Medya - selin
Ona çok kırgınım ve kızgınım ne yapacağımı bilmiyorum.
Ağlayarak uyuya kalmışım ve gözlerimi açamadım elimi yüzümü yikadiktan sonra servisi bile beklemeden evden çıktım okula gitmek istemiyorum ama onu hala görmeye ihtiyacım vardı. Ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim olmadan yürürken fark ettim ki sahile gelmişim boş bir bank bulup oturmayı düşündüm kafa dinlemeye çok ihtiyacım vardı herşeyi gözden geçirmeye, düşünmeye ihtiyacım vardı ama ne yapacağımı bilmiyordum hala çok çaresizdim hem aşık hemde yorgundum artık iyi şeyler olsun istiyordum sevilmek istiyordum tek istediğim şey beni biraz sevsin bana değer versin tamam bunları arkadaş olarak yapıyordu zaten ama ben arkadaş olmak istemiyordum her sabah günaydın diye yanağıdan öpüp uyandırdığım, her sabah kahvaltısı nı hazırladığım, 7/24 beraber olduğum, özgürce çekinmeden elinden tuttuğum ve seni seviyorum dediğim kadınım olsun istedim. Yine mi çok şey istedim aşık olmak neden hep bubkadsr acı veriyordu insana anlamıyorum.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Okula yetişmek zorundaydım geç kalmak üzereydim zaman nasıl geçti hala anlamıyorum. Temiz hava iyi gelmişti rahatmastim ama onu görmeye dayanacak gücüm var miydi bilmiyorum işte. Derken göz göze geldik. Korkuyordum ne diyeceğimi bilmiyordum ona ama sadece bakıyordum ve ben bakmayı bırakıp sınıfa doğru ilerledim ondan mümkün olduğu kadar uzak bir yere oturdum daha sınıfa gelmemişti arkadaşları yanındaydı. Emrenin bana seslendiğini fark ettim.
- benim yerime oturduğunun farkindasindir umarım.
- ah evet yani şey bugünlük beni idare eder misin emre?
- tamam ederim de selinin yanından ayrilmazsin sen neden şimdi buraya gectin ne oldu kötü bişey mi var bak bana her zaman anlatabilirsin biliyorsun değil mi?
- biliyorum emre sağol aramız kötü gibi o yüzden yanında oturmak istemiyorum.
- peki nasıl istersen.
Zilin çaldığını duydum ama selin hala gelmemişti nerede olduğunu bilmiyordum merak etmeye başlamıştım açıkçası sonuçta hala ona aşıktım. Hoca sınıfa girdi yoklamayi almaya başladı ama selin hala yoktu selinle ortak arkadaşımız olan ceydaya nerede olduğunu soran bir not göndermeye çalıştım.
- selin nerde hala gelmedi
- bilmiyorum midesi kötü oldu bir an lavaboya gitti.
- nasıl?! Neyi var bilmiyor musun?
- hayır.
Neyi var acaba bir şekilde yanına gitmem gerekiyordu merak etmiştim hemde çok fazla ama nasıl sanırım yalandan kusuyormus gibi yapmak işe yarayabilirdi. Birden öğürmeye başladım ve işe yaramıştı hoca hemen lavaboya git dedi korkuttum galiba baya her neyse hemen koşarak lavaboya gittim ama orda yoktu bahçede olabileceğini düşündüğüm için bahçeye çıktım tahmin ettiğim gibi oradaydı.
- neyin var midenin bulandığını duydum iyi misin?
- iyi değilim nisa hiç iyi değilim sana uzun zamandır söylemek istiyordum ama söylemedim.
Inşallah tahmin ettiğim şey değildir. Yalvaririm nolur o olmasın. Lütfen
- neymiş bana söyleyeceğin şey
- nisa ben kanserim
- ne demek kanserim!!! doktora gittin mi?
- evet defalarca ilaç kullanıyorum ama pek bir işe yaramıyor.
- ne yani ne olucak şimdi?
- ölüyorum ben nisa buraya kadarmış hayatımın baharında ölüyorum, sevdiğim herkesi kaybediyorum yavaş yavaş sizi bırakıp gidiyorum ben...
Ağlamaya başladım kendimi durduramiyordum nefesim kesilmeye başladı onu kaybetmek istemiyordum ona aşıktım ben ne yaparım o olmazsa nasıl nefes alırım?
- yapma böyle nisa beni daha kötü yapıyorsun
- ne demek yapma sevdiğim kadını kaybediyorum. Bana nasıl yapma böyle dersin ben seninle her zaman bir gelecek düşündüm evlenecektik mutlu olacaktık belki çocuğumuz olacaktı yurt dışında yeni bir hayatımız olacaktı hani sen hep derdin hep bir kendime ait cafe'm olsun diye yurt dışında sen kafe açacaktın bende bahçe işleriyle uğraşacaktım unuttunmu bana verdiğin sözleri seni hiç bir zaman birakmicam dedin hep beraber olacağız dedin unuttunmu şimdi bana kanserim gidiyorum sonsuza kadar diyorsun ve benden sakin kalma mi istiyorsun yapamam selin ben eğer seni kaybedersem yapamam ölürüm ben nefes alamam...
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayınca daha fazla konuşamadım yanıma iyice yaklaştı ve gözlerimdeki yaşları silmeye başladı.
- seni seviyorum ama elimden birsey gelmiyor. Çok hastayım ben gitme vaktime az kaldı.
- ne olursa olsun senden hiç bir zaman vazgecmeyecegim bunu unutma her zaman sen benim bir yarimsin ne olur beni bırakma...
- üzgünüm...
Dedi ve yanımdan kalktı. Paramparça olmuştum bunu bana neden en başında söylemedi ki neden sevdiğim kadın resmen ellerimden kayıp gidiyor peki ya geleceğimiz hayallerim bunlar ne olacak ya ona olan aşkım o ne olacak sanki hiç birşey olmamış gibi davranıyor onu anlamıyorum onu böyle gördükçe asıl ben ölüyorum berbat bir haldeyim.
Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim zil çaldı bir sonraki derse girmek zorundaydım. Sınıfa doğru ilerledim suan dünya o kadar boştu ki benim için ne yapacağımı hiç bilmiyordum eski yerime geri oturdum selinin yanına hiç konuşuyorduk o herşey normal miş gibi arkadaşlarıyla gülüp sakalasiyordu. Canim çok yanıyordu hemde çok. Bana döndü ve muhabbetlerine beni de katmak istedi konuşmaya halim yoktu o yüzden konuşmasını karşılıksız bıraktım. Ders matematikti hoca sınıfa girdi ve girer girmez soru yazmaya başladı ve beni yazdığı ilk soru için tahtaya çağırdı yapabileceğimi çok iyi biliyordu konuları daha o anlatmadan ben soruları cozebiliyordum çünkü bütün yaz bunlara çalışırdım ama bu sefer bu soruyu çözemedim kafam yerinde değildi hoca -iyi misin? Neyin var otur istersen yerine - dedi soru çözecek halim yoktu ki onu düşünecek halim yoktu çok bitkin ve üzgündüm yerime otururdum ve selinle göz göze geldik kafamı çevirip sıraya gömdüm kendimi kimse duymuyordu belki ama içimden çığlıklar eşliğinde ağlıyordum.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Okul bitmişti herkes çıkmak için toparlaniyor du bende öyle tam kapıdan cikacakken selin kolumdan tutup dudağıma yapıştı ne tepki vereceğimi bilemedim Allahtan sınıfta kimse kalmamıştı geri çekildi. işte şimdi ölsem de gam yemem dedi ve sınıftan çoktan çıkmıştı. Bunun anlamı neydi şimdi hem bana ben senin gibi değilim dedi hemde şimdi bu neler oluyor anlayamadım.Bu bölüm biraz kısa oldu evet ama sürekli yazdığım için hızlı bir şekilde yayımlıyorum.
Vote ve yorum yapmayı unutmayin sizi seviyorum :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYAM
Short StoryAşkın en saf hali olmayacağını bile bile sevmektir. Peki ya sen hiç olmayacağını bile bile sevdin mi?