"Bugün yazarınızın doģum günü ve yorumlarınız birer hediye sizleri seviyorum. Keyifli okumalar .☺"
"BARKIN SENİ KARIMLA ALDATACAK ÇOK YAKINDA." Karşımdaki adam soğuk bir ifade ile beni süzerken ben ellerimi kontrol etmek için yanlarıma koydum. Gülümsemeye çalıştım ama o kadının kocası olabilme ihtimali şimdiden kışın ortasında hissetmeme nedendi. "Sizi tanımıyorum."dedim mesafe koymak adına. "Ben senin adını,hikayeni ,duygularını
biliyorum yetmez mi?"dediğinde içimde saklanan elleri kesik dolu kız girdiği çamurdan başını kaldırdı. "Beni benden iyi tanıyamazsın. Hele de değişen duygularımı."dediğimde soğuk gözlerindeki halkaların ateşe elini uzattığını hissettim. "Yani diyorsun ki mecbur kaldığım kocamı seviyorum." Gülümsedim. Ciddi anlamda güçlü kalmaya ihtiyacım vardı. " Siz neden bu kadar rahatsınız? Sonuçta aldatılacak olan sizsiniz ."dedim ve gücü damarlarıma hissetmek adına parıltılarımı meydana çıkarmaktan çekinmedim. "Güzelim bu işte yeni olan sensin. Oyuna en son giren en çok yara alır çünkü kuralları kavramadan sahaya atlar. "Dediğinde parıltılarım bana sormadan saklandıkları yerlere döndüler. "Yaşayalım görelim."dedim ve geldiğim yolu geri dönmek için harekete geçtim. "Zavallı."dedi ve bir daha sesini duymadım. Eve gitmek istemedim. Adam ne demek istemişti? Barkın gerçekten o kadına geri döner miydi? Dönerdi belkide. Sonuçta sevdiğini dile getirmişti ama ortaya atılan iddia kanıma yeni duygular katmıştı. Neyi kimden kıskandığımı bilmeden önümdeki patikayı arşınladım. İçimde susturamadığım taraf Barkın a alıştın ve o olmadan bu kadar güçlü olamayacaksın diyordu. Bir taraftanda ona da kızamıyordum. Sonuçta o kadını yıllarca sevmiş ve şimdi hayat ona bir şans verebilirdi. Kahretsin ki dilimde ne kadar desemde içim bu kadar sereserpe açılmışken onun gitmesi çok acıtırdı. Umutsuz bir kadınken ruhsuz bir kadın olmak ve eskisinden daha acı bir ruha sahip olacak olmak güneşin yüzünü görüp tam çiçek acacakken şimşeklerin çakması gibiydi. Buna hazır mıydım? Değildim ve olacağımı sanmıyordum.
Geldiğim yer tanıdığım bir yer deģildi ama nefes almak istiyordum. Bunları bana düşündürtmeyecek bir yer olsa korkmaz giderdim. Bir yandan da Barkın ın tavırlarını düşündükçe onun yapması bana tuhaf gelirdi. Barkın sinsi bir insan değildive yapacak olursa bana söylerdi. Birde o eğer dönme fikrine sahip olsaydı bana yaklaşmazdı diyordu dürüst kalan tarafım. Hırsla kalktım yerimden . Tanımadığım bir adamın neden sinirlerimi bozmasına izin veriyordum ki? O Barkın a karşı beni doldurup belkide bizi içten içe zayıflatmayı planlıyordu. Onun düşmanı olduğunu Barkın söylemişti ve bende Barkın a en yakın insandım onların gözünde. Sinirle geldiğim yolu yürümeye başladım ve evi bulana dek her adımımdan bir sonrakini daha hızlı atmaya özen gösterdim. Evin bahçesinde Barkın ı sigara içerken görünce söyleyip söylememek arasında kaldım ama en iyisi nabzını ölçüp ona göre hareket etmekti. "Günaydın."dedim ve gülümsedim. "Günaydın neredeydin?"dediğinde gözlerimi bilerek kaçırmadım. Onunla göz teması kurarsam daha başarılı olurdum. "Acayip enerjik hissettim ve kalkıp yürüdüm biraz."dediğimde kaygılı çehresi aydınlandı. "Iyi yapmışsın canım."dedi ve sigaradan son bir duman çekip beni kolunun altına çekti. "Birer duş alalım. Çok açım kahvaltı edelim sonra. "Dedi ve beraber yürümeye başladık. "Füsun?"dedi gözlerimle temas kurmaya çalışarak. "Efendim."dedim gayet normal bir tonda. "Güzelim iyi misin?"dediğinde duraksadım. "İyiyim neden ki?"dedim . "Bilmem seninle böyle olmak tuhaf."dedi gamzelerini ortaya çıkararak." Daha güzel günlerde olacak."dediğimde elini çekti ve beni çekip kucağına aldı."Beni elinde oyuncak ediyorsun farkında mısın?"dedi gayet gülümser tonda. "Kaşlarını çatma. Çok uğraştırıyorsun beni cadı."dediğinde kollarımı boynuna sardım ve gözlerine bakarak konuştum. "Ama ne elimde tutuyorum ne de kıyıp kenara atabiliyorum."dediğimde odamıza gelmiştik ve Barkın ın ayrı almamız gibi bir planı yoktu.
