''Ne yapıyorsun sen?'' kızgın bir şekilde gazeteciye dönerek bağırdım.
''İşimi?'' bir sırtlan gibi sırıtmasının hemen ardından hızlıca koşmaya başladı, bense yakalamak için peşinden koşmaya başladım. Gazeteciler bugünlerde ne kadar da hızlı koşuyorlardı böyle? Resmen yorgunluktan harap olmuştum. O sırada Gureum denen kız ayağındaki topuklulara aldırmadan fazlasıyla hızlı koşuyordu hatta bir ara ayakkabılarını çıkartmak için durdu sonra depar atarak daha da hızlandı ve elindeki topuklu ayakkabıyı gazetecinin kafasına fırlattı. Şimdiye dek gördüğüm en muhteşem aksiyon filmlerine bile taş çıkartacak bir sahneydi!
''Woaw!'' istemsizce hayran kalarak gazeteciyle kavga etmesini izledim.''O fotoğraf makinasını verecek misin yoksa bu topuğu ağzına mı sokayım senin?!'' (yazar notu: *bakınız ELF power sdkfjnlskfs*)
Adam çaresizce ve biraz da korkarak ellerini yukarıya kaldırdı.
''Tamam teslim oluyorum, sen kazandın. Makinayı vereceğim lütfen bırak beni, lütfen!''
Kız endişeli bir şekilde adamı bıraktı ardından adam tekrar kaçmaya başlayınca o da sanki bunu bekliyormuşçasına adamın gömleğini tutup ensesine dirsek attı.
''ACIDI AMA!''
''Kaç diyen oldu mu sana? Ver şunu hemen!'' kız, adamın elini arkaya büktü sonra adam acıyla bağırınca ''Veriyor musun vermiyor musun?'' diye tehditkarca sordu. O an ben bile Gureum'dan epey korkmuştum.
Adam eğer fotoğraf makinasını vermemiş olsaydı onu oracıkta öldüreceğine emin olmuştum bunca şeyden sonra...
''Tamam hepsini sildin mi? Bir şey kalmasın sakın?'' diye korkuyla sordu adam.
''Sildim, artık alabilirsin. İş birliği için sağ ol ahjussi.'' Diyerek makinayı ona geri verdi. Adam arkasına bakmadan kaçtı. Tamam bu kısımda kahkahalarıma engel olamamış olabilirim...
''Noldu? Niye gülüyorsun şimdi?''
''Adamın kaçışını-puhaha, görmedin galiba!''
''Aslında böyle bir şeyi ilk defa yapıyorum. Sanırım aldığım dövüş eğitimi işime yaradı sonunda.''
''İlk defa olduğuna emin misin? Korkudan altına etmesinden endişelendim.''
Gülerek bana bakmakla yetindi, o an gözüme farklı biri gibi gözüktü... Sanki cidden sevebileceğim bir kadın gibi... Aşık olabile- ne diyordum ben? Halktan biriyle çıkmak biraz... Hiç düşünmediğim bir olaydı bu!
''Daldın gittin, iyi misin Heechul-ssi?''
''Hah? İyiyim ben. Hem, kim sana, bana Heechul-ssi diyebileceğini söyledi?''
''Hımm... O halde nasıl seslenmeliyim? Heechul oppa!'' son kısmı şirin bir tonda söylemişti.
''... Hayır sakın öyle seslenme...''
''Gözün mü seğirdi senin az önce? Neyse... Heechul unni? Bu nasıl?''
''Cidden komiksin!''
Sokağın ortasında sadece ikimizin yürüdüğünü fark ettim, üstelik biz nereye gidiyorduk ki?
''Neyse, senin evin nerde? Gitsene artık. Geç olmadı mı?''
''Beni kovuyor musun?''
''Şey... Tam olarak öyle değil de...'' elimle ensemi kaşıdım.
''Özür dilerim.''
''Hıh? Ne için?'' doğrusunu söylemek gerekirse şaşırmıştım.
''Sana fazla samimi davrandığımı fark ettim bir an... Sen benim için kütüphanede şu hiçbir zaman ulaşılamayan en üst raf gibi bir şeydin hep. Yedi yıldır şarkılarınız bana hep güç verdi. Aramızdaki bağ, her kötü olayda size daha da sıkı bağlanmamı sağladı. Mutsuzken neşe kaynağım, mutluyken de sevincimi paylaştığım bir aileydiniz benim için... Ama asla gerçekte göremediğim, dokunamadığım bir aile. Varlığınızı bilmek bile güzeldi her zaman... Ailem çok zengin değil bu yüzden asla konserlerinize gelemedim. Sürekli çalışmam gerektiğinden küçük etkinliklerde de bulunamadım. Bir keresinde Mouse Rabbit'te Yesung'u görmüştüm ama yanına gitmeye utanıp kafeden çıkmıştım ve bir anda seni bu kadar yakınımda bulmak benim için hiç normal bir şey değil. O yüzden eğer senle konuşurken haddimi aştığım olduysa öz-''
Elimle ağzını kapattım... Ay evet ayol yine!
Çünkü Leeteuk yanında üç tane gazeteciyle (tam da zamanında) bizim olduğumuz sokağa giriyordu.
Gureum'a işaret parmağımla ''shh'' işareti yaparak, bileğinden tuttuğum gibi olabildiğince uzağa sürüklemeye başladım.
''Sessiz ol, gazeteciler sokağa girdiler.'' Onu iki binanın arasında kalan yere çektim.
''Aman Tanrım! Yine mi?''
''Shh!''
Sanki neden Leeteuk'a nereye gideceğimi söylemiştim ki? Eğer bu salak beni ararken peşine gazetecileri taktıysa ona ödetmesini bilirdim ben!
''Baksana, belki de ben artık gitsem iyi olacak. Daha fazla olay olmadan gitmem en iyisi.''
''Çeneni iki dakika kapalı tut yoksa Leeteuk'a olan kızgınlığımı senden çıkartırım!'' çıkartmıştım bile. Bağırmamam gerekirdi...
Üzgün bir şekilde kafasını öne eğerek uzun bir süre sessizce bekledi.
Kafamı şöyle bir çıkarttığımda sokak bomboş ve oldukça karanlıktı.
''Hay aksi!''
''Sorun ne?''
''Sokağın başındaki lamba bozuk, hiçbir şey gözükmüyor.''
''Bizi görmediler sanırım, sokağın başında bekleyecek halleri yok değil mi?''
''Umarım yoktur.'' Bileğinden tutarak dışarı çektim ve lambaları hala çalışan yoldan yürümeye başladım.
''Evin nerede?''
''Iııı... Ben kendim gitsem daha iyi olacak.''
''Salak mısın sen? Kız başına gecenin bu saatinde üstelik böyle güzelken-'' ne dedim ben az önce!?
Yanakları al al, gözlerini kocaman açmış bana şaşkınlıkla bakan bir kız. Hay sıçayım böyle işe!
''Elbisen diyorum, çok güzel ve göz alıcı. Sapık insan çok bu devirde... Evine bırakayım işte, bak bu teklifi her kıza yapmam.''
''Madem öyle diyorsun...''Evine geldiğimizde neden onu bırakmamamı istediğini az çok anlamıştım. İki kişinin bile zar zor sığacağı, bakımsız bir bahçesi olan ve dış boyası dökülmüş duvarlara sahip bir evde kalıyordu. Evin kapı kirişleri isten siyahlaşmıştı. O oldukça bakımlı ve güzeldi ama evi için aynısını söyleyemeyecektim.
''Demek burada kalıyorsun ha?''
''Görmeni istemezdim aslında... Gayet iyi bir başlangıç yaptık gibime gelmişti, sonu kötü bitti. Ehehe~'' isteksizce gülümsedi.
''Sonu niye kötü bitsin ki? Bizim Eunhyuk da çıkıştan önce böyle bir evde kalıyordu. Ne oldum değil ne olacağım demelisin her zaman.''
Yine o umut dolu şaşkın bakışlarından atıyordu. Gözleri baya güzeldi aslında.
''Bir de demiştin ya, kütüphanede ulaşılamayan en üst raf falan diye... O raflara ulaşmak için neden merdiven kullanmıyorsun?''
''Merdivene çıkan ben olmuyorum hiçbir zaman. Kütüphane görevlileri yapıyor o işi.''
''O halde kütüphane görevlisi olmalısın.'' diyerek göz kırptım. Neden yaptım diye bir sorun? BİLMİYORUM!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir ELF'in Yaz Gecesi Rüyası
FanfictionYıllardır Suju'yu seven bir ELF... Onun Kim Heechul ile karşılaşması ilginç olurdu değil mi? Peki ya Heechul o ELF'e aşık olursa? Heechul x Reader ilişkisini anlatan bir kitap sizleri bekliyor :3 Umarım beğenirsiniz <3 *Bir Miss Myeolchi hikayesidi...