Bana yaklaşmasını umursamayarak, korkumu ve heyecanımı belli etmemeye çalışarak onu görmemezlikten geldim. Ve apartman kapısına doğru yöneldim.
Şükürler olsun ki arkamdan gelmiyordu. O zaman neden buradaydı ?
Başka biri için gelmiştir diye düşündüm ve apartmana girip kapısını kapatacaktım ki !!Aniden biri kapıyı tuttu. Bu oydu peki ama gelişini nasıl hissetmemiştim ?
Ne yapacağımı bilemeden öylece kala kaldım.. Ne ben bırakıyordum ne o .. Ne ben içeriye girmesi için müsade ediyordum ne de o dışarıya çıkıyordu.. Ama biliyordum ki içeriye girmek istese rahatlıkla girebilirdi ...
- Ne o hiç selam vermeden gidiyorsun ?
Alayla söylediği bu söze cevap vermedim ama o devam etti:
- Allahallah , beni görünce yüzün düştü bi .. Anlamadım .
Amacı neydi bu câninin bi anlamamıştım ! Şuan yüzünün ifadesini merak ediyordum. Ama hayır! Tabiki bakmayacaktım.. Neden bakıyım o bana yabancı biri ..
- Sana diyorum cevap versene !
Sesinin tonu daha fazla çıkmıştı bu sefer . Biraz ürktüm. ( Aynı abim bağırdıgın da ürktüğüm gibi. . Ah abim! Burada olsan bu cânînin kardeşine böyle bağırmasına müsade edermiydin hiç .. )
- Ne istiyorsun benden !
Deyiverdim. Yüzüne bakmıyordum ama yüzüm ağlamaklı bir hâl almıştı..
- Bana masum numarası yapma en nefret ettiğim şey !
Daha da gürleşmişti sesi .. Allah sonumuzu hayr eylesin ses tonu arttıkça artıyordu. Bir an komşular geldi aklıma, okulda kızların diline düşmek yetmezmiş gibi dedim yüzümü buruşturarak ..Hepsi bunun yüzünden !
Ha bi dakika kafam yeni dank etti az önce ne dedi bana masum numarası öyle mi !! Tabiki de masumum Allahım ya Rabbim sinirlerime engel ol ..
- Ne masumsuzluğumu gördün de karşımda kükrüyorsun ! ( Aslında havlıyorsun demek vardı da iştee. .)
- Pardon iki yüzlü olduğunu unuttuğum için sordum bu soruyu !
Birden sinir hücrelerim harekete geçti ! Ne diyordu bu ya.. Hayır kim oluyordu da benimle böyle konuşuyordu !
- Öylemi ! Neden burdasın peki ? Ha yüz istemeye gelmişsindir yüzsüzsün ya !!
Aslında en sevmediğim insan bile olsa ben kimseyi kıramazdım. Yengem ne ağır laflar ederdi de ağzımı açmazdım. Ama bu cânîye ağzıma geleni söyleyerek onu yerle bir etmek istiyordum nedense..
Cevabıma ne kadar şaşırsada yüzü umursamaz bir hâl aldı .
- Yok yüz istemeye gelmedim , seni götürmeye geldim.
Nee ! Ne götürmesinden bahsediyordu bu ya .. Umursamadı filan diyordum ama onun dediği daha gol oldu yani ..
Şaşkınlıktan açılmış olan gözlerimle tam cevap verecektim ki arkamdan gelen bir ses ile olduğum gibi kalakaldım. .
Tövbe ya Rabbim ya ..
- Kırmayın yavrum birbirinizi, bak sonra çok pişman olursunuz bu güzelim yaşlarınızı güzel geçirin. . Ben hayat arkadaşımı kaybedeli 7 yıl oldu acısı hâlâ yüreğimde. .
Arkamdan seslenen yaşlı bir teyzeydi, alt komşuydu sanırım. Sesimizi duydu heralde ondan çıktı kapıya. Ama yanlış anladın Teyzem ya off. .. Durumu açıklamaya çalışsam anlar mısın .. Neyim zannettin bu cânîyi, ağzıma bile almak istemiyorum. . O sadece bir yabancı bana .. Evet Hira o sana bir yabancı ve sen onunla hâlâ niye muhattap oluyorsun ? Kestirip atsana artık !!
