslaması sonucu yere kapaklanmamla beraber dizimin aynı zaman diliminde hiç vakit kaybetmeden kanamaya başlaması bir oldu. Ve tabiki çenemin düşmesininde.
    
      "Hayır, nerde bu şanssızlık denen enerji? Nerde ya gösterin bana yok edeceğim onu."

         Evrene hakaretlerimi gönderirken kafamı kaldırma tenezzülünde bulunup Kütük Bey'e öldürücü bakışlarımı yolladım.

      Öylece durmuş bakıyor, insan bi yardım eder. Allah rızası diye bir şeyde kalmamış bu yeni nesilde.

     İç sesim yine Asiye teyzeye bağladı. Allah'ım sen koru.

     "Ne bakıyorsun Kütük?"

     "İlk görüşte aşka inanır mısın?"

      "Hayır ama ilk vuruşta ölüme olan inancım tam."

      Karşımdaki bana bakan mavi gözlerin sahibi yavan bir şekilde gülümserken tek eliyle gözlerini benden ayırmadan üstündeki tozları silkeledi. Tabiki ilk görüşte aşka inanırdım ama bunu Kütük Bey'e söyleme gereği duymadım ve ondan yardım alma umudum intihar ederken 'kızım sana kendinden başkasından hayır yok' diyip çantamdan yara bandı çıkarttım. Tatlı canımı acıtmadan düzgünce yapıştırdıktan sonra dikkatli bir şekilde ayağa kalktım derken tekrar bir şeye çarptım ve popom acıya bir kere daha tam hazırlanırken bir el beni tuttu.

      Burnumun dibindeki mavi gözlere baktım. Algım bana o gözlerin az önce benden en az 1 metre uzaklıkta olduğunu hatırlatırken beni bilerek ittiğini anlamam uzun sürmedi ve bende onu ittim. Fazla hızlı itmiş olacağım sanırım popo üstü yere yapıştı.

       Zafer edasıyla kötü kız kahkahası atmaya hazırlanırken Kütük Bey'inde olduğu yerden kalkmadan güldüğünü gördüm ve durup kelimenin tam anlamıyla mal gibi ona baktım.

      "Delisin."

     "Sen nerden çıktın böyle ya?" Kahkahalarının arasından bana yoğun bakışlarla bakmaya başladı ve gülüşleri yavaşça gülümseye döndü.

BENİ GÖR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin