1. Bölüm

733 23 12
                                    

Her gece olduğu gibi bu gece de sabahlamıştım. Hepsi LOL (League of Legends) oynadığım içindi. Heebum kuyruğunu monitöre sürte sürte önümden geçti, ekranı görmemi engellemek ona zevk mi veriyordu anlamıyordum?
''Aish! Oyunun en önemli yerinde ne istiyorsun bakayım sen?''
''Miyav ~''
''Yemeğin de suyun da var, rahat bırak beni lütfen!''
Keşke benimkilerden biri burada olsaydı da şu kediyle bir iki dakika ilgilenseydi diye düşündüm.
O sırada az önce öldürdüğüm karşı takım oyuncusundan bir mesaj geldi. Genelde çoğu sayıp söverdi ama bu seferki daha farklıydı.
''Nickname'ini çok sevdim.''
''Bu da ne şimdi? Cindirella adını bir erkek neden sever ki? Ben hariç tabi...''
Cevap vermeden oyuna devam etsem de bir mesaj daha gelmişti.
''Kız mısın? Yanlış anlama sadece merak ettim.''
''Aish! Harika! Bir de bu eksikti! Beni kız zannedip asılan bir erkek daha! Bıktım bunlardan, adımı değiştireceğim! Kedilerin gazabı falan yapsam nasıl olur acaba?''
''Eğer kızsan arkadaş olabilir miyiz? Ehehe :p ''
''....'' Peki madem bunu o istedi, ben de oyunu onun istediği gibi yönetirdim...
Ardından cevap yazdım. ''Evet kızım? Neden sordun ki?''
''Çünkü ben de kızım, bu oyunda başka kızlarla karşılaşmak ne kadar zor haberin var mı senin? Boş ver bu salakları, gel biz özel oyun açalım :D ''
''Bış vır bı sılıklırı gıl biz ızıl ıyın ıçılım! Hıh kıçım..''
Şaka bir yana cidden bu oyunda kıza az rastlanırdı... En azından Kore'de.
Amaaan bize de eğlence çıkar, düşüncesiyle kızı arkadaş olarak ekledim ve bir süre konuştuk. Muhabbet ilk başta havadan sudan ve oyunla ilgili şeylerdendi ama sonrasında işin rengi biraz değişti.
''Adının Heechul ile bir alakası var mı?''
''Heechul mu?''
''Super Junior üyesi? Sakın bana tanımadığını söyleme!''
''Aaa tanımaz olur muyum hiç, hani şu grubun en yakışıklısı!''
''Ehehe hayır, aslında o grubun en güzeli :p''
''Her neyse... Yani sen bir ELF misin?'' resmen oyunda bir ELF buldum, üzülsem mi sevinsem mi bilemedim şimdi!
''Yedi yıldır hem de! Şimdiye dek bir kez olsun konserlerine gidemesem de bu onları sevmemem için bir engel değil.''
''Öyle mi? Peki neden gidemedin?''
''Parayı denkleştiremedim bir türlü. Ailem çok zengin değildir de :p''
Neredeyse bir saatten uzun süredir konuştuğum kızın sadece adını ve bir ELF olduğunu biliyordum... Yaşını merak ettim.
''Hımm... Kaç yaşındasın bu arada?''
''27... Biliyorum bu oyun için fazla büyük... Ama ELF olmak için ideal, değil mi?''
''Omo! 33 Yaşındayım ben!''
''Ciddi misin? Demek benden daha büyük birini buldum! Hem LOL oynuyorsun hem de ELF'sin, bence gerçekte de tanışmalıyız unni!''
Kısa bir kahkahadan sonra ''Umarım bir gün buluşuruz, haklısın.'' Yazdım sonra kahkaha atmaya devam ettim. Acaba bu masum kız şu an fandomunda bulunduğu gruptan birisiyle konuştuğunu bilse ne yapardı?
''Aslına bakarsan benim yarın bir işim yok?''
Bu düşündüğümden de hızlı oldu!
''Ahh, ben yarın biraz meşgulüm de kusura bakma.'' Diye reddetmeye çalıştım.
''Ondan sonraki gün?''
''O gün de doluyum muhtemelen.''
''Cumartesiye ne dersin unni?''
Ne laftan anlamaz kız! Seninle buluşamam ki ben! Yine de... Nasıl biri olduğunu çok merak ettim... Uzaktan biraz gözlemler sonrasında da giderim, akşam da bir işim çıktığını falan söyler kurtulurum, hem ne olacak ki?
''Peki madem benle buluşmaya bu kadar isteklisin öyle olsun, zaman ve mekanı belirleriz o zaman.''

BULUŞMA ZAMANI

Nerede kaldı bu kız? Safir mavi bir elbiseyle geleceğini ve saçlarının düz olacağını söylemişti. Zaten kafe de çok kalabalık değil, gelse fark ederdim.

Aradığım kişi birden bire içeri girince korkuyla şapkamı gözlerime biraz daha örtüp hırkamın fermuarını boynuma kadar çektim. Maskemi düzelttim ve ellerimi göğsümde kavuşturup kızı izleme koyuldum.
Şaşkınca etrafına baktı, sonra da saatine. Buluşmadan beş dakika erken gelmişti, gecikmeyen bir kız ahh neden böyleleri bana hiç denk gelmemişti? Tabii ki ben buluşmadan on beş dakika erken gelmiştim!!!
Garson, yanına gidip bir isteği var mı diye sordu. Kız gülümseyerek bir şeyler söyledi.
Sahi adını unutmuştum? Sora? Sera? Nara? Yok... şey... -ra ile bitmiyordu ki!
.... Bulut? Evet! Gureum! (구름 / Gureum = Bulut)
Aileler bazen çocuklarına tuhaf isimler takıyorlar evet, ama Yesung olsa severdi ya da Donghae... İç geçirip önümdeki kahveden bir yudum aldım.
Yarım saat boyunca zavallı Gureum ''33 yaşındaki ELF ve LOL oyuncusu unni''sini görmeyi bekledi, ben ise salak gibi yarım saatimi bu kafede geçirdim.
Sorsalar neden böyle yaptın diye, verecek zerre kadar mantıklı bir cevabım da yoktu oysaki? Sahi ben neden yarım saat boyunca sapık gibi, internetten tanıştığım bir ELF'i gözetliyordum?
Tamam belki kız güzeldi ama benim kadar değil!
Hesabı ödeyip kalkarken kızın da kapıdan çıktığını gördüm.
Sapık röntgencilik oyunum artık bittiğine göre eve gidip- Omo! O da ne!? Az önce kafedeki kız yerde yüz üstü yatıyordu ve çantasını çalıp hızlıca uzaklaşmakta olan bir adama bağırıyordu.
Yanına gitsem mi acaba diye düşündüm... Beni gördüğü için dili mi tutulurdu yoksa çığlık mı atardı? Dizi mi sıyrılmıştı? Sanırım cidden yardıma ihtiyacı vardı!

''Sen iyi misin? Çantanı mı çaldırdın?''
Dolu gözlerle bana baktı, birkaç tutam saç gözünün önüne düşünce ben de onları geriye attım.
''Siz kimsiniz?''
''Aah- şey... Az önce kafeden çıktım ve bir anda seni öyle görünce yardım edey-''
''Teşekkür ederim ama iyiyim. Zaten çantamı bir daha geri alabileceğimi sanmıyorum.''
Kalkması için elimi uzattım ama o kendi başına kalkıp eteğini düzeltti ve önümde doksan derece eğilerek yanımdan geçip gitti. Şuna bak sen! Maskemi çıkartsam boynuma atlarsın ama hemen dimi?
''İyi olduğuna emin misin? Eğer bir şeye ihtiyacın varsa-...'' ne diyordum ben şimdi? Oldu olacak telefon numaramı da vereyim, gece uyuyamazsa beni arasın?
''Gerçekten iyiyim, teşekkürler... Sesiniz bana çok tanıdık geldi aslında... Daha önceden tanışmadığımıza emin misiniz? Sizi uzun süredir tanıyormuşum hissine kapıldım bir an?''
''Hayır hayır, ben sizi ilk defa görüyorum. Neyse iyi günler!'' diyerek arkamı dönüp gidiyordum ki...
''Heechul-ssi?'' EYVAH!
Koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım refleks olarak... Aslında böyle bir şeye cidden gerek var mıydı? Alt tarafı bir hayran? En kötü imza ister ya da fotoğraf çektirip biraz çığlık atar?
Yavaşlayarak durdum ve arkamı döndüm. Bana çarpan bedenle irkilip kafamı aşağı eğdim. Bana bakan bir çift kahverengi gözle karşılaşınca irkilip geri sıçradım. O ise içi gülen umut dolu gözlerle bana bakıyordu.
''Sen gerçekten o musun?''
Maskemin bir tarafını kulağımın arkasından çıkartarak ''Shh, sessiz ol! Birisi fark edecek!'' dedim kısık sesle.
''Özür dilerim.'' Bir anda gülümsemesi söndü ve başını öne eğdi.
''Tamam canım üzülme... 7 Yıl sonra idolünü gerçekten görmek nasıl bir duyguymuş?''
''7 Yıl mı? Bunu nerden biliyorsun?''
Keşke dilimi eşek arısı soksaydı da söylemeseydim! Hay aksi şeytan! Doğru ya, ben nerden biliyordum ki sanki!?
''Neyi nerden biliyorum?''
''7 Yıldır idollerimi gerçekten görmek isteyip de göremediğimi bilen tek kişi dün oyunda tanıştığım unniydi... YOKSA O SEN MİYDİN?!''
''Oradan bakınca kadın gibi mi duruyorum?''
''Şey belki birazcık?''
''Peki. Konuyu saptırmasana küçük hanım! Senin çantan çalınmış sen burada neleri sorguluyorsun?''
''Aman Tanrım! Şimdi ben dün oyunda Kim Heechul ile mi tanıştım! 2 Saat konuştuğum sendin yani, öyle mi?''
''Ben öyle bir şey söylemedim!''
''Olsun, ben anladım!''
''Hayır öyle değil!!!''
''Kim Hee-!'' çığlık atmadan son anda elimi ağzına bastırıp bir binanın köşesine doğru çektim onu.
''Bak, birisi benim o bahsettiğin kişi olduğumu anlarsa ve beni senin gibi biriyle görürse o zaman işler hiç hoş olmayan bir hal alır! Ben sıradan birisi değilim, bunu en iyi de sen bilirsin! Şimdi elimi çekiyorum, lütfen çığlık atma.''
Elimi çekip gözlerimle delici bakışlar atmaya başladım. Sanki çığlık atarsa onu orada boğacakmış gibi...
''Tamam atmam, söz... Hayallerim yıllar sonra gerçek oldu, inanılmaz bir şey!''
''Ne var canım bunda? Herkes bir gün idolüyle bir online oyunda karşılaşıp yanlışlıkla 2 saat boyunca konuşup sonrasında bir buluşma ayarlayabilir. Ve o idol, buluşmaya gidip kızı yarım saat gözlemleyebilir, sonrasında kız çantasını kaptırıp düşünce idol ona yardım edebilir ve aralarında saçma diyaloglar geçebilir, bu gayet doğal bir şey.''
''Gözlemlemek mi? Yarım saattir beni mi izliyordun sen?''
''Sen mi? Senden 6 yaş büyüğüm ben!''
''İyi ama neden?''
''Çünkü 6 yıl önce annem ve babam-''
''O değil!'' diyerek hafifçe omzumu ittirdi. ''O değil! Yani neden beni izledin ki?''
''Hımm... O mesele... Sadece merak etmiştim. Şimdiye dek hiç halktan bir ELF ile tanışmak nasip olmadı.''
''Yazık olmuş, ELF'ler sizle tanışmak için her şeylerini vermeye hazırlardı oysaki.''
''Her şey?'' diyip muzipçe gülünce Gureum kızararak ''Öyle her şey değil sapık! Yani-'' derken lafını böldüm.
''Tamam anladım ben seni.'' Gülmemi durduramasam da...
''Belki de o kadar muhteşem kişilikleriniz yoktur. Erkek değil misiniz hepinizin kafası aynı yere işliyor işte?''
''Az önce kadına benzediğimi söyleyen de dedemdi zaten.''
''Benzemek farklı, olmak farklı.'' Bu sırıtışının ardındakini çözememiştim.
''Sen bana baksana, şu an kimle konuştuğunun farkındasın değil mi? Evrenin pa-''
''Evrenin parlayan yıldızı Kim Heechul, diğer bir adıyla Heenim. Evet farkındayım... Ama galiba şaşkınlık bir yere kadarmış.''
''Yaah! Demek öyle, o zaman sana iyi günler, ben gidiyorum.''
''Neden? Kızdın mı bana?''
''Sürekli sözümü kesenlerle işim olmaz benim.''
''HEY MİLLET BURAYA BAKAR MISINIZ? Kİ-''
Elimle tekrardan ağzını kapattım, bu seferki o kadar hızlıydı ki biraz fazla yaklaştım. Göz bebekleri aniden büyüdü ve elleriyle elimi tutup çekiştirmeye başladı.
O an gözlerimiz birbirine kenetlendiğinden dolayı başka bir şeyi algılayamaz olmuştum. Bu nedenle fotoğrafımızı çeken gazeteciyi fark etmedim bile...

Bir ELF'in Yaz Gecesi RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin