27-anne

136 10 3
                                    

merhaba okurcanlarım. bu bölüm biraz duygusal olucak. bu bölüm meriç ile ilgili. şimdiden mendillerinizi hazırlayın. Şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.

multi=meriç olarak düşünün.

-meriçten-

akciğerlerim durmam için yalvarırken onları umursamadım ve yaklaşık iki saattir yaptığım şeyi yapmaya, koşmaya devam ettim. uçurumun kenarında durdum.bir adım daha atarsam ruhum bedenimden ayrılıp özgürlüğe kavuşurdu. ellerimi iki yanımda açtım.ve bağırdım.

-OLMUYO! YAPAMIYORUM BABA! SENİN KADAR GÜÇLÜ DEĞİLİM!yapamam bunu babam.. sonu fısıltı gibi çıkmıştı.bir adım daha atıcağım sıra biri tarafından geri çekildim.

-bırak beni lütfen!dedim kim olduğunu önemsemeden.

-meriç saçmalama. öylece atlıycak mısın?dedi araf.

-evet.öylece atlıycam..

-arkanda bizi bırakarak mı?

-olmuyo araf. çok özledim.yapamıyorum.

-yapıcaksın.zorundasın.

-nedenim yok. hiçbir şeyin anlamı yok artık.dedim.

-nedenin yok öyle mi? kalk atla lan.hatta ilk ben atlıycam. arkamdan gel tamam mı? dedi ve uçurumun ucuna yaklaştı.

-saçmalama araf. senin nedenin var.

-yok! benim de nedenim yok!

-var! annen,kardeşlerin ve en önemlisi ipeğin intikamı var. 

-peki sen atlarsan kimden alıcam intikamını?kimden?

-zamandan.dedim.sabahtan beri durmadan akan göz yaşımı sildim.ardından elime baktım.ıslaklığa.

-bi bitmediniz amk.dedim göz yaşlarıma.sonra ayağa kalktım. uçurumun ucundaki arafa yaklaştım. bana bakıyordu çatık kaşlarıyla.

-babam bana 'gökyüzü sonsuzdur. gökyüzüne yolla acılarını. bulutlar dindirsin acını' derdi. ben her sene buraya gelip acılarımı gök yüzüne yolladım. bi kerecik de ruhumu yollasam gök yüzüne? dedim arafa dönüp. Gözleri dolmuştu. Arafın telefonu çaldı. Benim kolumdan tutup uçurumun kenarından çekti. Telefonu açtı. Beni de bir kolumdan tutuyordu. Bıraksa giderdim. O da biliyordu bunu. Telefon konuşmasını dinlemedim. Boş boş yere baktım. Telefonu cebine koydu. Bana baktı. Kafamı kaldırdı ve gözlerine bakmamı sağladı.

-acil gitmemiz gerekiyor. Rüya aradı. Kötü bir şeyler oluyor. Ne olduğunu bilmiyorum ama gitsek iyi olur. Dedi. Sadece başımı salladım. Arafın arabasına bindik ve annesinin evine geldik. Hızla içeri girdik. Kadının biri rüya ve seniha teyzeye bıçak çekmişti. Araf annesine ve rüyaya korkmamalarını söylüyordu. Ben ise sadece bıçağa bakıyordum. Aslında o bıçağı alıp kendime saplasam giderim babamın yanına. Kadının

-meriç? Demesi ile ona baktım. Bu kadın beni nerden tanıyor ki?

-sen kimsin? Dedi araf annesini ve rüyayı arkasına alarak. Ben ise kapının önündeydim. Bana gelmeye başladı. Araf ona doğru hamle yapacakken rüya onu kolundan tuttu.
Kadın bana yaklaştı.

-ben senin annenim. Dedi. Bıçağı hala rüyalara doğruydu. Elimle durmasını işaret ettim. Durdu. Rüyaların önüne geçtiğimde bana döndü. Şimdi bıçağı bana doğrultmuş oluyordu. Bir adım attı bana doğru. Bende bir adım attım ona doğru. Ardından arafa döndürdüğü bıçağı tutup sıkmaya başladım. Sıjtım ve sıktım. O uğursuz sıvı aktı elimden. Yine de sıktım bıçağı.

-sen. Nazan Sağcı. Ben senin oğlun değilim. Sen sadece biyolojik gereksizsin hayatımda. Dedim.

-oğlum.. Dedi. Saniyesinde gözlerim doldu. Bana bu zamana kadar en çok babam demişti bu lafı.

-sus ve defol burdan. Hemen! Nazan gitmeyince ben çıktım evden. Babamın mezarına gitmeden önce çiçek aldım. Mezarına götürdüm çiçekleri. Suladım sonra çiçekleri ve mezarı. Sonra babamın yanına oturdum. Elim hala kanıyordu.

-bu gün yedi yıl oldu. Tam yedi sene. Ölmeden önce bana ne demiştin hatırlıyor musun? 'hiçbir şey için üzülme. Mavilerin hep gülsün.' gülüyorum baba. Ama gerçek olmuyor. Senin yanındaki gibi olmuyor baba. Dedim ardından derin bir nefes aldım.

-bu gün o geldi. Bana hep derdin 'bir gün annen gelirse ona anne de. Deki kendinden utansın.' bugün ona anne demedim. Hala da anne olmaya laik biri olmadığını düşünüyorum.. Neyse ne. Sen burda rahat rahat uyu. Ben gelirim yanına. Unutmam baba. Unutmam. Dedim ve ayağa kalktım. Arkamı döndüğümde 'anne' mi gördüm.

-selam anne. Dedim ve yanından geçip ilerledim. Annemde arkamdan geldi.

-meriç bekle! Dedi durdum. Yanıma geldi.

-neler yaşadığını anlıyorum ama....

-sakın bana neler yaşadığımı anladığını söyleme. Sen yokken bu adam baktı bana. Sen yokken o öğretti bana herşeyi. Ve öğrettiği şeyler ile ayakta kalmamı o söyledi bana. Sen, sen ne yaptın ki? Dokuz ay karnında taşıdın diye anne mi oldun? Sen dokuz ay karnında taşımayla anne olduysan sana bir şey söyliyim;
Ben sensizliği 19 yıldır taşıyorum. Biraz daha taşıyabilirim. Dedim ve yürümeye devam ettim. Artık aldığım oksijen boğazımı yakarak ciğerlerime ulaşıyor ve ciğerlerimi iğne batırıyordu. Titrek bir nefes kaçtı dudaklarımdan. Her zamanki yere gittim. Ormana.  Ağaçların arasında ruhumu kaybettim. Saatlerce orda oturdum. Sonra eve doğru yürümeye başladım. Normalde eve dönmemem lazımdı. Her yıl bu günden sonraki hafta dağ evinde kalırdım. Orada toparlar, geri dönerdim. Arafta beni aramazdı. Ama bir haftayı bir gün geçse hemen dağ evine gelirdi. Ama bu yıl, toparlamamaya karar verdim...

Daha Yeni Başlıyoruz.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin