UÇURUM

246 57 3
                                    

    Sevgili okurcuklar... İlk olarak bölümlerde kayda değer değişiklikler yaptım hikayenin akışını kaçırmamak için onlara bir bakarsanız çok iyi olur. Ne gibi değişiklikler diyecek olursanız, yani şimdi karakterlerin yaşlarını büyüttüm bir de arada birkaç diyaloğu değiştirip fazladan paragraf ekledim. Uzun lafın kısası UL. Şaka tabiki böyle bir espri yapmıyorum jsjshdjs Ya işte bir bakın siz eski bölümlere, zaten azcık var.

   Yakın zamanda karakterleri paylaşacağım. Her şeyden önce söylemek istediğim çok önemli bir şey var. MELİKE VE BEYZA'YA HATTA ADINI BİLMEDİĞİM AMA ÜNİVERSİTELİ OLAN ABLAYA ÇOKÇA TEŞEKKÜRLERİMİ İLETİYORUM. Melike ve Beyza der susarım. Daha her şeyin başında olmama rağmen hep desteksiniz, iyikide öylesiniz canlar. Teşekkür ederim :))

   SORU VEYA İSTEKLERİNİZİ HATTA HİKAYEDE BEĞENMEDİĞİNİZ YERLERİ BANA ULAŞAK SÖYLEYEBİLİRSİNİZ. Şimdi diyiceksinizki nerden ulaşalım? Hemen adresleri yazıyorum :))

Hikayenin yeni açılmış bir instagram hesabı var. Beyza ve Melike kullanıyor, onlara da istediklerinizi sorabilirsiniz.

instagram: benigorofficial veya buseeavcii_

twitter: uykumvarrsuss

snapchat: uykumvaarsus

  Evet uykum var susun jdsfhjkd Neyse artık hikayeye geçelim.

***

      Masadaki gerilim üst düzeyde artmaya devam ederken Duru'nun bilmediği gün yüzüne çıkmaya hazır olmayan derin bir gerçek vardı ortada. Kalbindeki çocuksu heyecanla karşısındaki adama bakan genç kız o adamın onu çoktandır gördüğünün farkında olmadan hala 'beni gör' diyerek bakıyordu içindeki tüm kopmuş umutlarla. 

   Farketmesi zor biri değilki Duru. Yaptıkları görülmeyecek şeyler değildi. Kim sabahın erken saatlerinde kargalar kahvaltısını yapmadan kapısında uykulu gözlerle bekleyen ve sonra her sabah onu okula kadar takip eden birini görmezdiki? Hele de bu tıpkı çocuklar gibi gülümsemesi kocaman olan, hayalleri hiç katrana bulanmamış, yüklediğin kadar umut alan çocuk yürekli bir kızsa.

   Zamanın bize getirdiği tonlarca şey vardır, kazandıklarımız ve hatta kazanırken vazgeçtiğimiz tonlarca şey. Birde zamanın bizden aldıkları vardır. Elimizdeki her şeyi verip tekrar ona dokunmak isteyeceğimiz özleme bulanmış ruhlar. Geri dönüşü olmayan çaresizlik kokan hatalar ve hala ders çıkarmayı bilmediğimiz yeri dolmayan koca yokluklar... Ha birde zamanın bize bir türlü getiremediği ama getiremediği gibi götürmeyi de bilmedikleri vardır. Avuçlarında koca bir aç sevgiyle otururken avuçlarının hiçbir zaman saçlarındaki yumuşaklıkla dolmayacağını bilirsin. Kokusu yanından geçtiğinde burnunu kaşıyıp seni sarhoş edecek kadar derinken aslında o koku burnuna hiç değmemiştir kendiliğinden. Rüzgardan medet uman insanlar vardır, bir saniyelik bir kavuşma için ve en çok bu insanlar kıymet bilir, sevginin elle tutulmayacak kadar ağır ve uzandığında avuçlayabileceğin kadar hafiflediğini bilirler.

    Genç kız karşısında mutluluğu olduğunu söyleyen adama bakarken sevginin avuçlayabileceği kadar hafif olduğunu düşünüyordu, elle tutulamayacak kadar ağır olduğunu bilmeden. 

***

   Yaşadığım şokla öylece oturduğum sandalyeye sindim. Gözlerim hep kalmak istediği, sabahlamak istediği yerden bir saniye olsun vazgeçmeden asılmış duruyordu. Mutluluk işte demişti benim için. Benim için.

   "Kalksak mı artık ya?" Zoraki bir gülümsemeyle konuyu ilk dağıtmaya çalışan Mert oldu. Kanımın çekildiği yanaklarım ısınırken Sarı Kız alınmış gibi gözlerini çevirdi ve çantasını koluna takıp ayaklandı. "Bencede."

BENİ GÖR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin