Hatalar, insanı gün yüzüne çıkaran bazı başlangıçlardır bazen. Hata yapmak bazen insana ipucu verir ve bir şeylerin farkına varmasını sağlar. Bazen dünyanın en harika şeyidir hata yapmak. Yaşadığımız kötü ya da mükemmel hayatımızı bir dönemde yaptığımız hatalar göre şekillendiririz. Bunu salak kafamla birlikte biraz geç anlamıştım ama anlamıştım sonuç olarak.
Elimdeki kalemi biraz daha sert kavradım ve stresten bacağımı sallarken defterimin kenarını karalamaya devam ettim. Bir el elimi tutunca gözlerimi yanımda oturan Ali'ye doğru çevirdim.
"Yeter."dedi ve elimden kalemi alıp elimi geri bıraktı. Ofladım ve derin nefes alıp arkama yaslandım. Ali'ye henüz hiçbir şey anlatmamıştım, kimseye henüz hiçbir şey anlatmamıştım. Anlatmaya da niyetim yoktu açıkcası. Dersimiz bedendi ama ben çardakta oturmuş dün yapmam gereken ama yapmadığım Matematik ödevimi yapmaya çalışıyordum. Ali'de basketbolla ilgilenmeyi bırakıp yanıma gelmişti.
"Eflal, canlanır mısın artık arkadaşım. Gerçekten benimde modumu düşürüyorsun(!)"dediğinde Ali, elimi kaldırıp yanağına hafifçe tokat attım.
"Bu ne içindi?"dedi başını tekrardan bana çevirerek.
"Benim yüzümden kendini üzmeyeceksin."dediğimde oflayarak başını geriye doğru çekti.
"Ne manası kaldı o zaman bu kankiliğin, kardeşliğin, arkadaşlığın, anneliğin, babalığın, uluslararası maçların, içerdekilerin, çukurdakilerin, üniversitedekilerin korkulu rüyası vizelerin, lisedekilerin son umutları kurtarma sınavlarının. Söyle Eflal, ne manası kaldı?"diye boş yaparken o, ben boş bakışlarımla onu dinliyordum. Ali'yi fazla konuşturmayın, günlük dozunu aldıktan sonra tökezleyip boş yapmaya başlar. Kullanma kılavuzunda bu yazıyor. Kılavuzu ben yazdım bu arada kendi ellerimle.
"Ali, ödevi diğer derse yetiştirmem gerekiyor. Beni rahat bırakır mısın?"dedim ve tekrardan deftere odaklandım.
f(x)= 2x+4 ise, f(3)=?
x'in yerine 3 koyarsın, f(3)=2.3+4 eder.
Çarpma önceliği vardır bu nedenle f(3)=6+4 olarak düzenleriz ve cevap f(3)=10 çıkar. Tabi bu kolay kısmıydı. Bir sonraki soruya bakalım birde.Fogoh-1(x)=?
Ne? İşte bu da zor olan kısmı. Oflayarak başımı kitaba vurdum. Belki böyle yaparsam uyguladığım kuvvetle birlikte beynime sıçrayış yaşardı konular.
"Biliyor musun? Ödevi yapmayacağım."dedim ve tekrardan dikleşerek defteri kapattım. Başımı Ali'ye doğru çevirdiğimde o da bana doğru çevirdi ve birbirimize küçük Emrah bakışlarıyla bakmaya başladık. Bir derdimiz olduğunda birbirimize böyle bakardık. Benim olduğu gibi onunda bir derdi vardı demek ki?
"Dökül."dediğinde derin bir nefes alıp dikleşti ve dudaklarını büzdü.
"Babam."dediğinde konuyu anladım ve dudaklarımı büzdüm. Ali'nin annesi o daha çok küçükken ölmüştü. Babasıda bu gaflete dayanamamıştı ve aklını yitirmişti. Bazen çekilebilir oluyordu tabi ama bazen Ali'yi yanında istemiyordu. Bu ölümden onu sorumlu tutuyordu. Ali aslında bunu babasının hastalığına vererek bir şey demek istemiyordu fakat o da sıkılmıştı belli ki böyle yargılanmaktan.
"Eflal, sence de annem benim yüzümden mi öldü?"diye sorduğunda ona inanamayarak baktım.
"Saçmalama Ali, tabikide hayır. Böyle bir şeyi sorman bile saçma."dediğimde ellerini masanın üzerine uzatıp oynamaya başladı.
"Ne bileyim? Ben doğduktan sonra aksilikler hep üst üste gelmiş. Belkide benim şanssızlığım yüzünden öldü annem."dediğinde ona doğru kayıp kolumu omzundan atarak ona sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Hocam
Fiksi RemajaSen babasın, beni koruyup kollaman gerek.. Her gece yorganın altında ağlatman değil...