10. Bölüm

197 15 5
                                    

(Medyadaki şarkıyı dinleyerek yazdığım bir bölümdü, okurken siz de dinleyebilirsiniz :3 )

TABURCU OLDUKTAN BİR HAFTA SONRA

GUREUM’IN AĞZINDAN:

Hafızam hala çok iyi değildi. En son bir unni ile görüşecektim ama düşmüştüm ve sonra… Sonra ne olmuştu ki? Tüm bu olanları bir kenara bırakmaya karar verdim çünkü kendimi hatırlamaya zorladıkça beynime şiddetli bir ağrı saplanıyordu. Ders kitaplarımı köşeye fırlatıp yatağa bıraktım kendimi. Duvardaki posterlere bakıyordum… Boş boş bakıyordum hem de… Kafamı sallayıp toparlandım ve ayağa kalkıp Heechul’ün posterinin yanına gittim.
Ben… Bu adamla… Yani namı değer ‘’Evrenin Parlayan Yıldızı Kim Heechul’’ ile çıkıyordum öyle mi? Birisi bana bunu söylese ‘’Hadi be sen de?! Git işine!’’ derdim ama bunu söyleyen Kim Heechul’ün bizzat kendisi olunca işler değişiyordu tabi…
Annem bir anda içeri girerek beni düşüncelerimden sıyırıp aldı.
‘’Kızım senin ders çalışman ger-‘’
‘’Anne daha taburcu olalı bir hafta oldu! Bana da biraz vakit tanı lütfen…’’
‘’Biliyorum ama senin için endişeliyim hayatım… Okulunu bitirip düzgün bir yere kapak atman lazım… Yoksa hepimiz ortada kalırız?!’’
‘’Heechul ile çıktığım yalan o halde? Söyleyin gönüllü işe falan katılıp ELF’leri mi sevindirmeye adadı kendini? Bilmediğim ne var benim?’’
‘’Elbette onunla çıktığın doğru ama annen olarak… Ünlülere pek güvenemiyorum… Seninle gönlünü eğlendirip bir köşeye atmasından korkuyorum tatlım benim.’’ dedi ve eliyle yanağımı okşadı.
‘’Benim tanıdığım Kim Heechul öyle birisi değil!’’
‘’Onu ne kadar iyi tanıyorsun? İnsanlara böyle kolayca güvenirsen bir gün arkandan bıçaklanırsın… Anne tavsiyesi diye kulağına küpe olsun bu.’’
‘’Yalnız kalabilir miyim?’’
‘’Hayatım beni yanlış anladın-‘’ daha fazla onu dinlemek istemediğime kanaat getirir getirmez çantamı ve ceketimi alıp evden çıktım. Annem arkamdan yalvardıktan sonra pes edip ‘’İyi git bakalım! Nasıl olsa akşam görüşeceğiz seninle!’’ diye bağırdı.

Nereye gidecektim peki? Belki bir parkta oturur ve anılarımı yoklardım? Ya da arkadaşlarımdan biriyle mi buluşmalıydım? Hayır hayır… Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı birazcık da olsa…
Kütüphaneye gitmeye karar verdim. Hem sessiz hem de her yerde kitap var. Kitapları seviyordum çünkü bir şeylerden kaçmak istediğimde genellikle tek sığınağım onlar oluyordu.

Kütüphaneye gittiğimde sessizliğin verdiği huzurda kendimi kaybediyordum ki, madem geldim şöyle bir gezineyim beğendiğim kitap olursa alırım dedim.
Buradaki kitapların çoğunu zaten okumuştum. Raflara göz atarken en üst rafta duran ince bir kitap ilişti gözüme.
‘’Bir Yaz Gecesi Rüyası’’ bu bir kitaptan ziyade Shakespeare’in tiyatrosunun yazıya geçirilmiş haliydi. Defalarca izlemiş ve okumuş birisi olarak nedense bir kez daha okumak istedim. Sanırım şu an bana en çok uyan şey buydu. Belki de Heechul beni gerçekten sevmiyordu? Ya da ben kafayı yemiştim, onun halüsinasyonunu görüyordum ve annem de- tamam bu çok saçma… Ama cidden… Bir gün uyandığımda yanımda olmayabilirdi… Hatıralarını belki de asla hatırlayamayacak birisini neden sevsin ki?

Kitaba ulaşmak için parmak uçlarımda kalktım ama en üst rafta olduğu için ona ulaşamıyordum… Ahh ne sinir bozucu… Bir görevliden yard- ahh başıma saplanan bu ağrı da neyin nesi? Yanımdan geçen görevli kolumdan tutup ‘’İyi misiniz hanımefendi?’’ diye sordu. Ona iyi olduğumu ve en üst raftaki kitaba ulaşmaya çalışırken başımın döndüğünü söyledim. O da merdiven benzeri bir sandalyeye çıkarak kitabı bana uzattı. Onu öyle gördüğümde nedense başıma çok şiddetli bir ağrı daha saplandı ve kısa bir an için kımıldayamadım. Olduğum yere çökerken görevli de kollarımdan tutup beni kaldırmaya çalışıyordu…

Gözlerimi açtığımda hastanede buldum kendimi… AHH TANRI AŞKINA YİNE Mİ?! Daha sadece bir hafta olmuştu ve ben yeniden hastaneye gelmeyi başarmıştım. Aferin bana!
Başımın ağrısı geçmişti ve aklımda bazı cümleler dönüp duruyordu.

‘’O rafa ulaşmak için neden merdiven kullanmıyorsun?’’
‘’Merdivene çıkan ben olmuyorum hiçbir zaman. Kütüphane görevlileri yapıyor o işi.’’
‘’O halde kütüphane görevlisi olmalısın.’’

Ben… Hatırlıyordum… Sanırım baş ağrım bu yüzdendi… Ama şu an geçmişti ve Heechul ile olan her anımı hatırlıyordum artık…
İlk tanıştığımız o anı… Sarhoş halini… Beni bıçaklı adamlardan kurtarışını ve dudağına pansuman yapışımı… Telefonumu isterken ki o domates gibi kızaran yanaklarımı bile hatırlıyordum maalesef… Barda beni koruduğu zamanı ve sonrasında beni öpmesi… Gazetecilere onun sevgilisi olduğumu söylemesini ve bir ELF tarafından taciz edilişimi… Hepsi birer birer geliyordu… Bunları hatırladıkça gözlerimden yaşlar boşalıyordu… Onu ne kadar sevdiğimi… Daha da önemlisi onun beni ne kadar sevdiğini… HEPSİNİ HATIRLIYORDUM ÇOK ŞÜKÜR Kİ!
Gözyaşlarımı silerek kolumdaki serumu çıkardım ve ayağa kalkıp odadan çıktım… Koridorda beni gören hasta bakıcısı hemencecik beni odaya geri soktu.
‘’Nereye gidiyorsunuz hanımefendi?’’
‘’Ben kendimi gayet iyi hissediyorum, acilen gitmem lazım… Lütfen.’’ yalvaran gözlerle ona baksam da beni taburcu etme yetkisine sahip değildi…
‘’Siz cidden iyi misiniz? Başınız dönmüyor ya da ağrımıyor mu?’’
‘’Hayır ben çok iyiyim.’’
‘’Lütfen odanıza geçin. Ben bu konuyu doktor beyle bir konuşayım. Gerçekten iyiyseniz çıkmakta özgürsünüz.’’
Kafamı sallayıp geri giriyordum ki aklımı kurcalayan bir soru oldu.
‘’Ben ne kadardır bu hastanedeyim?’’
‘’İki, iki buçuk saat falan olmuştur.’’
Teşekkür edip odaya girdim ve birkaç dakika sonra doktorun gelişiyle istemsizce ayağa fırladım.
‘’Gureum-ssi, birkaç tahliliniz vardı. Onların sonuçları birazdan çıkar. Aldıktan sonra eğer aksi bir durum yoksa sizi zaten bırakacağız. Şimdilik lütfen istirahatinize bakın.’’
‘’Ne kadar sürer ve bir de aileme haber vermediniz değil mi?’’
‘’On, on beş dakikaya sonuçlar çıkar. Ayrıca hayır… Veremedik çünkü telefonunuz acil aramalar için direkt rehbere bağlanmadı ve şifrenizi de bilemedik.’’
‘’Güzel! Telefonum nerede?’’
Doktor cebinden telefonumu çıkarıp bana uzattı… Hastalarının telefonlarını hep böyle yanında mı taşıyordu yani? İlginç.
‘’Birkaç dakikaya sizi bilgilendiririz.’’ başıyla selamlayarak odadan çıktı, hasta bakıcı da gülümseyerek gitti.
Rehberimden hemencecik Heechul’ü buldum ve ona ‘’Her şeyi hatırlıyorum. Buluşmalıyız.’’ diye mesaj attım. Sanki bunu bekliyormuşçasına beni aradı.
‘’Gureum! Hatırlıyor musun cidden? Hem de her şeyi öyle mi? Doktor en fazla bir yıl sürer demişti oysaki?’’
‘’Kütüphane ile ilgili konuşmamızı hatırlıyor musun?’’
‘’Kütüphane?’’
‘’Hani şu en üst rafa uzanmak için kütüphane görevlisi olmam gerektiğini söylediğin..?’’
‘’Ahh! Evet, ne olmuş o konuşmamıza?’’
‘’O bana her şeyi hatırlattı da ondan… Neyse ben şu an hastanedeyim. Detayları buluşunca konuşuruz.’’
‘’HASTANE Mİ?! Hangi hastane? Neden? İyisin değil mi?’’
Beni bu kadar düşünmesine gülerek cevap verdikten sonra ‘’ İyiyim, merak etme. Önemli bir şey değil. Buluşunca anlatırım.’’ dedim… Sırf onun sesini duymak bile yüzümde şapşalca bir gülümsemenin oluşmasına yetiyordu.

Bir ELF'in Yaz Gecesi RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin