{ 13 BöLüM }

23.6K 914 120
                                    

Keyifli okumalar....

"Alo ..Ba..Baran," dedim hıçkırarak.

"Ne oldu Ezo?" dedi sesi endişeli geliyordu.

"Be..bebeğe birşey oldu ....galiba. Biz hastanedeyiz!" dedim kendimi sakinleştirmeye çalışırken.

"Ne? Hangi hastane?."

".....Hastanesi" dediğimde telefonu yüzüme kapattı. Gözlerimdeki yaş daha kurumadan, bir sonraki akıyordu. Ben ne yaptım böyle. Bir çocuğun katili mi oldum ben şimdi? Kapının önündeki sandalyeye kendimi bırakmıştım. Baran beni bu sefer kesin öldürür.

Kafamı ellerimin arasına alıp hıçkırarak ağlarken kaynanam kafama dikildi ve bağırarak "Uğursuz gelin! Öldürdün torunumu!" derken Daye bağırarak "Sakin ol Dilan. Gelinin üstüne gitme!" dedi. Kaynanam Daye'ye dönerek "Hep sen yüz verdin ona zaten!" dedi.

Ben kulaklarımı kapayıp seslerin kesilmesini beklerken sesler daha da yükseliyordu sanki. İnatları tutmuş gibi benimle inatlaşıyorlardı. Sesler tüm beynimi ele geçirip uğultuya dönerken içimden kesin sesinizi diye bağırıyordum.

En sonunda kesilmişti. Ama bende kendimi karanlıkta hissediyordum. Her şey bulanlıklaşmıştı ve hayatım sanki gözlerimin önünden bi film şeridi gibi geçiyordu.

*****

3 Yıl önce

"Ezo hala uyuyor musun sen?" diye yumruklarcasına çalınan kapımla uyandım. Yataktan kalkıp hızla kapıma koştum ve açtım. Önümde annem vardı. Pardon üvey annem. "Bu kahvaltı neden hazır değil? Bu zamana kadar neden uyuyorsun." diye beni saçımdan tutarak odadan çıkardı.

"Çabuk benim kahvaltımı hazırla."diyip kendi odasına girdi. Derin bir nefes aldım ağlamamak için göz yaşlarımı tutuyordum. Bıktım bu hayattan. Neden mi; bu zamana kadae uyuyorum? Çünki tek huzuru rüyalarım veriyor. Bir gün sonsuz rüyaya dalmayı arzuluyorum.

Mutfağa girerek kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Annem beni doğururken öldü. Bir yıl sonra babam evlendi ve bana annelik yapacak bu kadını getirdi. Tamam beni o büyüttü. Lakin babam da 2 yıl önce iflas etti. İflas edince de dayanamadı ve intihar etti.

Üvey annem Berfin beni okuldan aldı ve gitmeme izin vermedi. Artık bana okul değil hayat ders geçiyordu. Konaktaki çalışanlar gitmişti. Annem paralarını veremiyordu. Bende tüm konağın işleriyle ilgileniyordum. Tabi yapmazsam döverdi.

Sofrayı hazırlayıp kendim mutfakta atıştırdım bi şeyler. Beni kendi sofrasında istemez. Ona göre her şeyin tek suçlusu benim. Babam onu karısı olarak alınca ona hiç yakınlık etmediğini söylüyor benim yüzümden. Sadece bana annelik yapsın diye almış onu diyor ama babam onu seviyordu. Belki de ben öyle sanıyordum. Bu zamana kadar çocuğunun olmamasının tek suçlusu benim.

İşte o yüzden sevilmiyorum ya. Mutfakta bulaşıkları yıkarken konağın kapısı çalındı. Hızla gidip açtım. Karşımda Zümrüt vardı. Berfin Zümrüt'ün teyzesidir. "Naber? Teyzem nerde?" diye beni itip içeri geçti. Ben bir şey demeden annem gülerek "Kuzum gelmiş!" dedi. Zümrüt ise bağırarak "Teyzem, biliyor musun? Baran ağaya kız arıyorlar. Umarım beni seçerler!" diye sevincle çığlık atıyordu.

"Tabi seni seçecekler. Senin gibi güzel kız mı var buralarda?!" dedi. Ben onlarla konuşmayarak yeniden mutfağa dönüp işiöe devam ettim.

Bir kaç dakika sonra Zümrüt mutfağa dalıp "Ezo hazırlan seninle çarşıya gidiyoruz." dedi ama ben ona bakarak "Annem izin vermez." dedim. Tabi o "İzin aldım bile! Hadi beni çok bekletme. Yoksa yalnız giderim!" dedi. Bende sevincle doğru yukarı koşup üstümü giyindim ve saçlarımı tarayıp, ördüm. Yatağımın altından günlüğümü açtım ve içinden çok az miktarda olan paramdan aldım. Of aptalım ben bu parayla hiç bir şey alınmaz ama ben yinede ne olur ne olmaz alayım yanıma.

Parayı küçük çantama koyup kendime aynadan son kez baktım. İyi gözüküyordum. Tabi göz altlarım hariç. Hızla aşağı indim. Annem beni baştan aşağı süzüp "Çabuk gelin!" dedi. Biz çıkınca da kapıyı kapattı.

Yürüyerek gidicektik. Anlamıyorum o kadar şoförleri var neden yürüyerek yalnız gidiyoruz diye düşünmedim değil. Çok merak ediyordum lakin sormiycaktım. Zaten beni yanında öylesine götürüyor.

Kendisine kolye ve bunun gibi bir çok şey aldı. Bense sürekli etrafa bakıyordum. Çok güzel şeyler vardı ama param yoktu bir şey almaya. Tek çocuk olmak ne kadar kötü. Keşke benim bir ağabeyim olsaydı. Annem beni doğururken öldü. Eğer ağabeyim olsaydı hiç yalnız hissetmezdim belkide.

Eve dönüş yolunda Zümrüt kendine içmek için su aldı. Tabi ben zaten iyi hissediyordum. Daha yorulmadım. Eve dönüş yolunda etraf sessizdi. Sokağı döndüğümüzde bir teyzenin yerde oturduğunu gördük. Ben hızla yanına koştuğumda Zümrüt'de gelmişti. Kadının kolundan girip ayağa kaldırmaya çalıştım. Zümrüt yardım etmeyip sadece bakıyordu. "Ninecim neyin var senin?" diyip kadının alnına elimi koydum. Kadın çok sıcaktı. Susamış olmalı. "Zümrüt suyunu versene." diyip elimi uzattığımda "Evsiz kadın işte. Ona neden suyumu vereyim ki?!" diyerek arkaya bir kaç adım attı. "Zümrüt deli misin sen? Kadın çok kötü!" dedim ama "Bana ne, ben gidiyorum!" diyerek arkasını döndü ve yürümeye başladı. Ben bir kadına bir de Zümrüt'e bakakaldım.

Zümrüt tekrar bana döndü ve "Teyzeme söyleyeceğim gelmezsen!" dedi ve yürümeye devam etti. Yaşlı kadını kaldırıma oturttum. "Ninecim bekle su alıp geleceğim." dedim ve koşarak az ötedeki bakkala gittim.

Zümrüt anneme söylerse dövücek beni ama ne yapayım kadını bu sıcakta böyle bırakıp gitmeye gönlüm el vermedi.

Paramı çıkarıp bakkaldan su aldım ve koşarak geri döndüm ama sokakta kimseler yoktu. Yaşlı kadın nereye kayboldu böyle? Koşarak diger sokağa döndüm ama orada da yoktu. En sonunda eve dönme kararı verdim.

Allah'ım beni neden bu kadar sınıyorsun? Eve gittiğimde Zümrüt bizim evden çıkıyordu. Annem beni baya bir dövdü ardından. Attığı tokattan dudağımın yanı patlamıştı.

Ellerimin üstüde morardı. Baya vurdu ellerime. Yaşlı gözlerle akşam yemeğini hazırlarken konağın kapıları yine çalındı. Hızla koşup açtığımda bir kaç kadının geldiğini gördüm. Elimin tersiyle gözlerimi silip "Kime bakmıştınız?" dediğimde o yaşlı kadını gördüm. Şaşkınlıkla kadına baktım kaldım ama annem gelip onları içeri davet etti.

Bende onlara kahve götürdüm. Kadın yüzüme ve ellerime sürekli bakıyordu. Utanıyordum kim olduğunu sormaya da. En sonunda mutfağa girdim. Kadınlar yarım saat sonra evden gittiler. İşte o zaman annem çıkıp beni Baran ağaya gelin olarak alacaklarını söylemişti. Aslında vermiycekmiş ama iyi başlık parası vereceklerinden vermiş.

İşte o zaman öğrendim onun Daye olduğunu. Onun hayatını kurtarmaya çalışırken aslında benim hayatım kurtulmuştu. Hatta Daye kurtarmıştı.

Tabi Zümrüt bunu öğrenince geldi ve baya bir kavga çıkardı evde. Beni dövmeye bile kalkıştı ama annem izin vermedi. Çünki beni istemeye geleceklerdi.

O ev, o evlilik kurtuluşum olmuştu ama bir süre sonra çocuk isteyen kaynanam yüzünden yine huzurum kalmamıştı.

*****

Şimdi ki zaman....

Uyandığımda başımda Daye vardı. "Anne ne oldu bana?" Diyerek doğruldum. "Uykusuzluk ve stresten bayılmışsın kızım." dedi ve yanıma geldi. Saçlarımı okşarken "Ana ben ne yaptım? Çocuk katili oldum!" diye tekrar ağlamaya başladım "Merak etme kızım. Sen kimsenin katili olmadın. Zaten ortada çocuk da yoktu." dediğinde anlamıyormuş gibi ona baktım.

"Ne demek ana bu?" dediğimde üzgün bir şekilde "Zümrüt'ün rahminde kötü huylu bir kis varmış. Reglin geçiktirmiş. Doktor da onu çocuk sanmış. Sinirlenince de patlamış. Doktorlar kanını durduramadığından rahmini aldılar." dediğinde gözlerimi büyük büyük açtım ve "Ne ?" diye kaldım.

KumamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin