13. Bölüm : Koyun?
Sabah uyandığımda çok huzurlu hissediyordum. Neden hissetmeyeyim ki? Evimdeyim ve özgürüm.
Tamam. YALAN TABİİ Kİ.
Özgür olmak, hapisten çıkınca güzel görünebilirdi. Çağın'dan uzak olunca değil. Farklı kavramlardı.
Ve ev... Çağın'ın evinin sekizde biri kadar ancaydı belki.
Ha bir de, beş parasızdım. O da zevkli değildi pek.
Para kaynağım kurutulmuştu. Acaba iş yerindekiler meraklanmış mıydı?Gerçi arayıp soran da pek olmadı.
Kim arasın ki? Arkadaşlarımdan başka..Telefonumu elime aldığımda bir sürü mesajın geldiğini gördüm. Bir dakika.
Bunlar iki gün önce neden yoktu?
Eve ilk geldiğim gün de telefonuma bakmıştım. Dün de. Hiçbir şey yoktu.
Oysa şimdi telefon tıklım tıklım mesajla doluydu.
Nasıl olur?Mesajların hepsinin tarihi de geçen günlere ait. Çağın'ın evinde telefon mu çekmiyordu?
Bu adam... Her şeyi bu kadar gizemli ve garip olmak zorunda mı?
Yine de o müthiş evin eksiğini bulmuş olmanın fakirce rahatlığıyla sırıttım. Yüz kaslarım zorlanmıştı adeta. İki gündür ilk kez gülüyordum.
Üstelik beni merak edenler vardı! O kadar da kimsesiz değildim!
Mesajların çoğunluğu nerede olduğumla ilgiliydi. Ve de istifamla..İstifa mı? Neler oluyor?
Ne istifası?Gönül: Kızım neden istifa ettin? Bize niye söylemedin?
Özge: Sana ulaşamıyorum, telefonunu açınca beni ara lütfen
Erdem: Sara, iyi misin? Endişeleniyorum
Müdürümüz Altan Bey: Bir notla mı istifa ediyorsun? O kadar emek verdik sana, bu muydu karşılığın?
Ağzım kocaman bir O olmuş halde beynim tek tek mesajları okuyordu. Şaka gibi bir şey olmuştu.
Ben ne ara ve niye istifa etmiştim?
Kızları ya da Erdem'i ya da Altan Bey'i aramak için rehberimde gezindim. Ama elim varmıyordu. Benim bile bilmediğim şeyi onlara nasıl ve hangi yüzle açıklayabilirdim?
İstifanın özrü mü olurdu hem? İstifa ettiğim için özür dilerim?
Ah... Çağın'ın işi olduğu her halinden belliydi. Ne yani şimdi hiç olmamış gibi kayıp mı edecektim onları?
Ne yapacaktım?"OF! ÇAĞIN 'I BULUP ÖLDÜRMEK İSTİYORUM!"
Ah, evet, bulmak. Önce bulmam gerekiyordu tabii. Telefon kullandığından bile şüpheliydim, hiç görmemiştim elinde.
Gerçi adam ajan kızım, dedi içimden bir ses. Kim bilir ne garip aletleri vardır!Telefonu bir köşeye bıraktım. Nedense moralim çok bozulmuştu. Kendimi kimsesiz hissediyordum. Abimin arayıp sormamış olması bunu körüklüyordu.
Ha bazen yengem, yani abimin eşi Şeyda mesaj atardı, o da yeğenim Okan'a bakmakla ilgili olurdu.
Yeni bir iş bulmam da lazımdı.
Hem de acilen.
Abur cuburlardan atıştırıp dışarıya çıktım eşofmanlarımla.Bir gazete alıp iş ilanlarına bakacaktım. Ama marketin camına asılmış eleman aranıyor yazısı resmen bir ilahi yardımdı.
Marketteki kasiyer Tuba mahalleden arkadaşımdı. Çaresiz gözlerimle koştum yanına, "Tuba, eleman mı arıyorsunuz?"
Benim halime karşı o parlayan gözlerle baktı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deliyle DELİ Olma! (TAMAMLANDI)
ChickLitBir deliyle deli olmamak için sebepler: 1)Akıl her zaman işe yarar. Yaramasaydı Yüce Mevlam vermezdi. Bu yüzden aklı olmayanlara "deli" deniyor zaten. 2)Eğer yanınızda bir deli varsa ve o gün bir hastaneye veya bir karakola gitmeye niyetiniz yoksa...