Birbirimizi yıkarken köpüklü olmasına aldırmadan konuştu. "İkimizde çok tersten alıyoruz hayatı."dediğinde elimdeki kese durdu. "Nasıl yani?"dedim. "Birbirimizi tanımazken yıkanıyoruz ama birlikte olmuyoruz."dediğinde adamın söyledikleri geldi aklıma. Acaba Barkın yatmamamızı çok sorun ediyor muydu? İçimdeki yaralarım iyileşmemişken onu kaybetmemek korkusuyla bunu yapmak istemiyordum ama gidecek olması kafamı yapmak konusunda çok uyarıyordu. "Sence yatmak her şey mi?"dedim birden ." Aslında her şey değil ama bir çok şey. Bunu erkeklik veya ağa kompleksi tarafından almanı istemem sadece seni çok arzuluyorum. "Dediğinde içim bir nebze olsun rahatlamıştı. "Peki seninle hiç yatmayacak olsak bu ihtiyacını başkalarıyla giderir miydin?"dediğimde beklediğim ve istediğim cevap bana dürüst gelmesiydi. Yok hayatta yapmam seni beklerim falan derse onun bana gerçekten dürüst yaklaştığını bir kez daha gözden geçirmek zorunda kalacaktım. "Füsun kusura bakma biraz kaba olacağım ama ben erkek adamım. Elim nasır tutana kadar seni bekleyemem. Kadınlarla yatarım ki yattımda seninle ilk başlarda yabancıyken. Onları sevmeme gerek yok. Gelecekte vaat etmedim. Yatıp kalktım. Öyle yaparım. Sana yapmıyorum dediğim zaman benden şüphe et."dediğinde istediğim güvenden daha fazla vermesine şaşırdım. Aslında bir yerdede adamın dediklerinin ne kadar asılsız olduğunu düşündüm. "Benimle yatmak istiyor musun?"dediğimde durulandı ve benide duruladı. Üzerime bornozu örterken omuzlarımı sıkıca kavradı." O gün bu gün değil. İkimizde başka hayalleri kurarsak karı koca kalamayız. O yüzden en doğru zamanda fütursuzca sevişmeliyiz."dediğinde gülümsedim ve derin bir nefes aldım. "Sen.."dedim ve duraksadım. Gözlerime gülümseyerek baktı. "Sen hayatımın düzenini yavaş yavaş bozuyorsun."dedim. "Biliyorum benimkide bozuldu. Artık beraber düzen kurmamız gerek."dedi ve elimden tutup odaya götürdü.
"Füsun o şortla dışarı çıkmayacaksın sanırım."dediğinde şortuma baktım. Evet çok açıktı ama giymek istiyordum. "Tamam çok açık ama kocamda yanımda."dediğimde uzun gömleğimin açık olan düğme kısmından tuttu ve mesafeleri yok etti. "Çok fenasın ama sadece burada giy. İstanbul da olmaz. Orada çok fazla insan var ."dediğinde onu onayladım. "Sen olmadan bende giymek istemem."dediğimde gülümsedi ve dışarıya çıkmak için harekete geçtik.
Barkın ile kahvaltı ettikten sonra gezmeye başladık. Tepedeki kiliseye çıkarken çok zorlansamda yine de başardım. Burada dikkatimi çeken insanlar çok sevecendi. Özellikle yerli halk insana çok nazik davranıyordu. "Yüzmeye de gidelim mi buradan sonra ?"dediğinde nefes nefeseydim ama kabul ettim yine de. "Füsun hanım iki tırmanmayla nefes nefese kalırsan işimiz var seninle."deyip sigara yaktığında bende gülümsemeye çalıştım. Barkın ile bir şeyler yapmak çok hoşuma gidiyordu ve nedense eski Füsun uzaklaşıyordu. Kendimde hayret ettiģim şey ise memnun olmamdı. Korkmuyordum değişmekten ve devamından.
El ele yokuş aşağı inerken Barkın la keyifli şeylerden bahsediyorduk. Onunla olmak zaman geçtikçe daha da bağlıyordu beni ona ve korktuğum şey onsuz olmaktan hasta olacak olmamdı. "Canım dondurma yer misin?"dediğinde "Tamam ama sende yersen."dedim. "Yok ama seninle yerim."dedi ve dondurma almak için dükkana girdi. Dev dondurma külahlarına bakarken derin bir nefes aldım ve insanlara bakmak için yan döndüm. Karşıdan bana gülümseyen sabah ki adam midemin havalanmasına nede olurken yanındaki kadın direncimi tuzla buz etti. Tuzla buz olmasının sebebi gözlerini ayırmadan bana bakmasıydı._CANLARIM BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ?_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRLİ
General FictionGözlerinde gördüğüm aşağılama ,dışlanmışlık ve kirli bedenime kurulan fanteziler içimde açılmayan kapılara bir kilit değil yüzlerce kilit vursa unutmamın imkanı yoktu. Tepetaklak bir hayatın KİRLİSİ bendim ve etrafımda dolanan sözde iffetli insanla...