{ 10 BöLüM }

23.8K 917 107
                                    

Keyifli okumalar :)...

Duyduğum cümlelerle ve Baran'ın sevincle bağırmasıyla yeniden kendime geldim. Olacağı buydu zaten. Ne bekliyordum ki. Mutfağa girmeyip biraz salonda oyalandım ve onların yukarı çıkdıkların görünce mutfağa girip Daye'ye çay götürdüm.

Kapını çalıp içeri girdiğimde ikizler Daye'ye sarılmış telefonlarındaki resimleri gösteriyordular. Bende merak edip gidip yanlarına oturdum.

Okuldaki kızlarla falan fotograf çekmişler. Canım sıkılınca geri çekildim. Nedense kendimi halsiz hissediyordum. "İzninle ana ben odama gidiyorum"dedim ve izin verince odadan çıkdım. Odama girdiğimde Baran odada volta atıyordu. "Hoş geldin"dediğimde bana gülümsüyerek bakdı sonra aklına bir şey geldi ve elini cebime atdı."Ezo dün gece kolyeni sana verdim mi? Cebimde bulamıyordum "dediğinde sinirle ona bakdım ve "Cebinde bulmazsın tabi Zümrüt'ün boynunda"diyip sinirle banyoya girdim.

O yılan Baran'dan habersizmi aldı kolyemi? Ah cidden tam dövülmelik karı. Elimi yüzümü yıkayıp makyajımı sildim. Lanet olsun çok solgun gözüküyordum be. Elimi yüzümü yıkarken bir titreme girdi sanki bedenime. Odaya dönüp üstüme giyicek bir şeyler aldım. Baran odadan çıkmışdı. Doğru yemek vakti ya. Ama benim hiç yiyesim yok. Daha çok kusasım var. Banyoya girip sıcak bir duş aldım ama sıcak suyun içinde bile titriyordum. Kendi kendime sarılıp küvete oturdum.

Neyim var benim böyle ya. Hızla çıkıp kurulandım ve üstümü giyindim. Banyodan çıkmak isterken bir anda midem ağzıma geldi sanki. Tuvalete kustukdan sonra sifonu çekdim. Cidden gezicek hiç halim yokdu. Elimi yüzümü yıkayıp odaya girdim en sonunda. Hızla yerimi açdım ve kanepeye uzandım. Bu gece Baran bu odada olucak. O yüzden burada yatacağım mecburen.

Gözlerimi kapayıp yorgun bedenimi uykuya teslim etmişdim.

*****

Yüksek sıcaklık ve mide bulantısıyla gözlerimi açdım. Etrafıma bakdığımda havanın hala karanlık olduğunu gördüm. Baran da yatağında yokdu. Ayağa kalkıp çekmecenin üstünde olan telefondan saate bakdım. Saat sabahın 5i daha.

Midemin yeniden bulanmasıyla banyoya koşdum ve içimde ne var ne yok çıkardım. Aynadan kendime bakdığımda su içinde olduğumu gördüm. Geceliğim bile ıslakdı. Elimi alnıma koydum ve ateşimi ölçdüm kendimce ve vardıda.

Giyinme odasına girip üstüme elbiselerimden birin zor da olsa giyindim ve odadan yavaş adımlarla indim. Kusmakdan bir garip olmuşdum ve ayaklarımın altından yer gidiyordu sanki. Merdivenlerden dikkatle,tutarak inmişdim ve mutfağa girdim. Işığı açıp kendime nane limon yapmaya başladım.

Hala halsizdim ve nane limonun soğumasını beklerken oturup kalmışdım. Başımı ellerimin arasına alıp öylece duraraken yılanın sesini duydum.

"Ezo bu saatde burada ne yapıyorsun?"diyip buz dolabının yanına yürümüşdü. Başımı kaldırmadan "Sana ne?"dedim. Masaya meyve suyun bırakıp "Hastamısın?"dedi sırıtdığı sesinden belliydi. Kafamı kaldırdım ve arkama yaslandım.

 Kafamı kaldırdım ve arkama yaslandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(ZüMRüT)

"Bak yılan seni sevmiyorum. Belki severdim ama şu üstüme atdığın iftiradan sonra bittin benim için"dedim. Önümdeki sandalyeni çekip oturdu ve arkasına yaslandı. Bana hafif gülümsüyerek bakdı ve konuşmaya başladı.

"Ne yalan söyleyim Ezo bende seni sevmiyorum. Baran'la evlendiğin günden beri senin ölmen için dua etdim"dediğimde hafif gülümsedim ve "Ne güzel senden de bu beklenirdi"dedim.

"Hiç bir şey sinirimi bozamaz artık. Adetim geçikdi. Hmm.. Galiba hamileyim"dedi karnın okşayarak.

"Allah analı babalı büyütsün ne diyim başka"dedim.

"Biliyormusun Ezo sana acıyorum aslında"dediğinde ona bir kaşımı kaldırarak ters bakışlar atdım.

"Bu eve gelmeden önce Baran'ın seni ne kadar çok sevdiğini duymuşdum. Ama geldim ve gördüm. Belki de bu 3 yılda Baran senden sıkılmış. Bur çoçuk bile verememişsin sonucda"dediğinde kaşlarım çatıldı bir anda. Gerçekden Baran'a çoçuk vermeseydim şunu burada öldürürdüm.

"Hemen sinirlenme Ezo. Doğru söz can yakar. Ama seninle gerçekleri konuşmak isterim. "dedi ve karnın okşayarak "Gün günden soluyorsun. Al işde hasta olmuşsun yine. Baran belki sana bağlanmış ola bilir ama artık beni sevdiğine eminim. Ayrıca çoçuğumuzda olucak. Baran'da benim olucak,sevgisi de. Peki sana ne kalıcak Ezo?"dedi dirseklerin masaya koyup bana dikkatle bakarken.

Zaten Baran da benim degildi,sevgiside. Ne diye onunla bunları konuşayım. "Ne demek istiyorsun Zümrüt. Seninle konuşmak bile istemiyorum. O yüzden çabuk ol"dedim. Boynundan benim kolyemi açdı ve bana uzatarak "Bak sana sadece bu kalıcak Ezo. Kuru hatıra. Sen mahvolurken ben kazanacağım. Baran bile beni dinleyecek. O yüzden sana bir anlaşma sunmak istiyorum"dediğinde hafif kıkırdadım.

"Ne anlaşması?"dedim. "Baran beni dinlerse seni bile gönderirim bu evden biliyorsun dimi"dediğinde kaşlarım yine çatıldı. "Yani?"dedim. Yüzüne düşen saçların arkasına atıp "Baran benim olsun sevgisi senin?"dediğinde ona anlamayarak bakdım.

"Zaten çoçuğunuz olmuyor. Neden senin odana gelsin ki, artık hep benimle kalmasını istiyorum. İşe yaramaz bir kadınsın"dediğinde sinirle ayağa kalkdım. Benim bu kalkmamın üzerine arkamdan "Zümrüt senin ağzından çıkanları kulağın duyuyormu?"diye bir ses geldi. İşde korkduğumuz kişi bizi fena yakalmışdı

KumamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin