Wuh! sonunda yazdım :D O kadar üşengecim ki günlerdir bölüm eklemiyorum, beklettiğim için çooooookkkkkk özür dilerimm :* Adelyn multimediada var :)
Louis hışımla evden çıkıp kendisini arabasına attı. Şehirden uzaklaşan virajlı yolları takip etti, ve otobana çıktı. Konuşmak için kimsesi yoktu, bazen çekine çekine de olsa eline bir buket çiçek alıp Bridget’in mezarına giderdi ama bunu sık yapmazdı. Bir şekilde onu rahatsız ettiğine inanıyordu. Bu yüzden bu tiksinç yerden uzaklaşmak daha mantıklıydı. Gaza basıp sokak lambaları kaybolana kadar otoban boyunca ilerledi. Bir yandan da gürültülü bir şarkıyı açmış, sözleri umurunda olmadan deli gibi bağırıyordu. İçinde tuttukları onu o kadar rahatsız ediyordu ki.
Bağırmaktan yorulduğunda müziği de kapatıp camları açtı. Arabanın içinde esen rüzgâr hoşuna gidiyordu. Rüzgârdan kulakları, uğulduyor, gözleri kuruyor ve ciğerlerine temiz hava doluyordu.
Derken, yolun kenarında hareketli bir şey dikkatini çekti ve gaza yaptığı baskıyı azaltıp gözlerini kıstı. O bir kız mıydı? Gecenin bu saatinde ve şehirden bu kadar uzak bir otobanda? Kıza olabildiğince yaklaştığında farlar uzun sarı saçlarını aydınlattı. Bu gerçekten de bir kızdı. Kollarını kucağında tuttuğu şeye sarmış otobanın sağında yürüyordu.
O sırada Louis’nin aklına bir şey geldi.
Kapıyı açtı ve arabadan indi. ‘’Hey!’’ kıza doğru yürümeye başladı. ‘’Hey sen!’’ zavallı kız ürkmüş olmalıydı ki kıpırdamadan durdu. Louis ona ulaştığında kolundan tutup kendine çevirdi. Kız korkmuş gözler, büzülmüş dudaklar ve soğuktan kızarmış yüzüyle Louis’e baktı. ‘’Ne istiyorsun?’’ dedi kız kucağındaki polarına daha sıkı sarılarak. Louis bir an kızın onunkilerden daha mavi gözlerinde kaybolsa da kendine gelmesi uzun sürmedi ve kızı kolundan tutup arabaya doğru çekmeye başladı. Kız kolunu kurtarmaya çalışarak umutsuzca debelendi. ‘’Bırak beni!’’ Ama tüm o çabaları boşunaydı, Louis onu tek eliyle kaldırabilecek kadar güçlüydü. ‘’Bırak beni lütfen! Yanımda hiç param yok, telefonum ya da başka bir şeyim de yok bırak beni lütfen!’’ Louis gözlerini çevirdi ve kıza döndü. ‘’ Sence bir yan kesici olsam bom boş bir otobanda dolaşıp önüme soyacak birinin çıkmasını mı beklerim?’’ kız bir bileğini sıkan Louis’ye bir de neredeyse moraracak olan eline bakıyordu. Louis tekrar dönüp kızı çekiştirmeye başladı. ‘’Bırak beni!’’ Bu kez onu kızdırmayı başarmıştı. Louis sertçe kızı kollarından tutup sarstı ve kızın acıyla bağırmasına neden oldu. Ve bunun hemen ardından elektrik çarpmış gibi kızı bırakıp geri çekildi. Kalbi aniden hızlandı ve gözleri büyüdü. ‘’Be-ben üzgünüm, ben ca-canını yakmayacaktım. ‘’ Kız bu dengesiz sosyopata bakarken resmen şu anki haline üzülmüştü. Önce onu tartaklayarak arabasına bindirmek istiyordu sonra da canını yakmak istemediğini söylüyordu. Louis tekrar kıza yaklaşırken nedense kız bu kez kaçma gereği duymadan yerinde kalmıştı, korkuyordu ama kaçmıyordu işte.
Louis kızı sırtından yavaşça iterek arabasına götürdü ve kapıyı açıp girmesi için kızı bekledi. Kız hala ne olduğunu ya da bu sosyopatın ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Louis kızın arabaya binmeyeceğini anladığında onu iterek arabaya bindirdi ve kemerini taktı. Kapıyı kapatıp tehditkâr denebilecek bakışlarla kıza inmemesi için bir mesaj gönderdi. Arabanın etrafında uzun ve hızlı adımlarla dolaşıp şoför koltuğuna oturdu ve kapıyı kapattı. Gaza bastı ve sürmeye başladı. Kız zorlukla yutkundu. ‘’Be-beni nereye götürüyorsun?’’ Louis cevap vermek yerine cebinden bir paket sigara çıkartıp içinden bir tane çekti ve dudaklarına götürürken torpidoya uzanıp bir çakmak buldu. Kısa süreliğine direksiyonu dizlerine bırakıp sigarasını yaktı. ‘’B-bak niyetin her neyse, beni korkutuyorsun tamam mı?’’ dedi kız yutkunup. Louis omuz silkti. ‘’Şu an seni korkutacak bir şey yapmıyorum.’’ Kız başını önünde eğip dudaklarını birbirine bastırdı. Louis derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPEKTRUM (Louis Tomlinson Fanf.-Türkçe)
FanfictionKonuşuyorlar, konuşuyorlar, konuşuyorlar...Lanet olsun ki herkes sadece konuşuyor! Ama kimse onun ne istediğini sormuyor! Neden onun ne istediğini kimse sormuyor? Neden sadece bir kez onu dinlemiyorlar?! Ama birisi dinleyecek, o ıssız yolun kenarınd...