16-hile

166 12 0
                                    

Multi =almina

-rüyadan -

Yeni bir güne gözlerimi alminanın üstümde tepinmesiyle açtım. Bir dakika almina mı? Nasıl girdi ki eve? Neyse ya uff uykum kaçtı. Brn ne güzel derekimle birlikte kate'i öldürüyorduk.

-almina?

-kalk! Kalk kalk kalk kalk!

-anladım.hem sen benim üstümden kalk!

-hee pardon kanka. Dedi ve kalktı.

-nasıl girdin buraya? Dedim.

-telefonlarını açmayınca bizde selime gittik. O da geldi ve kapıyı açtı. Dedi. Ben yavaşça kalkıp banyoya ilerledim. O sırada bir şey düştü. Ah! Benim jetonmuş o ya. Banyo kapısınsan geri geri çıkıp

-biz?

-ben, selim, meriç, araf.

-o da mı burda?

-evet ve maça geç kalıcaz hadi! Dedi ve beni banyoya itmeye başladı. Banyoda işlerim bitince hazırlandım.
Ardından aşağıya indim. Bizimkilerle selamlaştıktan sonra evden çıktık. Maç karşı takımın okulunda olucağı için arabayla aras kolejine doğru yola koyulduk. Yaklaşık bir saat sonra aras kolejine gelmiştik. Erkekler basketbol takımının yanına gitmişlerdi. Biz de almina ile spor salonundaki yerimizi aldık ve beklemeye başladık. Almina sürekli etrafındaki erkeklere bakıp 'sence nasıl?' diye soruyordu. 5-10 dakika sonra alminan kolumu jayvan gibi dürtmesiyle bıkkın bir şekilde ona döndüm.

-efendim almina? Dedim bıkkınca.

-şu çocuk nasıl? Dedi uyuz mu uyuz ayazı gösterirken.

-ayaz mı?

-adı her ney... Sen onu tanıyor musun?

-maalesef.

-ve bana anlatmadın?

-anlatılacak bir şey yok.

-olsun.biz hani ikizdik?

-söz sana her şeyi anlatıcam. Ama ilk önce sen sevgilinin yanına git ve şans dile. Dedim ve meriçi gösterip sırıttım. Almina gidince yanıma ayaz geldi.

-selam kabus. Bu maçı nasıl kazanacağımızı göreceğine sevindim.

-emin olma. Bu maç bizim.

-fazla iddialısın.

-her zaman.

-şans dile. Dedi ve gitti.

-hakeden kazansın. Dedim kendi kendime. İki takım da yerlerini aldı ve oyun başladı.

Şu anda maçın en heyecanlı yerindeydik çünkü iki takımda berabere kalmıştı. Son dakikada araf topu karşı potaya sürerken karnına yediği dirsek ile topu kaçırdı ve yere düştü. Ben şaşkınca arafa ve arafın karnına dirsek atan çocuğa bakarken meriç topu tuttu. Arafın yanına giderken topu rastgele attı ve arafın yanına gitti.

-alminadan-

Meriçin yanına geldiğimde arafla konuşuyordu.

-kimseye anlatmıycaksın. Dedi araf. Ardından ikisi de sustu. Araf gidince meriçe sıkıca sarıldım. O da bana sarılınca kokusunu içime çektim. Çok güzel kokuyordu. Tarçın gibi.

-sevgilim. Seni çok seviyorum. Dedim.

-sana aşığım lan. Dedi. Güldüm ve

-bu maçı benim için kazan. Dedim ve dudağına kısa bir öpücük kondurdum ardından ona 'iyi şanslar' dedim ve rüyanın yanına döndüm. Maçı izlemeye başladık. İki takımda berabere iken karşı takımdan biri arafa dirsek attı. Ben ikisine de şaşkınca bakarken araf elindeki topu kaçırdı. Ve yere düştü. Hakeme baktığımda kızın biriyle konuşuyordu. Meriç topu tuttu ve rastgele fırlatıp arafın yanına koştu. Benim anlamadığım araf tek dirsek ile yere serilecek adam değildi. Meriç arafın yanına gidip birşeyler dedi. Ve işte durdurulması gereken sahne.
Meriçin attığı top ayazın başına çarpıp potaya giriyor ve sayı bizim oluyor. Böylelikle beraberlikten kurtuluyoruz ve kazanan= ARAL KOLEJİ... Bizim okul coşarken rüya arafın yanına gitti.

-rüyadan-

Meriçin attığı sayı ile birlikte kazanan biz olmuştuk. Arafın yanına gittiğimde çocuğun vurduğu yeri tutuyordu.