Hafif tebessüm etmeye çalışarak bozuntuya vermedim ve geçiştirdim :
- Hı hı evet .
- Bak kızım ne olursa olsun seni almaya mı geldi gideceksin .. Yuva böyle bir arada tutulur yavrum.
Hâlâ niye uzatıyorsun Teyzem ya , oof of .. Ben kılıktan kılığa girerken o yine umursamaz tavrını takmıştı bile ..
- Haklısın ..
- Hadi ben gireyim içeriye siz barışın ..
Sonunda. Ya tabi gir teyze. İyi niyetlisin ama biraz lüzumsuzluk var gibi ..
- Bana bak ne evciliği oynuyorsun sen !
- Çık dışarı !
Evet bu sefer emreden bendim , tepem atmıştı artık !
Kapıyı sertçe itekledim. ( Neyime güveniyorsam artık .. Kapıyı bi iteklese duvara yapışıp kalırdım. Ayy Allah korusun .. )
- Evet dinliyorum, neden burdasın ? Ne götürmesinden bahsediyorsun?
- Yorulmuyor musun ?
En sevmediğim şey soruya soruyla cevap verilmesi ! Hem ne yorulmasından bahsediyordu bu yaa ..
- Neden ?
- Böyle oynamaktan !
Gözlerimi şiddetle kapatıp açtım. Kaşlarım çatılmıştı bile ..
- Beni düşünme, kendini düşün .Senin işin daha zor, her vâkâda karşına çıkan insanların peşine böyle düşüyorsan. . !
- Aaaaa kendine haksızlık etme ama. Sen düşünülmeyecek biri misin ? Senin gibi profesyonel birini düşünmeden nasıl durabilirim? !!
- Yeter !! Cidden yeter ! Sabrım taştı artık .
- Hımm taşsa nolur ? Kaç yazar yani !
- Ya neden ya neden benimle uğraşıyorsun? Şu bir haftadır hayatımı mahvettin ! Önce amcama cânîyce davrandın, senden kaçmaya çalıştığı için beni bırakıp gitti. Bu yetmezmiş gibi milletin diline düştüm bide . Benden ne istiyorsun ? !
- Acıtasyon yapma bana !
- Acıtasyon Öylemi ! Sen varya kalpsizin tekisin ! Polis adayı seçerken sadece vücuda bakmasalar keşke, zira kalpsiz insanlar başkalarının hayatını kurtarmaya nasıl vesile olabilirler ?
- Kalpsiz insanların genelde canı kıymetlidir, polis olmayı pek tercih etmezler bu yüzden bakmıyorlar. Kalpsiz insanlar genelde uyuşturucu işiyle filan ilgilenir işte .. Parasını milletin cânîna kıyarak kazanır ..Yada senin gibi bu işlere yardım ederek kazanır .
Kirpiklerime kadar titremiştim duyduklarım yüzünden .. Sert bir tokat geçirmemek için yumruğumu sıkıyordum. Ve devam ediyordu can yakan konuşmasına ..
- En başından beri sana güvenmesem de yine de şaşırttın beni, bu siyah şeyin altında neler saklıyormuşsun sen ..
Ve yıkıcı darbe ! Evet az önceki taş, feracemeydi. Bunu da duyduktan sonra burada kalamazdım. Şuan tek istediğim yukarıya çıkıp sabaha kadar hüngür hüngür ağlamak ..
Gözlerim dayananayıp indirdi sağanağını . Kimsenin karşısında ağlayamazdım ben arkamı döndüm ve kapıya yöneldim .
Ve arkamdan bağırmakla yetindi .
- Yarın sabah karakolda görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meftun
Novela JuvenilSevgi ile nefret arasında ince bir çizgi vardır. İnsanın tüm sevgileri nefrete dönüşmüşken, tekrar sevgiye kucak açabilir mi? Öfke dolu iken gözleri, sevgi ile bakabilir mi?