Bölüm 20: Tesadüf

141 29 0
                                    

Bir saat içinde yaklaşık 150 lira kazanmıştım ve satışlar güzeldi. Bir kaç kişi geldi ve, ustamı sorgu sual ettiler. Artık ben varım, akrabasıyım diyordum soranlara. Öğleye kadar işler sakindi, klasik alış veriş yapıyorduk. Saat 12 gibi bir 20- 25 yaş arası bir kadın geldi ve tezgahın önünde durup öylece suratıma bakmaya başladı.

Şaşkındım;
Onur: Buyrun hanımefendi ne istemiştiniz ?
Gül: Hatırlamadın mı?
Onur: Bu ses, siz? Ama nasıl yani burda?
Gül: Adın Onur'du değil mi?
Onur: Evet sizinki de Gül...

Ben o gün, o kafayla ve gözle Gül'ü hiç çıkaramamıştım zaten o sokağın karanlık tarafındaydı, sokak lambasının ışığı benim suratıma vuruyordu. Burda, geldi ve beni tanıdı inanamadım. Saçları kestane rengiydi ve güneş ışıkları kırmızılıklar katmıştı saçlarına, gözleri koyu kahverengiydi. 1.70 boylarında, ince belli çok güzeldi. Utanmaktan kızın suratına bile bakamamıştım.

Gül: Ne yapıyorsun buralarda?
Onur: Artık burada yaşıyorum.
Gül: O gün pek iyi gibi değildin, iyi misin?
Onur: İyi olmaya çalışıyorum ( Çaktırmadan ellerine bakar ve bir alyans olduğunu görür sol elinde )
Gül: Bir ara dinlemek isterim müsait olursan?
Onur: Olur, sen neden buradasın peki?
Gül: Babamla tatile geldik, ve geziyordum öylesine.
Onur: Sadece babanla sen mi?
Gül: Evet ne oldu?
Onur: Hiç, sadece sormak istedim.
Gül: Oldu o zaman, ben telefon numaranı alıyım haberleşiriz seninle.
Onur: Şey, ben telefon kullanmıyorum ya.
Gül: Peki ben birdaha seni nasıl görücem?
Onur: Ben her gün buradayım bu pazarda ve burda balık satıyorum beni ararsan burda olurum genelde. Burda olmazsam, bir adres vericem orda olurum.
Gül: Olur tamam o zaman, bilmiyorum burayı ama bulurum merak etme görüşmek üzere ☺

Heyecandan görüşürüz bile diyememiştim, bu hisleri aylar sonra ilk defa hissediyordum, heyecan ve tutku. Çok farklı hissediyordum. Ama bir yandan da içim buruktu, sol elinde alyans vardı. O gün heyecandan karnım ağrımıştı ve öğle yemeği bile yiyememiştim. Tezgahı toparlayıp balıkları buzluklara koyup evin yolunu tuttum. Akşam heyecanla eve girdim, o günün cirosu 270 liraydı. Ustama parayı verdim ve bugünü anlattım. Gül'ü anlattım.

Onur: Ustam çok farklıydı, sesi o kadar güzeldi ki, sanki tüm kuş yavruları aynı anda doğup ciyaklıyormuş gibi. İnce belli, narin ve kırılgan birine benziyordu. Hele bir de gülüşü var ki, içime öyle bir dokundu ki içimdeki kilometrelerce beton bir anda orman oluverdi.
Hayri: Sen aşık olmuşsun evlat.
Onur: Ustam, aşk bizden geçti. Olsam bile sol elinde alyans vardı o evli.
Hayri: Vardır bir hayır, tarif ettiğin gibi bir kız evli olsa yabancı daha 1 kere görüp henüz hiç konuşmadığı birinin numarasını almaz, adresini istemez. Siz bir oturup konuşun da hele bir.
Onur: Bakalım ustam.

Derken lafımız bölündü ve bir araba sesi geldi, bir araba geldi ve durdu. Kapı açıldı...

Bir İzmir Masalı (#Wattys2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin