Louis, hemşire geri dönmeden merdivenleri geri tırmandı ve hızlı adımlar, sesli, kesik nefeslerle odasına yürümeye başladı.
Bu kız tam bir baş belası, diye geçirdi içinden. Sosyopat sürtük.
Bütün katta bir manyakla köşe kapmaca oynayamazdı, önünde sonunda dikkat çekerdi.
Yarın sabah Elena'yla iyi bir konuşma yapacağını ve Adelyn'i de eline geçirdiğinde ortadan kaybolmanın ne demek olduğunu göstereceğini biliyordu.
Açık olan şey, her hemşirenin her hastayı tanımıyor olduğuydu. Çıkış kapısının yerini bilen, nereden olduğunu bir türlü anlayamadığı ve cevabını da bir türlü alamadığı esrarengiz yemekler getiren bu kız içeriye canı istediğinde sızabilen herhangi biri olabilirdi.
Buna rağmen o gün Adelyn'in odasına ilk kez gittiğinde Elena ilaçlarla odaya gelmişti. Bu da Adelyn'i Elena'nın hastası yapardı.
Eğer olmasaydı Elena odaya ne diye gelecekti ki?
Louis parçaları birleştiremiyordu. Ve Adelyn'i meraktan ölebilirdi. Ayrıca yakalanma korkusuve merakından olduğunu düşündüğü bir mide bulantısı ve baş dönmesi vardı.
Yatağına oturup ayağını yere vurmaya başladı.
Adelyn'i o bomboş otobanda gördüğünden beri başına bela açacağını hissediyordu.
Başını belaya sokacağını resmen hissediyordu ama artık başının belaya girmesinden korkmuyordu. Şu an tek korkusu Adelyn'in nereye gittiğine hatta nereden geldiğine dair olan korkuydu.
Louis başı ve ucu belli olmayan penceresiz bir hastane koridorunda neredeyse koşma sayılabilecek bir tempoda yürüyordu.
Yürüyor ve tek tek odalara bakıyordu.
Adelyn'i arıyordu.
''Ne yapıyorsun Louis?'' Arkasından gelen ve boş koridorda yankılanan sese anlık bir bakış attı ve Bridget'in beyaz geceliğiyle peşinden geldiğini gördü.
''Adelyn'i arıyorum.'' Dedi Louis yaptığı işe ara vermeden.
İlk defa Bridget'in karşısında hazır ola geçmiyor, titremiyor ya da bir şey hissetmiyordu.
''Neden?''
''Neden mi? O gün odadan kanayarak çıktığından beri ortada yok.'' dedi Louis neredeyse azarlayan bir sesle.
''Madem hasta kayıtlarında yok neden uğraşıyorsun?''
''Benim odama geldiğinde de hasta kayıtlarında yoktu ama yanımdaydı, pekala başka bir odada olabilir.''
Bridget arkasında birleştirdiği elleriyle Louis'yi takip etmeye devam etti ve Loius'nin cevabına omuz silkti.
Louis aniden durdu ve hızla Bridget'e döndü. Normal bir insan olsa tökezlerdi ama Bridget havada yürür edasında durdu ve gözlerini dahi kırpmadan Louis'ye baktı.
''Onun nerede olduğunu biliyor musun yoksa?'' Bridget yine omuz silkti ve ifadesiz suratıyla Louis'ye bakmaya devam etti.
''Ben nereden bilebilirim ki.''
Louis duyduğu tıkırtılarla gözlerini bir kerede sonuna kadar açtı.
Ve işte beklediği kişi karşısında duruyordu.
''Günaydın.'' Doğruca yataktan kalktı.
''Adelyn nerede?'' Elena bir anlık Louis'ye baktı ve sonra ilaçlara döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPEKTRUM (Louis Tomlinson Fanf.-Türkçe)
FanfictionKonuşuyorlar, konuşuyorlar, konuşuyorlar...Lanet olsun ki herkes sadece konuşuyor! Ama kimse onun ne istediğini sormuyor! Neden onun ne istediğini kimse sormuyor? Neden sadece bir kez onu dinlemiyorlar?! Ama birisi dinleyecek, o ıssız yolun kenarınd...