-iyi misin?

-evet. Evet iyiyim. Dedi. Ona 'yemezler' bakışımı attıktan sonra formasını kaldırıp kaslarını görmemeye çalışarak tuttuğu yere baktım. Morarmıştı. Ama bu tek bir dirsek darbesiyle oluşabilecek bir morluk değildi.

-a-araf bueası neden morardı?

-morardı mı?

-evet. Ve tek bir dirsekle olabilecek bir şey değil. Dedim ve gözlerimş karın kaslarından çekip gözlerine kilitledim

-bilmiyorum. Dedi. Tabiki de inanmadım.

-araf. Anlat.

-zorunda mıyım?

-değilsin. Dedim ve kalkıp gittim. Arabama binip eve doğru sürmeye başladım. Sıkılmıştım artık. 'senin sevgilin değilim.,' 'sana anlatmak zorunda değilim. '..
Ve en çok da canımı yakan bu konuda haklı olması. Tekefonumun çalması ile dikkatim dağıldı. Arabayı durdurup derin bir nefes aldım ve telefonu açtım.

-efendim selim?

-nerdesin. Almina gittiğini söyledi.

-eve gidiyorum.

-tamam. Belki uğrarım akşama doğru. Dedi ve kapattı. Yola devam ettim ve eve geldim. İçeri girdiğimde telefonuma mesaj geldi. Okumadan telefonumu kapattım ve odama çıktım. Üzerime pijamalarımı giydim ve the vampire diaries izlemeye başladım. Bir kaç saatin ardından sıkıldım ve bilgisayarımı kapatıp hazırlandım. ege'nin yanına gidicektim. aşağıya indiğimde evde kimsenin -bu kimseler umut ve selim- olmaması tuhaf gelmişti.omuzlarımı silkip dışarı çıktım. egenin çalıştığı daha doğrusu sahibi olduğu spor salonuna geldiğimde yavaşça içeri girdim. ege ortalıkta görünmüyordu. bende odasına doğru yürüdüm.

-meriçten-

Maç henüz başlamamıştı. Araf üstünü giyerken karnındaki morluk dikkatimi çekti

-noldu lan karnına? Niye morardı?

-dışarda anlatırım. Dedi. Araf da hazır olunca bana kavga ettiğini ve karşısındaki kişinin hep karnına çalıştığını, bu yüzden morardığını söyledi. Maç başlamadan önce almina yanımıza geldi. Araf kimseye söylemememi söyledi ve gitti. Almina bana sarıldı. Bu koku... Yasemin kokusuydu ve.. Ve annem de yasemşn kokuyordu. Çoktan gözlerim dolmuştu. Göz yaşlarımı kovup sevgilime baktım.

-sevgilim seni çok seviyorum.

-sana aşığım lan!

-bu maçı benim için kazan. Dedi ve dudağıma kısa bir buse kondurdu.

-iyi şanslar. Dedi ve rüyanın yanına gitti.

Maçı benim attığım mukemmel sayı ile kazanmıştık. Ama bir sorun var. O da şu odun mu odun araf. Salak hem kızı seviyor. Hem üzüyor. Ama ona salak dediğimi duysa karnındaki morluğa benzeyen morluklarla yüzümü süslerdi. Arafın omzuna dostça dokundum. Tabi ki böyle bir şey beklemediği için irkildi ve gözüme yumruğu çaktı. Ben yere yapışırken araf bana sövüyordu.

-köroldum. Aney. Ben nerelere gidem? Ne yapem aney? Diye ağıt yakarken araf küfür ederek kolumdan tutup dışarı çıkardı. Ve eve doğru sürmeye başladı. Ama olamaz. Araf arabayı evin önüne park ederken

-hayır!! Diye bağırdım. Araf irkilip bana döndü.

-neye hayır lan?

-eğer gözüm morarırsa morartırım seni araf.

-makyaj yaparsın geçer dedi ve gülmeye başladı. Ben ona küfür ederek arabadan indim. Evin önüne doğru yürürken araf arkadan geldi ve kafama vurup kaçmaya başladı. Ben onu kovalarken bahçedeki hortuma takılıp düştüm. Araf bana gülerke hortumu çektim. Araf da yeri boylarken gülme sırası bendeydi. Sürünerek arafın yanına ulaştım. Yerde yatmış bana bakarak gülüyordu.

-kardeşimsin. Dedi.

-kardeşinim. Dedim ve sırıtmaya devam ettim.

-hay senin...

-şakaydı lan. Sende benim kardeşimsin.

Daha Yeni Başlıyoruz.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin