Can ve Canan

183 35 1
                                    


Her sabah okula gitmeye lanet ederdim ama bu sabah uykumu aldığım için olsa gerek gülümseyerek uyandım. Sanki her sabah mehter marşı gibi çalan alarm bu sabah en güzel aşk şarkılarının sözlerini mırıldanıyor gibiydi. Bir umutla balkona çıkıp temiz havayı içime çektim. Gökyüzüne bakarak hayal kurmayı severdim. Bu sabah erken kalktığım için bunu yapmaya zamanım vardı elbet.

Biraz daha zaman geçtikten sonra üşüdüğümü fark edip içeri girdim. Hava almak iyi gelmişti.

Okul kıyafetlerimi giyip banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp makyaj çantasından rimelimi aldım. Kirpiklerime sürdükten sonra fark ettim ki gözlerimi gerçekten ortaya çıkarıyordu. Gözlerim resmen "Ben buradayım!" diyordu benden önce. Buna sevindim, bana özgüven kazandırıyordu.

Daha sonra aşağıya kahvaltı yapmaya mutfağa gittim. Yaklaşık 10 dakika sonra kapının önüne çıktım ve servisi bekledim. Can'ın evi okuduğumuz okula oldukça uzaktı, o yüzden benim uyuduğum saatte o serviste oluyordu. Çankaya'da oturduğunu servisinin önündeki tabeladan öğrenmiştim. Nerede oturduğunu da Facebook hesabından bulmuştum. En son paylaştıklarından bir kanıya varmıştım. Uykuyu gerçekten çok seven biri olsa gecenin bir saatine kadar oturmazdı sanırım. Ben bunları düşünürken servis kapıya gelmişti. Servise bindikten 15 dakika sonra okuldaydık.

Çantamı sınıfa bırakıp kantine indim. Ecem ortalıklarda görünmüyordu. Oturup onu beklemeye başladım. Müzik dinlemek için kulaklığı takıp müzik listemden Ecem'in severek dinlediği ve bana önerdiği bir şarkıyı dinlemeye başladım. Duman'ın Gönül şarkısıydı. Gerçekten kaliteli bir cover olduğunu düşünüyordum.

Ben bu şarkıyı dinlerken Ecem içeri girecek zannediyordum ki Can içeri girdi. Bir dakikalık şok geçirsem de telefonumla uğraşmaya devam ettim. Bir saniye. Oha! Bana yakın olan bir masaya oturmuş bir kızı dikizliyordu. Kızın kim olduğuna baktım. Tanımıyordum ama bir Başak asla pes etmez her şeyi öğrenirdi. Ama yuh ya! Daha yeni çok sevdiği sevgilisinden ayrıldığı hâlde nasıl başka kıza bu şekilde bakabilirdi ki? Ben de çaktırmadan ona bakmayı yeni yeni öğrenmiştim.

Kendim yeşil gözlüyüm diye kızı küçümsemiyorum, öyle kahverengi gözler vardır ki aynı gökyüzü gibidir. Bu kızı övmeye niyetim yoktu ama olsundu. Kahverengi gözlü boyalı kahve tonlarında uçlarına doğru sarıya dönen saçlarına maşa yapmıştı. Makyajı fazla abartmış ve fondöteni de bana göre biraz fazla sürmüştü.  Dışarı renk vermesem de içimde pis bir sırıtışla kızın yüzünde -biz yapsak okula alınmayacağımız derecede- ağır makyajı incelerken benim bundan önce de kapatıcıya ihtiyaç duymadığım aklıma geldi. Dudağımdaki yara izi geçmişti. Artık sadece nemlendirici krem sürüyordum.

Hayır ağlamıyorum gözlerimden kan geldi sadece. Sonra biri ona ''Canan!'' diye bağırdı. Can'ın o kazulet kızın adını duyunca gülümsediğini gördüm.

Gülümsedi lan! Beni ne yapsın? O kızı seviyordu işte.

Can'ın o kızın adını duyduğunda yüzünde beliren gülümseme gözümün önünden gitmiyordu. Canan denen kıza epey kapılmıştı anlaşılan. Can Canan'a karşı benim Can'a hissettiğime benzer hisler yaşıyordu. İlişki tecrübem olmamasına karşın bunu dikkatle baktığım gözlerinden anlıyordum maalesef.

Erkek olsaydım Can'ın baktığı o kız dikkatimi bile çekmezdi. Bunu bir kız olduğum için söylemiyorum. Canan incecik bir dal gibiydi, fiziği mankenlerin fiziğine benziyordu. Kendinden emin dik bir duruşu vardı ve tek bakışla onun ne kadar burnu havada biri olduğunu anlayabilirdiniz. Omuzlarına kadar gelen saçlarını iki taraftan gevşek şekilde örmüştü. Normalde hepimiz liseye okul formasıyla gelmek zorundayken hanımefendimiz son sınıfta olduğu için podyuma çıkar gibi okula gelebiliyordu. Çifte standart forever! Biz okulun kırmızı lakos tişörtü ve siyah bol pantolon giymek zorundaydık. Canan ise beyaz v yaka bir tişört ve baklava dilimi desenli bir ince çorabın üzerine kısacık kırmızı bir kot şort giymiş, kot gömleğini beline bağlamış ve öyle gelmişti. Sadece Can'ın değil okulun bütün erkeklerinin de hayallerini süslediğini birkaç dakikadır gördüğüm şeylere dayanarak söyleyebilirdim. Aman ne harika! Oldukça fazla cilveliydi. Kızlarla genel olarak anlaşamadığını erkeklerle çok fazla samimiyet kurmasından anladım. Bir de ısrarla manken gibi Catwalk yürüyüşü yapacağım diye kendini kasarak yürümese gözlerim daha az kanayabilirdi.

SessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin